İçinde Yak Bulunan Kelimeler
İçinde YAK olan 217 kelime bulunuyor. İçerisinde YAK geçen kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Yak kelimesinin anlamı nedir? Yak ile başlayan kelimeler. Yak ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
15 Harfli Kelimeler
MANYAKLAŞTIRMAK23,
14 Harfli Kelimeler
AYAKLANIVERMEK24, AKARYAKITÇILIK22, MANYAKLAŞTIRMA22, YAKINLAŞTIRMAK22, AYAKLANDIRILMA21, AYAKLANABİLMEK19
13 Harfli Kelimeler
YAKIŞIKSIZLIK26, AYAKLANIVERME23, AYAKKABICILIK23, YAKAMOZLANMAK21, YAKINLAŞTIRMA21, AYAKLANDIRMAK19, LİYAKATSİZLİK19, AYAKLANABİLME18
12 Harfli Kelimeler
YAKIŞTIRMACA23, YAKIŞIKLILIK21, YAKAMOZLANMA20, MANYAKLAŞMAK19, YAKLAŞTIRMAK19, AYAKLANDIRMA18, AMONYAKLAMAK17
11 Harfli Kelimeler
YAKIŞTIRMAK19, AKARYAKITÇI18, KIYAKLAŞMAK18, MANYAKLAŞMA18, SİYAKUSİBAK18, SİBAKUSİYAK18, YAKINLAŞMAK18, YAKLAŞILMAK18, YAKLAŞTIRMA18, CIYAKLATMAK18, AYAKKABILIK17, AMONYAKLAMA16, DAYAKLANMAK16,
10 Harfli Kelimeler
AFRODİZYAK24, YAKIŞIKSIZ22, AYAKKABICI19, MÜTEYAKKIZ19, UYAKSIZLIK19, VİYAKLAMAK19, KIYAKÇILIK18, YAKALIKSIZ18, YAKIŞTIRMA18, AYAKSIZLAR17, KIYAKLAŞMA17, KAYAKÇILIK17, YAKINLAŞMA17, YAKLAŞILMA17, CIYAKLATMA17, CIYAKLAMAK17, AYAKTAŞLIK16, LİYAKATSİZ16, CİYAKLAMAK16, AYAKTAKIMI15
Tümünü Gör
9 Harfli Kelimeler
VİYAKLAMA18, GİDERAYAK17, YAKICILIK17, YAKAMOZLU17, YAKIŞIKLI17, AYAKÜZERİ16, AYAKÇILIK16, PARANOYAK16, YAKUTUMSU16, CIYAKLAMA16, AYAKLANIŞ15, AYAKBASTI15, İŞTİYAKLI15, KARŞIYAKA15, YAKLAŞMAK15, YAKALANIŞ15, CİYAKLAMA15, DİYAKRONİ14, DAYAKLAMA14,
Tümünü Gör
8 Harfli Kelimeler
FİYAKACI20, AĞIRAYAK18, DAYAKSIZ17, FİYAKALI17, YAPYAKIN17, KAYAKEVİ16, MÜZAYAKA16, AYAKÜSTÜ15, DİYAKLAZ15, YAKLAŞIM15, YAKIŞMAK15, AYAKYOLU14, MANYAKÇA14, TEYAKKUZ14, YAKLAŞMA14, YAKLAŞIK14, AYAKKABI13, DAYAKLIK13, YAKINDAN13, KIYAKLIK12
Tümünü Gör
7 Harfli Kelimeler
GÖLYAKA19, DÜZAYAK16, DİYAKOZ15, UYAKSIZ15, YAKIMCI15, AYAKSIZ14, AYAKUCU14, GAYAKOL14, KIYAKÇI14, YAKAMOZ14, YAKASIZ14, YAKITÇI14, YAKIŞMA14, YAKIŞIK14, YAKINIŞ14, AYAKÇIN13, KAYAKÇI13, SACAYAK13, YAKARIŞ13, YAKUTÇA13
Tümünü Gör
6 Harfli Kelimeler
FİYAKA14, ÖNAYAK14, ZODYAK14, ÜÇAYAK13, YAKICI13, AYAKÇI12, YAKMAÇ12, YAKAZA11, AYAKSI10, UYAKLI10, AYAKLI9, KONYAK9, MANYAK9, TOYAKA9, YAKALI9, YAKARI9, YAKMAK9, AYAKTA8, AKYAKA8, KANYAK8
Tümünü Gör
5 Harfli Kelimeler
VİYAK13, YAKIŞ11, ŞAYAK10, DAYAK9, YAKIM9, KIYAK8, KOYAK8, SİYAK8, YAKIN8, YAKIT8, YAKMA8, YAKUT8, KAYAK7, YAKİN7
4 Harfli Kelimeler
UYAK7, YAKI7, AYAK6, YAKA6
3 Harfli Kelimeler
YAK5
YAK (Kelime Kökeni: Tibetçe)
- Tibet'te, Asya'nın bazı yörelerinde yabani veya evcil olarak yaşayan, kılları uzun bir tür öküz, Tibet öküzü, Tibet sığırı (Bos grunniens)
AYAK
- Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü
- Bacak
-
Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri
İskemlenin bir ayağı kırık. Bu köprünün dört ayağı var.
