Mir ile Başlayan Kelimeler



MİR ile başlayan 16 kelime bulunuyor. Başında MİR olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Mir kelimesinin anlamı nedir? Mir ile biten kelimeler. İçinde mir olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

12 Harfli Kelimeler

MİRASYEDİLİK18

10 Harfli Kelimeler

MİRLİVALIK18, MİRALAYLIK14

9 Harfli Kelimeler

MİRASYEDİ15

7 Harfli Kelimeler

MİRLİVA14, MİRASÇI13, MİRALAY10

6 Harfli Kelimeler

MİRİCİ10

5 Harfli Kelimeler

MİRZA9, MİR9, MİRİM7, MİRAS7, MİRAT6

4 Harfli Kelimeler

MİRİ5, MİRA5

3 Harfli Kelimeler

MİR4


MİR (Kelime Kökeni: Farsça mīr)


[isim] [eskimiş]
  • Baş, kumandan, amir

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mirim

Birleşik Kelimeler: miralay, mirliva


MİRÎ (Kelime Kökeni: Farsça mīr + Arapça -ī)


[sıfat] [eskimiş]
  • Hükûmetin, hazinenin malı olan, beylik
[isim] [tarih]
  • Devlet hazinesi

Birleşik Kelimeler: mirî kâtibi, mirî mal


MİRA (Kelime Kökeni: İtalyanca mira)


[isim]
  • Arazi üzerinde seçilmiş bir işaret noktasının düşeyini gösteren, yön belirtmek için uzaktan gözlenen, geometrik biçimli tahta lata

MİRAT (Kelime Kökeni: Arapça mirʾāt)


[isim] [eskimiş]
  • Ayna

MİRİM



MİRAS (Kelime Kökeni: Arapça mīrās̱)


[isim] [hukuk]
  • Birine, ölen bir yakınından kalan mal mülk, para veya servet, kalıt, bırakıt, tereke
[mecaz]
  • Kalıtım yoluyla gelen herhangi bir özellik
[mecaz]
  • Bir neslin kendinden sonra gelen nesle bıraktığı şey

    Hatta bazıları mesleğin püf noktalarını anlatan kitaplar yazıp tecrübelerini gelecek nesillere miras bırakmışlardı. - İhsan Oktay Anar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mirasa konmak
  • miras helal, hele al demişler
  • miras yemek

Birleşik Kelimeler: mirasyedi, reddimiras, baba mirası


MİRZA (Kelime Kökeni: Farsça mīrzā)


[isim] [eskimiş]
  • Bazı Türk topluluklarında ve İran'da kullanılan bir soyluluk sanı

MİRAÇ (Kelime Kökeni: Arapça miʿrāc)


[isim] [eskimiş]
  • Göğe çıkma

Birleşik Kelimeler: Miraç Gecesi, Miraç Kandili


MİRALAY (Kelime Kökeni: Farsça mīr + Türkçe alay)


[isim] [eskimiş] [askerlik]
  • Albay

    Heyet ve miralay Galip Bey huzura girdiler. - Necip Fazıl Kısakürek


MİRÎCİ


[isim] [tarih]
  • Osmanlı maliyesinde, koyunları sayıp vergilerini toplayan görevli

MİRASÇI


[isim]
  • Kalıtçı

    Aradım buldum tarlanın mirasçısını, adamı Ödemiş'ten aldım geldim. - Necati Cumalı

[mecaz]
  • Başkasının iyi veya kötü yönlerini aynı biçimde ortaya koyan

    Anasının kıskançlığına mirasçı olan çelimsiz solgun çocuk da yaşamayacağa benziyordu. - Hüseyin Rahmi Gürpınar


MİRALAYLIK


[isim] [eskimiş] [askerlik]
  • Albaylık

MİRLİVA (Kelime Kökeni: Farsça mīr + Arapça livā)


[isim] [eskimiş] [askerlik]
  • Tuğgeneral

MİRASYEDİ


[isim]
  • Kendisine önemli bir miras kalan, mirasa konan kimse

    Kiraladıkları otlakların sahibi yıllardır Manastır'a yerleşmiş bir mirasyediydi. - Necati Cumalı

[mecaz]
  • Çok savurgan kimse

    Hayatını, gençliğini bir mirasyedi gibi hiç düşünmeden yiyip bitirmiş. - Mahmut Yesari


MİRASYEDİLİK


[isim]
  • Mirasyedi olma durumu