İçinde Ara Bulunan Kelimeler



İçinde ARA olan 930 kelime bulunuyor. İçerisinde ARA geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ara kelimesinin anlamı nedir? Ara ile başlayan kelimeler. Ara ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

ARAPÇALAŞTIRMAK27, KARATAVUKGİLLER26, BAHARATLANDIRMA25, KAHRAMANMARAŞLI25, İMPARATORİÇELİK24, ARAŞTIRILABİLME23, KARABİBERGİLLER23, PARALELLEŞTİRME23, HARARETLENDİRME22, YARARLANDIRILMA22, DARALTILABİLMEK21, KARABATAKGİLLER21, KARARLAŞTIRILMA21, NUMARALANDIRMAK21

14 Harfli Kelimeler

PARAPSİKOLOJİK34, AFYONKARAHİSAR28, KARAAĞAÇGİLLER28, PARATÜBERKÜLOZ28, ARAPÇALAŞTIRMA26, ARAŞTIRIVERMEK26, KARAKTEROLOJİK25, ARAŞTIRMACILIK24, ARAKLAYIVERMEK24, KARANFİLGİLLER24, ŞEBİNKARAHİSAR24, ARAZBARBUSELİK23, KARABORSACILIK23, ULUSLARARASICI23, ARAŞTIRABİLMEK21, KAZIMKARABEKİR21, DARALTILABİLME20, KARAMSARLAŞMAK20, NUMARALANDIRMA20, PARAMETRELEMEK20
Tümünü Gör

13 Harfli Kelimeler

PARAPSİKOLOJİ33, PARAZİTOLOJİK31, KEŞKÜLÜFUKARA27, ŞARKİKARAAĞAÇ26, ARAŞTIRIVERME25, KARAKTEROLOJİ24, ARAKLAYIVERME23, ARALAYIVERMEK23, ARAŞTIRICILIK23, DARALTIVERMEK23, YARAMAZLAŞMAK23, ZIMPARALANMAK23, ARAPLAŞTIRMAK22, HAMARATLAŞMAK22, KAHRAMANMARAŞ22, ŞEYTANARABASI22, PARAZİTLENMEK21, ARABESKLEŞMEK20, ARAŞTIRABİLME20, KARAMSARLAŞMA19
Tümünü Gör

12 Harfli Kelimeler

KARAGÖZCÜLÜK32, PARAZİTOLOJİ30, FARFARACILIK29, PARAŞÜTÇÜLÜK28, ARACILIĞIYLA27, MARANGOZHANE25, YAYGARACILIK25, BAHARATÇILIK23, SİGARASIZLIK23, ARALAYIVERME22, ÇIKARAYAZMAK22, DARALTIVERME22, DARALIVERMEK22, PARASEMPATİK22, YARAMAZLAŞMA22, ZIMPARALANMA22, ZIMPARALAMAK22, ARAPLAŞTIRMA21, BOZARABİLMEK21, BEŞİBİRARADA21
Tümünü Gör

11 Harfli Kelimeler

HIYARAĞALIK26, ÇOBANTARAĞI25, DENİZTARAĞI24, GARAZSIZLIK24, PAPAZKARASI24, HUMBARAHANE23, HARAPLAŞMAK23, TARAFSIZLIK23, HOROZKARASI22, KAVARACILIK22, MUHATARASIZ22, MÜSTAHZARAT22, PARAFELEMEK22, ARAYIVERMEK21, AĞARABİLMEK21, ÇIKARAYAZMA21, DUBARACILIK21, DARALIVERME21, MARANGOZLUK21, TARAFGİRLİK21
Tümünü Gör

10 Harfli Kelimeler

PARALOJİZM28, HIYARAĞASI26, KARAGÖZLÜK25, KARABUĞDAY24, PARAFİNSİZ24, FARFARALIK23, YARAYIŞSIZ23, BAHÇESARAY22, DAPDARACIK22, GÖLMARMARA22, HARAÇÇILIK22, HARAPLAŞMA22, PARAGUAYLI22, PARAMPARÇA22, ŞARAPÇILIK22, ZIMPARAMSI22, BAHARATSIZ21, PARAFELEME21, PARAFLAMAK21, PARALAYICI21
Tümünü Gör

