Yo ile Başlayan Kelimeler

YO ile başlayan 172 kelime bulunuyor. Başında YO olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Yo kelimesinin anlamı nedir? Yo ile biten kelimeler. İçinde yo olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

YOKSULLAŞTIRMAK25

14 Harfli Kelimeler

YOĞUNLAŞTIRMAK30, YOKSULLAŞTIRMA24

13 Harfli Kelimeler

YOĞUNLUKÖLÇER34, YOĞUNLAŞTIRMA29

12 Harfli Kelimeler

YOZLAŞTIRMAK23, YOKSULLAŞMAK21

11 Harfli Kelimeler

YOĞURTÇULUK27, YOĞUNLAŞMAK26, YONGALAYICI25, YOBAZLAŞMAK23, YOĞALTILMAK23, YOĞURTLAMAK23, YORGANCILIK23, YOZGATLILIK23, YOZLAŞTIRMA22, YOKSULLAŞMA20, YOSUNLAŞMAK20, YORUMLANMAK17, YORUMLATMAK17, YOSUNLANMAK17

10 Harfli Kelimeler

YOĞUNLAŞMA25, YOĞURTHANE25, YOKOĞLUYOK25, YOBAZLAŞMA22, YOĞALTILMA22, YOĞURTLAMA22, YORUMCULUK20, YONTUCULUK19, YOSUNLAŞMA19, YONGALAMAK18, YORGALAMAK18, YOKUMSAMAK17, YOLDURTMAK17, YORUMLAMAK16, YORUMLANMA16, YORUMLATMA16, YOSUNLANMA16

9 Harfli Kelimeler

YOĞALTICI24, YOĞRULMAK21, YOĞURTMAK21, YOĞALTMAK20, YORDAMSIZ20, YOMSUZLUK19, YOLDÜZLER19, YOZLAŞMAK19, YOLSUZLUK18, YOLDAŞLIK18, YOKSUZLUK18, YORGUNLUK18, YOKLAMACI17, YONGALAMA17, YORGALAMA17, YOLDURTMA16, YOLDURMAK16, YOKUMSAMA16, YORDURMAK16, YOKSUNLUK15
Tümünü Gör

8 Harfli Kelimeler

YOĞURTÇU23, YOĞUNLAÇ22, YOĞRULMA20, YOĞALTIM20, YOĞUNLUK20, YOKUŞSUZ20, YOĞURTMA20, YOĞURTLU20, YOĞURMAK20, YOĞALTMA19, YOĞALMAK19, YORGANCI19, YOZGATLI19, YOZLAŞMA18, YOBAZLIK17, YOSUNCUL17, YOLCULUK16, YOKÇULUK16, YORDURMA15, YORDAMLI15
Tümünü Gör

7 Harfli Kelimeler

YOĞURMA19, YOĞALMA18, YOBAZCA18, YOKUŞÇU18, YORUMCU16, YOKUŞLU15, YONTUCU15, YOSMACA15, YOSUNLU13, YOLUYLA13, YORULMA12, YONULMA12, YOLUNMA12, YOKLAMA11, YOLLAMA11, YORTMAK11, YONTMAK11

6 Harfli Kelimeler

YOĞRUM18, YOĞURT17, YOZGAT16, YOMSUZ15, YOLDAŞ14, YOKSUZ14, YOLSUZ14, YORUCU14, YORGUN14, YONGAR13, YORGAN13, YOZLUK13, YORDAM12, YOKSUL11, YOKSUN11, YOKLUK10, YOLLUK10, YOLMAK10, YONMAK10, YONTMA10
Tümünü Gör

5 Harfli Kelimeler

YOĞUN16, YOBAZ13, YOKÇU12, YOKUŞ12, YOLCU12, YONGA12, YORGA12, YONCA11, YOKUM10, YORUM10, YOSMA10, YOSUN10, YOKSA9, YOLLU9, YOLMA9, YOLUK9, YOMRA9, YONMA9, YONTU9, YORTU9
Tümünü Gör

4 Harfli Kelimeler

YOGA11, YO11, YOMA8, YONT7

3 Harfli Kelimeler

YOĞ13, YOZ9, YOM7, YOL6, YOK6

2 Harfli Kelimeler

YO5

YO

[ünlem]

  • `Hayır` anlamında kullanılan bir söz

    Dün bize geldiniz mi? -Yo.