-
Vücudun belden aşağı bölümü
Ayağına bir pantolon çekti.
-
Yürüyüşün ağırlık veya çabukluk derecesi
Senin ayağınla köye akşama kadar varamayız.
- Basamak
- Futun küpü alınarak hesaplanan değer
- Mayalardan önce, makama uygun olarak çalınan veya söylenen beste
- Yarım arşın veya 30,5 santimetre uzunluğundaki ölçü birimi, kadem, fit, fut
- Göl ayağı
- Halk edebiyatında koşuklarda kısa yedekli dizeler
-
Halk edebiyatında uyak
Mânicilerin kafa yormadan buldukları ayaklar Cenap'ı şaşkınlıktan şaşkınlığa sürükler. - Salâh Birsel
-
Bir doğrunun başka bir doğruyu veya bir düzlemi kestiği nokta
Dikme ayağı.
- Karakucak ve yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları beş dereceden biri
- Altılı ganyanda yer alan her bir koşu
- Kömür ocaklarında kömürün çıkarıldığı galeri
Ata Sözleri ve Deyimler
- ayağa düşmek
- ayağa fırlamak
- ayağa kaldırmak
- ayağa kalkmak
- ayağı (veya ayakları) dolaşmak
- ayağı (veya ayakları) suya ermek
- ayağı alışmak
- ayağı almak
- ayağı düşmek
- ayağı düze basmak
- ayağı gitmemek
- ayağı ile gelmek
- ayağına (veya ayaklarına) kapanmak
- ayağına bağ olmak
- ayağına bağ vurmak
- ayağına çağırmak
- ayağına çelme takmak
- ayağına dolanmak (veya dolaşmak)
- ayağına düşmek
- ayağına geçirmek
- ayağına gelmek
- ayağına getirmek
- ayağına gitmek
- ayağına ip takmak
- ayağına kira istemek
- ayağına sağlık
- ayağına sıcak su mu, soğuk su mu dökelim?