9 Harfli Kelimeler

KARAGÖZCÜ27, FARFARACI25, PARAŞÜTÇÜ23, PARALOJİK23, IZGARASIZ22, KARAÇAVUŞ22, HUMBARACI21, SARAYDÜZÜ21, YAYGARACI21, PARAŞÜTLÜ20, PARADİGMA20, PARAFLAMA20, ŞARAPHANE20, ASPARAGAS19, BAĞRIKARA19, BAHARATÇI19, HARAMZADE19, KARACİĞER19, KARASIĞIR19, KARADAĞLI19
Tümünü Gör

8 Harfli Kelimeler

HIYARAĞA22, PARAGRAF22, DARAĞACI21, PARAFAZİ21, GARAZSIZ20, FARAZİYE19, SARAYKÖY19, SARAYÖNÜ19, TARAFSIZ19, ARANJMAN18, GARANTÖR18, HARAMSIZ18, KARAAĞAÇ18, KAVARACI18, PARAVANA18, TARAFGİR18, UFARAKÇA18, VARAGELE18, ARAPSAÇI17, DUBARACI17
Tümünü Gör

7 Harfli Kelimeler

GARAJCI24, PARAGÖZ24, ARANJÖR22, KARAGÖZ20, FARFARA19, HARAÇÇI18, ŞARAPÇI18, CIZGARA18, PARAFİN17, PARAVAN17, VARAKÇI17, KARAVAŞ16, PARASIZ16, PARAŞÜT16, ZIMPARA16, ZARAFET16, ARAPGİR15, ARAÇSIZ15, BİTARAF15, GARGARA15
Tümünü Gör

6 Harfli Kelimeler

ARAZÖZ18, PARAFE16, ZAĞARA16, ARANJE15, EVCARA15, FARA15, FARAZA15, GARAİP14, HARAŞO14, IZGARA14, KARAĞI14, MAĞARA14, PAPARA14, PARACI14, ARAYÜZ13, ARAPÇA13, FUKARA13, HARAZA13, PARACA13, UFARAK13
Tümünü Gör

5 Harfli Kelimeler

GARAJ18, BARAJ16, PARAF15, FARAŞ14, FARAD13, HARAP13, GARAZ12, HARAÇ12, ŞARAP12, AVARA11, TARAF11, VARAN11, VARAK11, DARAŞ10, DARAÇ10, HARAM10, YARAŞ10, ARACI9, HARAR9, MARAZ9
Tümünü Gör

4 Harfli Kelimeler

ARAF10, ARAP8, HARA8, PARA8, ARAÇ7, ARAZ7, ZARA7, BARA6, DARA6, YARA6, SARA5, ARAK4, KARA4, NARA4

3 Harfli Kelimeler

ARA3


ARA


[isim]
  • İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, aralık, boşluk, mesafe
[sinema] [tiyatro]
  • Bir oyunda, bir filmde izleme sırasında dinlenmek üzere verilen kısa süre, antrakt
[spor]
  • Toplu jimnastik dizilmelerinde, sıradakilerin birbirlerinden yanlamasına olan uzaklıkları
[spor]
  • Spor karşılaşmalarında oyuncuların dinlenmek ve taktik almak için kullandıkları süre

