İçinde Kun Bulunan Kelimeler



İçinde KUN olan 89 kelime bulunuyor. İçerisinde KUN geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kun ile başlayan kelimeler. Kun ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

KORKUNÇLAŞTIRMA25, SUSKUNLAŞTIRMAK24

14 Harfli Kelimeler

SUSKUNLAŞTIRMA23

13 Harfli Kelimeler

DOKUNULMAZLIK23, KORKUNÇLAŞMAK22

12 Harfli Kelimeler

COŞKUNLAŞMAK24, KUNDURACILIK21, KORKUNÇLAŞMA21, SUSKUNLAŞMAK20, TAKUNYACILIK20, DOKUNAKLILIK18, KUNDAKLANMAK16, KUNDAKLATMAK16

11 Harfli Kelimeler

COŞKUNLAŞMA23, GAYRİMESKUN20, KUNDAKLAYIŞ20, DOKUNDURMAK19, KUNDAKÇILIK19, SUSKUNLAŞMA19, DOKUNMABANA18, KUNDAKLANIŞ18, KUNDAKLATMA15, KUNDAKLANMA15, KUNDAKLAMAK15

10 Harfli Kelimeler

DOKUNCASIZ22, DOKUNULMAZ19, DOKUNDURMA18, TAKUNYASIZ18, DOKUNULMAK16, KORKUNÇLUK16, DOKUNMATİK15, KUNDAKLAMA14

9 Harfli Kelimeler

COŞKUNLUK18, DOKUNCALI17, KUSKUNSUZ17, KUNDAKSIZ17, KUNDURACI17, OKUNAKSIZ16, TAKUNYACI16, DOKUNULMA15, DOKUNAKLI14, SUSKUNLUK14, YUTKUNMAK14, OKUNULMAK13, SÜKUNETLİ13, TAKUNYALI13, TUTKUNLUK12

8 Harfli Kelimeler

COŞKUNCA19, TOPYEKUN16, KUNDAKÇI15, DOKUNMAK13, DOKUNSAL13, YUTKUNMA13, KUSKUNLU12, KUNDAKLI12, OKUNULMA12, SEKUNDER12, OKUNAKLI11, TRAKUNYA11

7 Harfli Kelimeler

DOKUN15, DOKUNCA14, DOKUN14, DOKUNUM13, DOKUNMA12, KORKUNÇ12, KUNDURU12, KUNDURA11, SÜKUNET11, OKUNMAK10, TAKUNYA10

6 Harfli Kelimeler

KUNGFU18, COŞKUN14, KUNDUZ13, OKUN12, SUSKUN10, ISKUNA9, KUSKUN9, KUNDAK9, MESKUN9, OKUNTU9, OKUNMA9, TUTKUN8

5 Harfli Kelimeler

KUN10, UÇKUN10, SÜKUN9, KUNDA8, YEKUN8, RAKUN6

4 Harfli Kelimeler

KUNT5


KUNT (Kelime Kökeni: Farsça kund)


[sıfat] [halk ağzında]
  • Ağır, kalın, dayanıklı ve sağlam

    Yüksek, sur gibi kalın duvarın ardındaki küçük avluya kunt demir kapıdan girilirdi. - Ayla Kutlu


RAKUN (Kelime Kökeni: İngilizce racoon)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Kuzey Amerika'da, ağaçlarda yaşayan, kafası tilkiye benzeyen, uzun kuyruğu alaca halkalı, boyu yaklaşık 90, kuyruğu 30 santimetre olan kürklü hayvan (Procyon lotor)

TUTKUN


[sıfat]
  • Gönül vermiş, meftun, meclup

    Kapıda bekleşen tutkunlarından bir tanesinin arabasına atladığı gibi ortadan kayboluyordu. - Ercüment Ekrem Talu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tutkun olmak


KUNDA


[isim] [hayvan bilimi]
  • Bir tür büyük ve zehirli örümcek

YEKÛN (Kelime Kökeni: Arapça yekūn)


[isim] [matematik]
  • Toplam

    Etraftaki hurmalıkta oturan taşralı halkın yekûnu da dört, beş bin kişiyi bulur. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yekûn çekmek

Birleşik Kelimeler: ceman yekûn, topyekûn


ISKUNA (Kelime Kökeni: İngilizce schooner)


[isim] [denizcilik]
  • Brikten küçük, iki direkli bir tür yelkenli gemi

KUSKUN


[isim]
  • Hayvanın kuyruğu altından geçirilerek eyere bağlanan kayış

    O başta: Kuskunu kopmuş eyerli düldüller / Bu başta: Paldımı düşmüş semerli bülbüller - Mehmet Akif Ersoy

Birleşik Kelimeler: kuskunu düşük


KUNDAK


[isim]
  • Yeni doğmuş çocuğu ilk aylarda sıkıca sarıp sarmalamaya yarayan geniş bez

    Kendisine uzattıkları ince ve beyaz bir kundağa sarılmış kızına baktı. - Ömer Seyfettin

[isim]
  • Yangın çıkarmak için bir yere konulan tutuşmuş yağlı bez parçası vb.

    Ben şamdanımla evveli kapının önüne yığılan şeyleri, sonra cibinliği, perdeleri, bütün duvarları çeviren kundakları tutuşturacağım. - Halit Ziya Uşaklıgil

[mecaz]
  • Ara bozma, fitne, fesat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kundak sokmak (veya koymak)

Birleşik Kelimeler: çatal kundak


MESKÛN (Kelime Kökeni: Arapça meskūn)


[sıfat]
  • İnsan oturan, şeneltilmiş (yer)

    Kürekleri var gücüyle çekerek meskûn adanın kömür iskelesine yanaştı. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • meskûn kılmak

Birleşik Kelimeler: meskûn mahal


OKUNTU


[isim] [halk ağzında]
  • Küçük armağanlarla yapılan düğün çağrısı

OKUNMA


[isim]
  • Okunmak işi

    Her şairin içinde bir okunma, bir yayılma, bir beğenilme hırsı vardır. - Orhan Veli Kanık


SÜKÛN (Kelime Kökeni: Arapça sukūn)


[isim]
  • Sükûnet

    Kanatlı hercai menekşeler gibi kelebekler ekinlerin sükûnunda uçuşurken bu kitapçıktan birkaç sayfa okunsun. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu


OKUNMAK


[nesnesiz]
  • Okuma işine konu olmak

    Gece olmuş, yatsılar okunmuş, daha damat bey gelmemişti. - Sermet Muhtar Alus

[mecaz]
  • Belli olmak, açıkça görünmek

    Bütün söyleyecekleri yüzünden okunuyor. - Yusuf Ziya Ortaç

[halk ağzında]
  • Davet edilmek, çağrılmak

TAKUNYA (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim]
  • Genellikle hamam vb. ıslak tabanlı yerlerde kullanılan, yüksek ökçeli, ağaçtan yapılmış bir tür ayak giysisi, nalın

    Bayramlarda ayağında takunya ile bayram yerlerine gittin. - Reşat Nuri Güntekin


SUSKUN


[sıfat]
  • Çok az konuşan, sessiz, sakin olan, sükûti
[zarf]
  • Sessiz, sakin bir biçimde