- ayağına sıkmak
- ayağına üşenmemek
- ayağında donu yok, fesleğen ister (veya takar) başına
- ayağını (veya ayaklarını) altına almak
- ayağını (veya ayaklarını) öpeyim
- ayağını (veya ayaklarını) sürümek
- ayağını alamamak
- ayağını bağlamak
- ayağını çekmek
- ayağını denk almak
- ayağını denk basmak
- ayağını giymek
- ayağını kaydırmak
- ayağını kesmek
- ayağının (veya ayaklar) altında
- ayağının (veya ayaklarının) altını öpeyim
- ayağının altına almak
- ayağının altına karpuz kabuğu koymak
- ayağının bağını çözmek
- ayağının bastığı yerde ot bitmez
- ayağının pabucunu başına giymek
- ayağının pabucu olamamak
- ayağının tozu ile
- ayağının tozunu silmeden
- ayağının türabı olmak
- ayağını sıcak tut, başını serin; gönlünü ferah tut, düşünme derin
- ayağını tek almak
- ayağını vurmak
- ayağını yorganına göre uzat
- ayağı yerden kesilmek
- ayağı yürüten baştır
- ayak açmak (veya vermek)
- ayak almadık taş olmaz, başa gelmedik iş olmaz
- ayak almak
- ayak atmak
- ayak atmamak
- ayak ayak üstüne atmak
- ayak basmak
- ayak basmamak
- ayak çekmek
- ayak değiştirmek
- ayak diremek
- ayaklar altına almak
- ayaklar baş, başlar ayak olmak
- ayakları geri geri gitmek
- ayaklarına (veya ayağına) kara su (veya sular) inmek
- ayaklarının (veya ayağının) ucuna basmak
- ayaklarını yerden kesmek
- ayakları üstünde durmak
- ayakları yere değmemek
- ayak sürümek
- ayak tutmak
- ayak uydurmak
- ayak üstünde olmak
- ayak vermek
- ayak yapmak
Birleşik Kelimeler: ayakaltı, ayak atışı, ayak bağı, ayakbastı, ayak bileği, ayak divanı, ayak hatası, ayak havlusu, ayak işi, ayak izi, ayakkabı, ayak keseri, ayak kirası, ayak oyunu, ayak perde, ayak satıcısı, ayak tabanı, ayaktakımı, ayak tarağı, ayak tedavisi, ayak tenisi, ayak teri, ayak topu, ayakucu, ayak ucu, ayaküstü, ayaküzeri, ayakyolu, ayağı bağlı, ayağı uğurlu, ayağı üzengide, ayağına çabuk, ağırayak, altıncı ayak, arka ayak, beşinci ayak, bir ayak evvel, birinci ayak, çatal ayak, dördüncü ayak, dört ayak, düzayak, giderayak, gömme ayak, ikinci ayak, kırkayak, önayak, ön ayak, sacayak, takma ayak, üçayak, üçüncü ayak, yalancı ayak, yalın ayak, yarım ayak, tepeden ayağa, danaayağı, domuzayağı, duvar ayağı, eli ayağı düzgün, göl ayağı, horozayağı, itayağı, kazayağı, kediayağı, kurtayağı, sacayağı, tavşanayağı, tavukayağı, turnaayağı, eline ayağına çabuk
YAKA
-
Giysilerin boyna gelen, boynu çeviren bölümü
Paltosunun yakasını kaldırıp tenha caddeyi tutturdu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
- Giysilerin boyna gelen bölümüne eklenen ve türlü biçimlerde olan parçası
-
Kıyı, kenar, taraf
Sokağın karşı yakasına geçtiler. - Memduh Şevket Esendal
- Eğik yerey
- Yapıların saçaklarında, suyun içeriye sızmasını önlemek için kiremidin altıyla oluk arasına konulan metal levha
- Semt
- Sahil
- Yelkenlerin kenar ve köşeleri
Ata Sözleri ve Deyimler
- yaka bir tarafta, paça bir tarafta
- yakadan atmak
- yakadan geçirmek
- yaka ısırmak
- yakası açılmadık
- yakasına (veya yakasından) asılmak (veya yapışmak)
- yakasına çökmek
- yakasına sarılmak
- yakasını bırakmamak
- yakasını kaptırmak
- yaka silkmek
- yakayı (veya yakasını) kurtarmak (veya sıyırmak)
- yakayı ele vermek
Birleşik Kelimeler: yaka kartı, yaka paça, balıkçı yaka, bisiklet yaka, degaje yaka, haydari yaka, karayaka, kayık yaka, sosis yaka, şapşal yaka, V yaka
KAYAK
- Kar, su veya çim üzerinde kaymak için ayağa takılan araç, ski
- Bu aracı kullanarak yapılan spor
Birleşik Kelimeler: kayakevi, tekerlekli kayak, asfalt kayağı, çim kayağı, su kayağı
YAKİN (Kelime Kökeni: Arapça yaḳīn)
- Sağlam, kesin bilgi
- Bir şeyi iyice, kesinlikle bilme
UYAK
- Şiirde dizelerin sonunda tekrarlanan ve aynı ahengi veren heceler veya aynı görevde olmayan ancak benzeşen sesler, kafiye
Birleşik Kelimeler: iç uyak, yarım uyak
YAKI
-
Bazı hastalıkları tedavi etmek amacıyla bir bez üzerine yayılıp deri üzerine uygulanan, beden ısısıyla vücuda yapışan eczalı parça
Hardal yakısı.