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arada çıkarmak
  • arada kalmak
  • arada kaynamak
  • aradan çekilmek
  • aradan çıkarmak
  • aradan çıkmak
  • aradan kaldırmak
  • aradan sıyrılmak
  • araları limoni olmak
  • aralarına kara kedi girmek
  • aralarında dağlar kadar fark olmak
  • aralarındaki buzları eritmek
  • aralarından kara kedi geçmek
  • aralarından su sızmamak
  • araları şekerrenk (veya serin) olmak
  • arası (veya araları) açılmak (veya açık olmak veya bozulmak)
  • arası geçmeden
  • arası hoş (veya iyi) olmamak
  • arası hoş (veya iyi) olmamak
  • arasına (veya aralarına) karışmak
  • arasını (veya aralarını) açmak (veya bozmak)
  • arasını (veya aralarını) bulmak
  • arası olmamak
  • arası soğumak
  • ara vermeden
  • ara vermek
  • araya (veya aralarına) soğukluk girmek
  • araya almak
  • araya girmek
  • araya gitmek
  • araya kaynayıp gitmek
  • araya koymak
  • araya vermek
  • arayı açmak
  • arayı soğutmak
  • arayı yapmak

Birleşik Kelimeler: ara bağlantı, ara başlık, ara bono, arabozan, ara bozucu, ara bulma, ara bulucu, ara cümle, ara deniz, ara eleman, ara kapı, ara kararı, ara kazanç, ara kesit, ara konakçı, ara mal, ara nağme, ara pası, ara seçim, ara sıcak, ara sınav, ara sıra, ara sokak, ara söz, ara tümce, ara yerde, ara yön, arayüz, arada bir, açık ara, bir ara, o ara, uzak ara, beşibirarada, bu arada, apış arası, çatı arası, devletler arası, devre arası, gezegenler arası, gözeler arası, hafta arası, hücreler arası, kentler arası, kıtalar arası, kişiler arası, kulüpler arası, mahalle arası, memleketler arası, milletlerarası, okullar arası, öğle arası, satır arası, şehirler arası, tavan arası, toplumlar arası, uluslararası, ülkeler arası, üniversiteler arası, metinler arasılık


ARAK (Kelime Kökeni: Arapça ʿaraḳ)


[isim] [eskimiş]
  • Ter
[isim] [argo]
  • Çalma

KARA (Kelime Kökeni: Arapça ḳārra)


[isim] [jeoloji]
  • Yeryüzünün denizle örtülü olmayan bölümü, toprak

    Kurbağa karada da soluk alır, suda da. - Nazım Hikmet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • karada ölüm yok
  • karaya ayak basmak
  • karaya çıkarmak
  • karaya düşmek
  • karaya oturmak
  • karaya vurmak

Birleşik Kelimeler: kara iklimi, kara kurbağası, kara kuvvetleri, kara mili, kara saban, kara suları, kara vapuru, kara yeli, kara yolu, kara yosunu, ana kara, çaykara

[isim]
  • En koyu renk, siyah, ak, beyaz karşıtı
[sıfat]
  • Bu renkte olan

    Kara gözlüm efkârlanma gül gayri / İbibikler öter ötmez ordayım - Bekir Sıtkı Erdoğan

[sıfat] [mecaz]
  • Kötü, uğursuz, sıkıntılı
[mecaz]
  • Yüz kızartıcı durum, leke
[mecaz]
  • İftira

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kara çalmak
  • kara kara düşünmek
  • karalar bağlamak (veya giymek)
  • kara sürmek
  • karaya sabun, deliye öğüt neylesin

