Kun ile Başlayan Kelimeler
KUN ile başlayan 21 kelime bulunuyor. Başında KUN olan kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Kun ile biten kelimeler. İçinde kun olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
12 Harfli Kelimeler
KUNDURACILIK21,
11 Harfli Kelimeler
KUNDAKLAYIŞ20, KUNDAKÇILIK19, KUNDAKLANIŞ18, KUNDAKLATMA15, KUNDAKLANMA15, KUNDAKLAMAK15
10 Harfli Kelimeler
KUNDAKLAMA14
9 Harfli Kelimeler
KUNDAKSIZ17, KUNDURACI17
8 Harfli Kelimeler
KUNDAKÇI15, KUNDAKLI12
7 Harfli Kelimeler
KUNDURU12, KUNDURA11
6 Harfli Kelimeler
KUNGFU18, KUNDUZ13, KUNDAK9
5 Harfli Kelimeler
KUNDA8
4 Harfli Kelimeler
KUNT5
KUNT (Kelime Kökeni: Farsça kund)
-
Ağır, kalın, dayanıklı ve sağlam
Yüksek, sur gibi kalın duvarın ardındaki küçük avluya kunt demir kapıdan girilirdi. - Ayla Kutlu
KUNDA
- Bir tür büyük ve zehirli örümcek
KUNDAK
-
Yeni doğmuş çocuğu ilk aylarda sıkıca sarıp sarmalamaya yarayan geniş bez
Kendisine uzattıkları ince ve beyaz bir kundağa sarılmış kızına baktı. - Ömer Seyfettin
-
Bu bezle sarılmış bebek
Dikmen Yıldızı kundağı kucaklayarak ağır, sarsıntılı adımlarla savcının arkasından yürüdü. - Aka Gündüz
-
Saçları yemeninin içine alıp bağlama
Baş kundağı.
-
Korunmak için sıkı sıkıya sarılmış şey
Dutların tomurcukları büyümüş, yaprakları burunlarını kundaklarından çıkarmışlardı. - S. F. Abasıyanık
-
Yangın çıkarmak için bir yere konulan tutuşmuş yağlı bez parçası vb.
Ben şamdanımla evveli kapının önüne yığılan şeyleri, sonra cibinliği, perdeleri, bütün duvarları çeviren kundakları tutuşturacağım. - Halit Ziya Uşaklıgil
-
Tüfek gibi bazı ateşli silahlarda bunları çeşitli yönlere çevirmeye yarayan, namlunun altında bulunan ağaç veya metal bölüm
Amcası Mustafa geldi eve, ona bir kundağı sedefli tüfek getirdi. - Yaşar Kemal
- Arabalarda dingil yatağı
- Ara bozma, fitne, fesat
Ata Sözleri ve Deyimler
- kundak sokmak (veya koymak)
Birleşik Kelimeler: çatal kundak
KUNDURA (Kelime Kökeni: İtalyanca condura)
-
Kaba işlenmiş, bağsız, konçsuz ayakkabı
Kundurasının tahta ökçeleri, ıssız Babıali kaldırımlarına vurdukça bir çekiç sesiyle ötüyordu. - Peyami Safa
KUNDAKLI
-
Kundağı olan, kundağa sarılmış olan
Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu. - Ömer Seyfettin
KUNDURU
- Başağı dört sıradan oluşan, bir tür sert, sarı, iyi buğday
KUNDUZ
- Kemirgenlerden, kuyruğu geniş ve yassı, art ayak parmaklarının arası perdeli, ağaçları kemirerek beslenen, su kıyılarında yaşayan, yuvalar ve su setleri kuran, postu değerli bir hayvan, kastor (Castor fiber)
Birleşik Kelimeler: kunduz böceği
KUNDAKLAMA
- Kundaklamak işi
KUNDAKLATMA
- Kundaklatmak işi
KUNDAKLANMA
- Kundaklanmak işi
KUNDAKLAMAK
-
Bebeği kundağa sarmak
Dikmen Yıldızı yapma bebeğini büyük bir dikkat ve özenle tekrar kundakladı. - Aka Gündüz
- Bir yeri kundakla yakmak
- Saçları yemeninin içine toplayarak bağlamak
- Tüfek namlusunu kundağa bağlamak
-
Ara bozmak, aldatmak
Onu yalnız politika kurtları kundaklamıştır. - Salâh Birsel
KUNDAKÇI
-
Yangın çıkarmak için kundak koyan kimse
Fakat ne çare ki Rum kundakçıları tarafından baştan başa yakılıp yıkılmış. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
- Tüfek kundakları yapan kimse
- Ara bozucu
KUNDAKLANMAK
- Kundaklama işi yapılmak veya kundaklama işine konu olmak
KUNDAKLATMAK
- Kundaklama işini yaptırmak
KUNDAKSIZ
- Kundağı olmayan