Yo ile Başlayan 6 Harfli Kelimeler

YO harfleri ile başlayan 6 harfli 23 kelime bulunuyor. Başında YO olan 6 harfli kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "yo ile biten 6 harfli kelimeler. İçinde Yo olan 6 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

YOĞRUM18, YOĞURT17, YOZGAT16, YOMSUZ15, YOLDAŞ14, YOKSUZ14, YOLSUZ14, YORUCU14, YORGUN14, YONGAR13, YORGAN13, YOZLUK13, YORDAM12, YOKSUL11, YOKSUN11, YOKLUK10, YOLLUK10, YOLMAK10, YONMAK10, YONTMA10, YONTUK10, YORMAK10, YORTMA10

YOKLUK

[isim]

  • Yok olma, bulunmama durumu, adem, ademiyet, fıkdan, gaybubet

    Bin bu derde, yokluğa ve tehlikeye rağmen, gönül avlayan bir Bursa baharı idi. - Tarık Buğra

[mecaz]

  • Fakirlik, yoksulluk

    Beni külfete sokma, şimdi ben yokluktayım. - Ahmet Kabaklı

[felsefe]

  • Hiçlik

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yokluk çekmek

Birleşik Kelimeler: yokluk eki, adam yokluğunda

YOLLUK

[isim]

  • Yolculuk sırasında yenmek üzere hazırlanan yiyecek, yol azığı
  • Yolcuya verilen armağan
  • Koridorlara serilen, dar ve uzun halı, yol halısı
  • Yol masrafı olarak ödenen para, harcırah

    Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin ödenek ve yollukları kanunla düzenlenir. - Anayasa

YOLMAK

[-i]

  • Bitki, tüy vb.ni çekerek yerinden çıkarmak, çekip koparmak

    Yoluyor mu, ne yapıyor bilmem, pişik suratlı olmuş. - Memduh Şevket Esendal

[mecaz]

  • Dolandırarak, hile ile birinin parasını almak

    Adamcağızı iyice yoldular.

YONMAK

[-i]

[halk ağzında]

  • Yontmak

YONTMA

[isim]

  • Yontmak işi

    Ucu sipsivri bir kurşun kalemi tekrar yontmaya kalktım, ucunu kırdım. - Peyami Safa

[sıfat]

  • Yontulmuş veya yontularak yapılmış

    Yontma taş. Yontma su yolu.

Birleşik Kelimeler: Yontma Taş Çağı, Yontma Taş Devri

YONTUK

[isim]

  • Yontulmuş yer
  • Yontulmuş parça

    Yontukları süpürüp atın.

[sıfat]

  • Yontulmuş olan

    Yontuk kalem.

Birleşik Kelimeler: yontuk düz

YORMAK

[-i]

  • Yorgun duruma getirmek

    Teknik teferruatla okurlarımı yormak istemiyorum. - Falih Rıfkı Atay

[mecaz]

  • Sıkıntıya sokmak, üzmek

    Ömer, kalbimi en çok yoran bir sima gibi hatırımda kaldı. - Halide Edip Adıvar

[-e]

[-i]

  • Bir anlam vermek, yorumlamak

    Hayvanlara insanca duygu ve düşünceler yormak ne derece doğrudur bunu da kestiremiyorum. - Haldun Taner

  • Bir sebebe bağlamak, bir duruma işaret saymak

YORTMA

[isim]

  • Yortmak işi

YOKSUL

[sıfat]

  • Geçinmekte çok sıkıntı çeken (kimse, toplum, ülke), parasız, yoksuz, varlıksız, variyetsiz, fakir, fukara, zengin, varsıl karşıtı

    O kadar yoksulmuş ki rüyasında bile eline para değmemiş. - Elif Şafak

[mecaz]

  • İstenilen nitelikte ve özellikte olmayan, yetersiz

    Yazılarını okudum, sözlerini dinledim, bilgice onu biraz yoksul buldum. - Memduh Şevket Esendal

Birleşik Kelimeler: yok yoksul, fırsat yoksulu

YOKSUN

[sıfat]

  • Belli bir şeyden kendisinde olmayan, belli bir şeyin yokluğunu çeken, mahrum

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yoksun bırakmak (veya etmek veya kılmak)
  • yoksun kalmak
  • yoksun olmak

Birleşik Kelimeler: akıldan yoksun

YORDAM

[isim]

  • Yatkınlık, alışkanlık, yeti, meleke

    Bu bakış o beyaz pencereyi, bu bakış o fukara kapıyı gönül yordamıyla arıyordu. - Halikarnas Balıkçısı

[halk ağzında]

  • Kılavuz, yardımcı

[eskimiş]

  • Çalım

[eskimiş]

  • Çeviklik, çabukluk

[eskimiş]

  • Yöntem

Birleşik Kelimeler: yol yordam, el yordamıyla

YONGAR

[isim]

[müzik]

  • Üç teli olan bağlama

YORGAN

[isim]

  • Yatakta örtünmeye yarayan, içi pamuk, yün vb. şeylerle doldurularak dikilmiş geniş örtü

    Yatağının içinde, yorganı omzuna almış, bağdaş kurmuş, oturuyordu. - Ercüment Ekrem Talu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yorgan döşek yatmak
  • yorgan gitti, kavga bitti
  • yorgan kaplamak

Birleşik Kelimeler: yorgan çarşafı, yorgan iğnesi, yorgan ipliği, yorgan kavgası, yorgan yüzü

YOZLUK

[isim]

  • Yoz olma durumu, tereddi

YOLDAŞ

[isim]

  • Yol arkadaşı

    Elli yıldır şu ömür kervanının yolcusuyum / Öyle her yoldaşı sevmezse de azade huyum - İbrahim Alâeddin Gövsa

  • Arkadaş, dost

    Bizim kadın kimsesizdir, bir can yoldaşı yok. - Memduh Şevket Esendal

  • Eşlerden her biri

[mecaz]

  • Ortak bir görüşü benimseyenlerden her biri

Birleşik Kelimeler: can yoldaşı, kapı yoldaşı