Birleşik Kelimeler: karaağaç, kara ağızlı, karaardıç, karaasma, karabacak, kara baht, karabakal, karabaldır, karabalık, karaballık, karabasan, karabaş, karabatak, karabiber, karaborsa, kara boya, karabuğday, karabulut, kara bulut, karaburçak, kara cahil, karaciğer, kara cümle, karaçalı, karaçam, karaçayır, kara çıyan, karadağlı, kara damaklı, karadavar, kara delik, karadul, karadut, kara düzen, kara elmas, kara et, Karaevli, karafatma, kara fırın, karagevrek, karagöz, Karagöz, karagül, kara gün, karagürgen, kara haber, karahalile, karahindiba, karahumma, karaiğne, karakabarcık, karakaçan, karakafes, kara kalem, kara kaplı kitap, karakarga, karakaş, karakavak, karakavuk, karakavza, karakeçi, kara kehribar, karakeme, karakılçık, kara kış, kara koca, karakoncolos, kara kovan, karakucak, karakul, karakulak, kara kullukçu, kara kuru, kara kusmuk, karakuş, karakutu, kara kutu, kara kuvvet, karalahana, karaleylek, kara liste, kara maşa, kara mizah, kara nokta, kara para, kara pazar, karasakız, kara sarı, kara sevda, karasığır, karasinek, karasu, kara su, karataban, kara tahta, kara talih, karatavuk, kara tren, karaturp, kara yağız, karayaka, karayandık, karayanık, kara yas, kara yazı, kara yel, karayemiş, kara yer, karayılan, kara yüz, acıkara, ağzı kara, bağrıkara, bağrı kara, bahtı kara, baldırıkara, baştankara, gönlü kara, gözü kara, karnıkara, karnı kara, kıçtankara, sırtıkara, yağlı kara, yanıkara, yüzü kara, fil dişi karası, horozkarası, kalecikkarası, papazkarası, sergikarası, tavukkarası, yürek karası, yüz karası


NARA (Kelime Kökeni: Arapça naʿre)


[isim]
  • Haykırma, bağırma

    Akıncıların naralarıyla savaş alanı çınladı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nara atmak (veya basmak)


SARA (Kelime Kökeni: Arapça ṣarʿa)


[isim] [tıp]
  • Zaman zaman kendini kaybederek olduğu yere düşme, vücutta şiddetli çırpınmalar ve ağız köpürmesi ile ortaya çıkan bir sinir hastalığı, tutarık, tutarak, tutarga, yilbik, epilepsi

    Nefesi kulunca, sıtmaya, havaleye, saraya, çarpıntıya birebirmiş. - Hüseyin Rahmi Gürpınar


BARA


[isim] [fizik]
  • Aynı gerilimdeki besleme hattı veya çıkışların toplandığı ve dağıtıldığı boru veya iletken çubuk veya lama

DARA (Kelime Kökeni: İtalyanca tara)


[isim]
  • Kabıyla birlikte tartılan bir nesnenin kabının ağırlığı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • darasını almak
  • darasını düşmek
  • daraya atmak (veya çıkarmak)


YARA


[isim]
  • Keskin bir şeyle veya bir vuruşla vücutta oluşan derin kesik

    Yaranı tımar ettiler mi? - Nazım Hikmet

[mecaz]
  • Dert, üzüntü, acı

    Bu yarayı deşmeyin.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yara açmak
  • yara almak
  • yara işlemek
  • yara kapanmak
  • yarasını deşmek
  • yarası olan gocunur (veya gocunsun)
  • yaraya merhem olmak
  • yaraya tuz biber ekmek
  • yarayı tazelemek

Birleşik Kelimeler: yara bandı, yara bere, yara otu, açık yara, ağır yara, kızılyara, ciğer yarası, dil yarası, gönül yarası, kalp yarası, yatak yarası, yürek yarası


ARAÇ


[isim]
  • Bir iş yapmakta veya sonuçlandırmakta gücünden yararlanılan nesne
[mecaz]
  • Kişiler veya nesneler arasında bağlantı sağlayan şey, vasıta

    Bu yüzden iyi anlaşmak için araçların mükemmelliği söz konusu değildir. - İsmet Özel

Birleşik Kelimeler: araç gereç, araç telefonu, ağır araç, insansız araç, rahim içi araç, uzun araç, zırhlı araç, arazi aracı, canlı yayın aracı, hava aracı, itfaiye aracı, koruma aracı, kurtarma aracı, nakil aracı, naklen yayın aracı, servis aracı, uzay aracı, iletişim araçları, üretim araçları

[isim]
  • Kastamonu iline bağlı ilçelerden biri

ARAZ (Kelime Kökeni: Arapça ʿaraż)


