İçinde Do Bulunan Kelimeler

İçinde DO olan 537 kelime bulunuyor. İçerisinde DO geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Do kelimesinin anlamı nedir? Do ile başlayan kelimeler. Do ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

DOĞULULAŞTIRMAK32, DOGMALAŞTIRILMA29

14 Harfli Kelimeler

DOĞURGANLAŞMAK33, DOĞULULAŞTIRMA31, DOĞALLAŞTIRMAK29, ENDOKRİNOLOJİK28, DONDURULMUŞLUK27, DOGMALAŞTIRMAK27, DOLANDIRICILIK26, DONUKLAŞTIRMAK23

13 Harfli Kelimeler

DOĞAÜSTÜCÜLÜK35, DOĞUŞTANCILIK32, DOĞURGANLAŞMA32, DOĞALLAŞTIRMA28, ENDOKRİNOLOJİ27, DOGMALAŞTIRMA26, DONDURMACILIK25, MANTARDOĞURAN25, DOKUNULMAZLIK23, DOKÜMANTASYON23, DOLAŞTIRILMAK22, DONUKLAŞTIRMA22, DOLANDIRILMAK21

12 Harfli Kelimeler

ÖKSÜZDOYURAN30, DOMUZTIRNAĞI29, DOĞASEVERLİK29, DOĞRAMACILIK28, DOĞULULAŞMAK28, DOYGUNLAŞMAK26, DOKUZUNCULUK25, ONDOKUZMAYIS25, DOLGUNLAŞMAK24, DOLANDIRILIŞ23, BODOSLAMADAN22, BİLARDOCULUK22, DOLAŞTIRILMA21, DOLANDIRILMA20, DOKTRİNCİLİK18, DOKUNAKLILIK18, METRDOTELLİK16

11 Harfli Kelimeler

DOĞUBEYAZIT30, DOĞURGANLIK27, DOĞULULAŞMA27, OUAGADOUGOU27, METODOLOJİK26, DOLAMBAÇSIZ25, DOĞALLAŞMAK25, DOYGUNLAŞMA25, DOLMUŞÇULUK24, DOYUMSUZLUK24, GONDOLCULUK24, İYODOİYODÜR24, DOGMALAŞMAK23, DOLGUNLAŞMA23, DOKUYUCULUK23, DOĞRULANMAK23, DOMUZGİLLER23, DOMUZLAŞMAK23, DOYURUCULUK23, DOPİNGLEMEK23
Tümünü Gör

10 Harfli Kelimeler

DOĞAÜSTÜCÜ30, DOMUZAYAĞI28, DOĞANŞEHİR27, HİNDOLOJİK27, DOĞRUCULUK26, DOĞRULTMAÇ25, DOĞANHİSAR25, DOĞANCILIK25, DOĞALCILIK25, METODOLOJİ25, ÇAKIRDOĞAN24, DOĞAÇLAMAK24, DOĞALLAŞMA24, DOGMACILIK23, DOLUDİZGİN23, DOGMALAŞMA22, DOKUNCASIZ22, DOĞRULTMAN22, DOĞRULTMAK22, DOĞRULANMA22
Tümünü Gör

9 Harfli Kelimeler

GÜNDOĞMUŞ30, GÜNEYDOĞU28, DOĞASEVER26, HİNDOLOJİ26, KUZEYDOĞU26, PEDOLOJİK26, DOĞUMHANE25, DOĞRAMACI24, DOĞACILIK24, DOĞDURMAK23, DOĞAÇLAMA23, DOĞULULUK22, DOĞANYURT22, FIRDOLAYI22, BUZDOLABI21, DOĞURTMAK21, DOĞRULTMA21, DOĞRULMAK21, DOĞRULAMA21, DOGMATİZM21
Tümünü Gör

8 Harfli Kelimeler

GÖKDOĞAN28, DOĞUMEVİ26, PEDOLOJİ25, BOZDOĞAN24, DOĞRUSUZ24, DOĞRAYIŞ24, DOĞURUCU24, DOĞURGAN23, DOĞULUCA23, DOĞAÜSTÜ23, DOSDOĞRU23, DOĞDURMA22, DOĞUŞTAN22, DOĞUMSAL21, DOĞRULUM21, DOĞRUDAN21, DOĞAÇTAN21, DOĞANŞAR21, DOĞANYOL21, DOYUMEVİ21
Tümünü Gör

7 Harfli Kelimeler

ÖLÜDOĞA25, DOĞURGU23, DOĞURUŞ22, DOĞRUCU22, DOĞMACA21, DOĞANCI21, DOĞALCI21, DOĞRUCA21, VİDOSUZ21, DOĞUMLU20, DOĞRUSU20, DOĞACAK20, DOĞURMA19, DOĞRULU19, DOGMACI19, PEDOLOG19, DOLAPÇI18, DOPDOLU18, DOĞRAMA18, AVOKADO17
Tümünü Gör