Ata Sözleri ve Deyimler
- yakı açmak
- yakı yakmak (veya vurmak)
Birleşik Kelimeler: yakı ağacı, yakı otu, hardal yakısı, nasır yakısı, pehlivan yakısı
AYAKTA
-
Ayağa kalkmış durumda
Kahvelerimizi ayakta içtik. - Aka Gündüz
- Telaşlı, heyecanlı bir biçimde
Ata Sözleri ve Deyimler
- ayakta kalmak
- ayakta tutmak
- ayakta tutmak
- ayakta uyumak
Birleşik Kelimeler: ayakta tedavi
AKYAKA
- Kars iline bağlı ilçelerden biri
KANYAK (Kelime Kökeni: Fransızca cognac)
- Konyak
KIYAK
-
Benzerlerinden üstün olan, çok güzel, mükemmel
Kıyak bir koşu atı. Kıyak bir söz.
- Hoşgörü, ayrıcalık tanıma
- Güzel, biçimli, yakışıklı, düzgün giyimli
-
Kıyıcı, zalim, gaddar
Hırsızların en kıyağı, kaçakçıların en gözü karası hep burada. - Necip Fazıl Kısakürek
Ata Sözleri ve Deyimler
- kıyak geçmek (veya çekmek veya yapmak)
- kıyak kaçmak
Birleşik Kelimeler: kafası kıyak
KOYAK
-
Vadi
Bir koyağa girip küçük bir çalılığa saklandılar. - Yaşar Kemal
- Karalarda akarsu aşındırmasıyla oluşmuş, bir yöne doğru eğimli, uzunluğuna çukurluk
-
Dağlar ve kayalıklarda oluşmuş doğal çukur
Yaylasını koyak koyak gezerim - Halk türküsü
SİYAK (Kelime Kökeni: Arapça siyāḳ)
- Sözün gelişi, anlatım biçimi
Birleşik Kelimeler: siyakusibak, sibakusiyak
YAKIN
- Az bir ara ile ayrılmış olan (zaman veya yer), uzak karşıtı
-
Küçük, önemsiz değişikliklerle birbirinden ayrılan
İklim ile toprağın bereketi ve insanın faaliyeti arasında yakın bir münasebet vardır. - Cemil Meriç
-
Aralarında sıkı ilgi bulunan
Her birinin muhakkak bir yakın arkadaşı vardır. - Elif Şafak
-
Benzeyen, andıran, yaklaşan
Beş dönüme yakın bahçesi bir ormanı andırırdı. - Ömer Seyfettin
-
Erişmesi, olması zaman bakımından yaklaşmış olan
Elli yaşında adam, ellisine yakın kadın... - Sait Faik Abasıyanık
-
Uzak olmayan yer
Yakınımızda otururlar.
-
Aralarında sıkı ilişki olan arkadaş, dost veya akraba
En yakınlarından başlayarak herkese hayatı cehennem ettiği de doğrudur. - Murathan Mungan
-
Uzak olmadan
Gelin, bana yakın oturun lütfen.
Birleşik Kelimeler: yakın akraba, yakın anlamlı, yakın benzeşme, yakın benzeşmezlik, Yakın Çağ, Yakın Doğu, yakın dost, yakın göçüşme, yakın koruma, yakın sesli, Yakın Şark, yakın takip, akla yakın, cana yakın, fırtınaya yakın rüzgâr
YAKIT
-
Doğal gaz, mazot gibi ısı sağlamak amacıyla yakılan madde
Yakıt bittiği için kaloriferler yanmıyor.
- Enerji ve ısı ortaya çıkaran yanıcı madde
Birleşik Kelimeler: yakıt deposu, yakıt göstergesi, yakıt parası, akaryakıt, yağ yakıt, jet yakıtı