[isim] [felsefe]
  • İlinek
[tıp]
  • Belirti

    Bu hastalığın gösterdiği çeşitli araz üzerindeki sayısız müşahedelerim bana bir nevi pratik ihtisas temin etmişti. - Reşat Nuri Güntekin

[isim]
  • Belirtiler

ZARA


[isim]
  • Sivas iline bağlı ilçelerden biri

ARAP


[isim] [halk ağzında]
  • Fotoğrafın negatifi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arap gibi olmak
  • arap olayım

[isim]
  • Orta Doğu ile Kuzey Afrika'nın büyük bir bölümünde yaşayan halk ve bu halkın soyundan olan kimse
[sıfat] [mecaz]
  • Koyu esmer

Ata Sözleri ve Deyimler

  • Arap'ın yalellisi gibi
  • Arap uyandı (veya Arap'ın gözü açıldı)

Birleşik Kelimeler: Arap alfabesi, Arap rakamları, arap sabunu, arapsaçı, Arap tavşanı, Arap zamkı


HARA (Kelime Kökeni: Fransızca haras)


[isim]
  • Atların yetiştirildiği ve bakımlarının yapıldığı, hayvanların rahatça hareket etmelerini sağlayan alanların bulunduğu tesis

    Karacabey harası.

[isim] [eskimiş]
  • Hare

PARA (Kelime Kökeni: Farsça pāre)


[isim] [ekonomi]
  • Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit

    Çıkarken elini göğsüne sokup bir kese çıkardı, keseden alabildiği kadar para alıp delikten attı. - Fikret Otyam

[eskimiş]
  • Kuruşun kırkta biri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • para akmak
  • para basmak
  • para bozmak
  • para çekmek
  • para çıkarmak
  • para çıkışmamak
  • paradan çıkmak
  • para dökmek (veya akıtmak)
  • para dönmek
  • para etmek
  • para etmemek
  • para getirmek
  • para ile değil
  • para ile değil, sıra ile
  • para kesmek
  • para kırmak
  • paranın üstü
  • paranın yüzü sıcaktır
  • para parayı çeker
  • para peşin, kırmızı meşin
  • para saçmak
  • para saymak
  • parasını çekmek
  • parasını çıkarmak
  • parasını sokağa atmak
  • parasını yemek
  • parasıyla rezil olmak
  • para sızdırmak (veya koparmak)
  • para tutmak
  • paraya çevirmek
  • paraya kıymak
  • paraya para (veya pul) dememek
  • para yapmak
  • paraya sıkışmak
  • para yatırmak
  • para yedirmek
  • para yemek
  • parayı araya değil, paraya vermeli
  • parayı basmak (veya bastırmak)
  • parayı denize atmak
  • parayı veren düdüğü çalar

Birleşik Kelimeler: para aktarımı, para arzı, para babası, para basma, para birimi, para canlısı, para cezası, para çantası, para değişimi, para dolaşımı, paragöz, para kısıtlaması, para pul, para şişkinliği, anapara, artı para, beş para, bloke para, bozuk para, büyük para, cari para, çürük para, demir para, haram para, hazır para, kâğıt para, kara para, kırk para, madenî para, nakit para, on para, sağlam para, sağ para, sıcak para, taze para, temiz para, tutulmuş para, ufak para, yüz para, başlık parası, boyunduruk parası, ekmek parası, hava parası, kahve parası, kan parası, kefen parası, palamar parası, uğur parası, yakıt parası, yol parası


ARACI


[isim]
  • Ara bulucu
[ticaret]
  • Üretici ile tüketici arasında alım satım konusunda bağlantı kuran ve bundan kazanç sağlayan kimse, mutavassıt, komprador
[ekonomi]
  • İhracatçının ihracattan doğan alacaklarının büyük bir bölümünün malın yüklenmesinden hemen sonra, kalan kısmının ise para, malı alandan tahsil edildiğinde bir aracı banka tarafından ödenmesini sağlayan kredi veya yatırım tekniği

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aracı koymak

Birleşik Kelimeler: aracı banka, borsa aracısı