  • `Yapmam, istemem, kabul etmem` anlamında kullanılan bir itiraz sözü
  • `Sakın` anlamında kullanılan bir uyarma sözü

    Yoo, güvercinlerime dokunmayınız, dedi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

YOL

[isim]

  • Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik
  • Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer

    Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı. - Çetin Altan

  • Genellikle yerleşim alanlarını birbirine bağlamak için düzeltilerek açılmış ulaşım şeridi

    Yolda oynayan çocuklara ne olduğunu sordu. - Ömer Seyfettin

  • İçinden veya üstünden bir sıvının geçtiği, aktığı yer

    Su yolu. Sel yolu.

  • Yolculuk

    Yola çıkmak. Yoldan kalmak.

  • Gidiş çabukluğu, hız

    Bu vapurun yolu az.

  • Davranış, tutum, gidiş veya davranış biçimi

    Celâl Bey'i sakal bırakma yolunda, kim, hangi örnek özendirdi diye çok düşünmüşümdür. - Haldun Taner

  • Uyulan ilke, sistem, usul, tarz, tarik

    Duyguların eğitimi de en iyi, sanat yoluyla olur.

  • Kumaşta bulunan çizgi
  • Kez, defa, kere, sefer

[argo]

  • Hile, tuzak

[halk ağzında]

  • Düğünde, oğlanevinin kızevine verdiği para, mal veya armağan

[mecaz]

  • Gaye, uğur, maksat

    Bu yolda çok emek harcandı.

[mecaz]

  • Bir amaca ulaşmak için başvurulması gereken çare, yöntem

    Bu işi yapmanın bir yolu vardır.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... yoluna
  • yola (veya yollara) düşmek
  • yola (veya yoluna) koyulmak
  • yola çıkmak
  • yol açmak
  • yola dizilmek
  • yola düzülmek
  • yola gelmek (veya yatmak)
  • yola getirmek
  • yola gitmek
  • yol almak
  • yol aramak
  • yola revan olmak
  • yola vurmak
  • yol bulmak
  • yol çizmek
  • yolda kalmak
  • yoldan (veya yolundan) kalmak
  • yoldan çevirmek
  • yoldan çıkmak
  • yol etmek
  • yol gitmek
  • yol görünmek
  • yol göstermek
  • yol gözlemek
  • yol iz bilmek
  • yol kesmek
  • yollara dökülmek
  • yolları ayrılmak
  • yolları tutmak
  • yol şaşmak
  • yol tepmek
  • yol tutmak
  • yolu (veya yolunu) şaşırmak
  • yolu açık olmak
  • yolu açmak
  • yolu almak
  • yolu düşmek
  • yoluna bakmak
  • yoluna baş koymak
  • yoluna can (veya canını) vermek
  • yoluna çıkmak
  • yolun açık olsun
  • yoluna girmek
  • yoluna koymak
  • yoluna sapmak
  • yolunda gitmek (veya yürümek)
  • yolunda görünmek
  • yolunu beklemek (veya gözlemek)
  • yolunu bilmek
  • yolunu bulmak
  • yolunu değiştirmek
  • yolunu kaybetmek
  • yolunu kesmek
  • yolunu sapıtmak
  • yolunu tutmak
  • yolunu tutmak
  • yolunu yapmak
  • yol vermek
  • yol vurmak
  • yol yakınken
  • yol yapmak
  • yol yürümek

Birleşik Kelimeler: yol ağzı, yol ayrımı, yol azığı, yol bel, yolbil, yolbul, yol boyu, yoldüzler, yol erkân, yol evladı, yolgeçen hanı, yol halısı, yol haritası, yol harçlığı, yol işareti, yol kardeşi, yolkesen, yol kilimi, yol parası, yol uğrağı, yolüstü, yol yol, yol yordam, yol yorgunu, açık yol, açısal yol, altı yol, ana yol, bir yol, bölünmüş yol, çakıl yol, çıkar yol, dikenli yol, diplomatik yol, doğru yol, dört yol, duble yol, ekspres yol, kaçamak yol, kısayol, köprü yol, kötü yol, orta yol, otoyol, stabilize yol, tahsisli yol, tali yol, tam yol, tek yönlü yol, tercihli yol, uzak yol kaptanı, uzun yol sürücüsü, uzun yol şoförü, yan yol, gözü yolda, o yolda, kısa yoldan, ayakyolu, bisiklet yolu, boru yolu, cinyolu, çevre yolu, çıkış yolu, çözüm yolu, demir yolu, deniz yolu, döl yolu, geçim yolu, Gökyolu, Hacılaryolu, Hacıyolu, hak yolu, Harezmi yolu, hava yolu, idrar yolu, kara yolu, keçi yolu, koşu yolu, Samanyolu, seğirdim yolu, ses yolu, sıçan yolu, sidik yolu, suyolu, su yolu, yargı yolu, yaya yolu, keyfi yolunda, tıngırı yolunda

YOK

[sıfat]

  • Bulunmayan, mevcut olmayan (nesne, kimse vb.), var karşıtı

[isim]

  • Olmayan, bulunmayan şey

    Sen yoktan anlamaz mısın?