6 Harfli Kelimeler

JUDOCU23, DOĞACI20, DOĞULU18, DOĞMAK17, DOĞRAM17, DOPİNG17, DOYGUN16, DOYMUŞ16, PAYDOS16, VİDOLU16, DOYMAZ15, DOMDOM14, DOMBAY14, DOLMUŞ14, DOLGUN14, DONSUZ14, GONDOL14, DOSTÇA13, PARDON13, BULDOK12
Tümünü Gör

5 Harfli Kelimeler

DOZAJ20, DOĞUŞ19, DOĞAÇ18, DOĞUM17, DOĞRU16, DOĞMA16, GODOŞ16, DOYGU15, DOĞAN15, DOĞAL15, DOYUŞ14, DONÖR14, DOMUZ13, DOGMA13, DOLGU13, DOYUM12, DOLUŞ12, DOLAP12, DOKUZ12, GRADO12
Tümünü Gör

4 Harfli Kelimeler

JUDO17, DOĞU15, DOĞA14, VİDO13, DOHA11, DOKU8, DOLU8, DOST8, DORU8, DONE7, İDOL7

3 Harfli Kelimeler

DOZ9, DON6, DOK6

2 Harfli Kelimeler

DO5

DO (Kelime Kökeni: İtalyanca do)

[isim]

[müzik]

  • Gam (II) dizisinde `si` ile `re` arasındaki ses
  • Bu sesi gösteren nota işareti

Birleşik Kelimeler: do anahtarı

DON

[isim]

[halk ağzında]

  • Giysi
  • Vücudun belden aşağısına giyilen uzun veya kısa iç giysisi, külot

Ata Sözleri ve Deyimler

  • donuna etmek (veya kaçırmak veya doldurmak veya yapmak)

Birleşik Kelimeler: don gömlek, çatal don, iç donu, iş donu

[isim]

  • Hava sıcaklığının sıfırdan aşağı düşmesiyle suların buz tutması

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dona çekmek
  • don çekmek
  • don çözülmek
  • don kesmek
  • don tutmak

Birleşik Kelimeler: don yağı

[isim]

  • At kılının rengi

Birleşik Kelimeler: at donu

DOK (Kelime Kökeni: İngilizce dock)

[isim]

  • Gemilerin yükünün boşaltıldığı veya onarıldığı, üstü örtülü havuz

    Çekiç sesleri geliyor doklardan / Güzelim bahar rüzgârında ter kokuları / İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı - Orhan Veli Kanık

[ekonomi]

  • Ticaret mallarını saklamak için rıhtımda yapılan büyük depo

DONE (Kelime Kökeni: Fransızca donnée)

[isim]

  • Veri

İDOL (Kelime Kökeni: Fransızca idole)

[isim]

  • Çok tanrılı dinlerde tapınılacak nesne

[mecaz]

  • Örnek alınan, en çok hayranlık duyulan kimse

    Semahat'in nazarında evvelden ben bir idol idim. Her şeyi benim için feda ediyordu. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

DOKU

[isim]

[anatomi]

  • Bir vücudun veya bir organın yapı ögelerinden birini oluşturan hücreler bütünü, nesiç

[mecaz]

  • Bir bütünün yapısı ve özelliği

Birleşik Kelimeler: doku bilimi, doku bozukluğu, doku ekimi, doku uyuşmazlığı, bağ doku, bağlantı doku, besi doku, büyütken doku, destek doku, kan doku, kas doku, katılgan doku, kemik doku, kıkırdak doku, özek doku, ölü doku, pek doku, sert doku, sıkı doku, sinir doku, sümük doku, sünger doku, sürgen doku, yağ doku, besi dokusu, korun dokusu, özümleme dokusu, palizat dokusu

DOLU

[isim]

  • Havada su buğusunun birden yoğunlaşıp katılaşmasından oluşan, türlü irilikte, yuvarlak veya düzensiz biçimli buz parçaları durumunda yere hızla düşen bir yağış türü

    Dolu ekinlerini vurmuşsa bir yıl aç demekti. - Tarık Buğra

[sıfat]

  • İçi boş olmayan, dolmuş, meşbu, pür, boş karşıtı

    Su ile dolu bir şişe.

  • Bir yerde sayıca çok

    Dağda keklik dolu.

  • Boş yeri olmayan, her yeri tutulmuş olan

    Haftaya pazartesiye kadar bütün uçaklar dolu. - Attila İlhan

  • Boş vakti olmayan, meşgul

    Bugün doluyum.

  • Çok olan (iş, uğraş, olay vb.)
  • İçinde atılacak mermisi bulunan (top, tüfek vb. ateşli silahlar)

    Tabanca doludur, dikkat edin.

  • Tornacılıkta delik açılmamış (gereç)

[mecaz]

  • Bir duygunun güçlü etkisinde olan

[isim]

[eskimiş]

  • İçki doldurulmuş bardak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • doluya koydum almadı, boşa koydum dolmadı

Birleşik Kelimeler: doludizgin, dolu serpme, bir dolu, deli dolu, hayat dolu, yaşam dolu, yüreği dolu

DOST (Kelime Kökeni: Farsça dūst)

[isim]

  • Sevilen, güvenilen, yakın arkadaş, gönüldaş, iyi anlaşılan kimse, düşman karşıtı

    Ben giderim adım kalır / Dostlar beni hatırlasın - Âşık Veysel

  • Erkek veya kadının evlilik dışı ilişki kurduğu kimse, zamazingo

    Bir dostu vardı, belalı, çapkın bir delikanlı. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Sahibine sevgi gösteren hayvan

    Köpek insan dostudur.

  • Bir şeye aşırı ilgi duyan, koruyan kimse

    Kitap dostu.

[sıfat]

  • İyi geçinen, aralarında iyi ilişki bulunan

    Yüzleri tatlı, dilleri tatlı, dost insanlardı bunlar. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dost acı söyler
  • dosta düşmana karşı
  • dost ağlatır, düşman güldürür
  • dost başa, düşman ayağa bakar
  • dost bin ise azdır, düşman bir ise çoktur
  • dost dostun ayıbını yüzüne söyler
  • dost dostun eyerlenmiş atıdır
  • dost edinmek (veya kazanmak)
  • dost ile ye, iç alışveriş etme
  • dost kara günde belli olur
  • dostlar alışverişte görsün (diye)
  • dostlar başına
  • dostlar başından ırak
  • dostlar şehit, biz gazi
  • dost olmak
  • dost sözü acıdır
  • dost tutmak
  • dostun attığı taş baş yarmaz

Birleşik Kelimeler: dost canlısı, dost düşman, dost kazığı, eş dost, kadim dost, yakın dost, zendost, aile dostu, baba dostu, can dostu, iyi gün dostu, kara gün dostu

DORU

[sıfat]

  • Gövdesi kızıl, ayakları ve yelesi koyu renkli olan, yağız (at)
  • Kızıl (at donu)

Birleşik Kelimeler: yağız doru, kestane dorusu

DOZ (Kelime Kökeni: Fransızca dose)

[isim]

  • Bir ilacın bir defada veya bir günde alınması gereken miktarı, dozaj

    Ruhsal gerilimlerimiz varsa düşük dozda Diazem falan alın, hiç değilse... - Çetin Altan

[kimya]

  • Bir maddenin bir birleşiğe, bir karışıma giren veya girmesi gereken belli miktarı, düze, dozaj

[mecaz]

  • Genellikle bir davranış, bir konuşma vb.nde yeterli görülen ölçü, dozaj

    Çok ölçülü konuşur ve onun etrafındaki lakırtıları muayyen bir dozu geçmezdi. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dozu kaçmak
  • dozunu ayarlamak
  • dozunu kaçırmak

BULDOK (Kelime Kökeni: Fransızca bouledogue)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Köpekgillerden, burnu basık, alt çenesi üsttekinden uzun, iri ve güçlü bir tür köpek (Canis familiaris molosus hibernicus)

DOYUM

[isim]

  • Eldekinden hoşnut olma durumu, doyma işi, yetinme, kanma, kanaat
  • Bazı istekleri giderme, tatmin, orgazm

Ata Sözleri ve Deyimler

  • doyuma ulaşmak
  • doyum olmamak

Birleşik Kelimeler: doyumevi, doyum noktası

DOLUŞ

[isim]

  • Dolma işi

DOLAP (Kelime Kökeni: Arapça dūlāb)

[isim]

  • Genellikle tahtadan yapılmış, bölme veya çekmelerine eşya konulan kapaklı mobilya
  • Su dolabı

    Benim adım dertli dolap / Suyum akar yalap yalap - Yunus Emre

  • Dönme dolap
  • İstanbul bedesteninde dükkân

    Bedestende iki dolap tutuyor.

[tiyatro]

  • Orta oyununda sahnede dükkân veya ev olarak kullanılan dekor

[mecaz]

  • Düzen

    Kendisinden önce mahpushanede dönen dolapları kulak verip ciddiyetle dinlememişti. - Kerim Korcan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dolaba girmek (veya gelmek)
  • dolabı bozulmak
  • dolap çevirmek (veya döndürmek)

Birleşik Kelimeler: dolap beygiri, dönme dolap, gömme dolap, tel dolap, yerli dolap, banyo dolabı, baş üstü dolabı, bostan dolabı, buzdolabı, çalışma dolabı, çamaşır dolabı, ecza dolabı, elbise dolabı, emanet dolabı, evrak dolabı, giysi dolabı, kahve dolabı, karteks dolabı, kitap dolabı, köşe dolabı, makine dolabı, mutfak dolabı, müzik dolabı, su dolabı, yemek dolabı

DOKUZ

[isim]

  • Sekizden sonra gelen sayının adı
  • Bu sayıyı gösteren 9 ve IX rakamlarının adı

[sıfat]

  • Sekizden bir artık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dokuz at bir kazığa bağlanmaz
  • dokuz ayın çarşambası bir araya gelmek
  • dokuz doğurmak
  • dokuz körün bir değneği
  • dokuz köyden kovulmuş
  • dokuz yorgan eskitmek (veya paralamak)

Birleşik Kelimeler: dokuzaltmışbeşlik, dokuz babalı, dokuz canlı, dokuzgen, dokuztaş, üçten dokuza, mart dokuzu