  • Yasak

    İçki, sigara yok.

[edat]

  • `Hayır` anlamında kullanılan bir söz

    Geldiler mi? -Yok, daha gelmediler.

[bağlaç]

  • Birbirine karşıt iki cümleden, ikincisinin başına getirilen bir söz

    Verdiler, ne âlâ; yok vermediler, döner gelirsin.

[bağlaç]

  • Birinin söylediği sözlerden genelde kuşkulanıldığında veya sözler hafifsendiğinde kullanılan bir söz

    Yok kâğıdı kalmamış, yok mürekkebi iyi değilmiş, hasılı bir alay bahaneler!

    Yok ben seni adam ettim, yok haddini bil, yok üstümüze düşeni yapalım. - Attila İlhan

[edat]

  • Savunulan bir düşünceyi doğrulayan sözün başına getirilir

    Yok, doğrusu iyi adam, kim ne derse desin.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yok ananın örekesi
  • yok canım
  • yok devenin başı (veya pabucu veya nalı)
  • yok etmek
  • yok oğlu yok
  • yok olmak
  • yok satmak
  • yoktan var etmek
  • yokum
  • yok yok

Birleşik Kelimeler: yok pahasına, yok yere, yok yoksul, yok yılı, vara yoğa, varı yoğu, hiç yoktan

YONT

[isim]

[halk ağzında]

  • Başıboş hayvan

Birleşik Kelimeler: yont kuşu

YOM

[isim]

[halk ağzında]

  • İyi talih, iyi haber

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yom tutmak

YOMA (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[denizcilik]

  • Sabit manevralarda ve gemileri bağlamada kullanılan, üç veya dört kollu halat
  • Birçok ipin örülmesiyle oluşturulan, balıkçılıkta kullanılan halat

YOKSA

[bağlaç]

  • `Aksi takdirde` anlamında kullanılan bir söz

    Ver diyorum sana yoksa yersin dayağı. - Memduh Şevket Esendal

  • Sayılan ihtimallerin dışında bir ihtimali bildirmek için kullanılan bir söz

    Yıllardan ya 41 ya 42 yoksa savaşın biteceğine yakın mı? İstanbul'a yeni gelmişim. - Attila İlhan

  • Endişe, merak, umut gibi duyguları güçlü biçimde anlatmak için kullanılan bir söz

    Yoksa gelmeyecek misin?

YOLLU

[sıfat]

  • Yolu herhangi bir nitelikte olan

    Bozuk yollu bir mahalle.

  • Çizgili

    Sandığın altında, mor yollu beyaz bir iplik çul seriliydi. - Orhan Kemal

  • Hızlı giden (taşıt)

    Yollu gemi.

[mecaz]

  • Kuralına uygun

    Bu hiç de yollu bir iş değildi.

[mecaz]

  • Herhangi bir nitelikte, biçimde

    İlk teklifimde direnir yollu konuşmaya başladım. - Falih Rıfkı Atay

[isim]

[argo]

  • Kolayca elde edilen kadın

[argo]

  • Parası olan

Birleşik Kelimeler: alay yollu, hafif yollu, nasihat yollu, şaka yollu

YOLMA

[isim]

  • Yolmak işi

    Arpalar erdi de gelin, girdik yolmaya - Halk türküsü

[halk ağzında]

  • Sapı orakla biçilmeyecek kadar kısa kalmış ekin

YOLUK

[sıfat]

  • Yolunmuş olan

    Nuran, yoluk kaşlarını parmaklarıyla düzeltiyordu. - Mahmut Yesari

YOMRA

[isim]

  • Trabzon iline bağlı ilçelerden biri

YONMA

[isim]

  • Yonmak işi

YONTU

[isim]

  • Heykel

YORTU (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Hz. İsa'nın yaşamını, ölümünü, dirilişini ve azizlerin yaşamlarına yansımış olan erdemlerini anmak üzere kilisenin belirlediği kutsal günler

YOZ

[sıfat]

  • Doğada olduğu gibi kalarak işlenmemiş olan

    Yoz toprak. Yoz bitki.

[mecaz]

  • Kaba, adi, bayağı

    Yoz adam.

[mecaz]

  • Yozlaşmış, dejenere

[halk ağzında]

  • Kısır

[halk ağzında]

  • Davar sürüsü

    Yozların Karataş Dağı'na çıkar / Orada tavlanır, malların Üyük - Âşık Ali İzzet