Ağır ile Biten Kelimeler
AĞIR ile biten 4 kelime bulunuyor. Sonu AĞIR olan kelime listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Ağır kelimesinin anlamı nedir? Ağır ile başlayan kelimeler. İçinde ağır olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
5 Harfli Kelimeler
BAĞIR15,
4 Harfli Kelimeler
AĞIR12
AĞIR
-
Tartıda çok çeken, hafif karşıtı
Kurşun, ağır bir madendir. Taş yerinde ağırdır.
-
Çapı, boyutu büyük
Ağır top.
-
Yavaş
Adam ağır adımlarla gelip masanın başına geçiyor. - Esat Mahmut Karakurt
-
Yoğun
Evin sofasına girer girmez kendisini ağır bir duman karşıladı. - Abbas Sayar
- Fiziksel sebeplerden dolayı güç işiten (kulak)
-
Değeri çok olan, gösterişli
Ağır kıyafeti ile muhite uymayan Canan'ın yanında, ne kadar rahat ve sadeydi. - Mithat Cemal Kuntay
-
Çetin, güç
Denizcilik tarihinin en ağır sorumluluklarından birini üzerine alıyordu. - Feridun Fazıl Tülbentçi
- Ciddi
- Sıkıntı veren, bunaltan
-
Dokunaklı, insanın gücüne giden, kırıcı
Kızmıştım, Keziban'a söylenecek şöyle ağır bir söz arıyordum. - Nurullah Ataç
-
Ağırbaşlı, ciddi
Bu, on dokuz yaşında ufak tefek bir kızdı fakat otuz yaşındaki bir insandan daha ağırdı. - Halide Edip Adıvar
-
Keskin, boğucu (koku)
Bu koku, en hafif rüzgârla burnu kuvvetli bir adama uzaktan kendini hissettirecek kadar ağırdır. - Falih Rıfkı Atay
-
Kısık, alçak
Ağaya pek duyurmak istemeyen ağır bir sesle kulağıma eğildi. - Osman Cemal Kaygılı
- Davranışları yavaş olan
-
Sindirimi güç (yiyecek)
Ağır bir yemek.
-
Ağır sıklet
Yıllarca ağırda güreşti.
-
Yavaş bir biçimde
Cüneyt Bey sözlerini tartıyormuş gibi ağır söylüyordu. - Etem İzzet Benice
Ata Sözleri ve Deyimler
- ağır basar, yeğni kalkar
- ağır basmak
- ağır basmak
- ağır çekmek
- ağırdan almak
- ağır durmak
- ağır gelmek
- ağır git ki yol alasın
- ağırına gitmek
- ağır işitmek (veya duymak)
- ağır kaçmak
- ağır kazan geç kaynar
- ağır ol!
- ağır ol, batman gel
- ağır otur ki bey (veya molla) desinler
- ağır oturmak
- ağır söylemek
- ağır taş yerinden oynamaz
- ağır yongayı yel kaldırmaz
Birleşik Kelimeler: ağır ağır, ağır aksak, ağır araç, ağırayak, ağırbaşlı, ağırcanlı, ağır ceza, ağır ceza mahkemesi, ağır çekim, ağırelli, ağır ezgi, ağır hapis cezası, ağır hasta, ağır hava, ağır hidrojen, ağır iş, ağırkanlı, ağır kayıp, ağır kusur, ağır küre, ağır makineli, ağır para cezası, ağır sanayi, ağır sıklet, ağır söz, ağır su, ağır top, ağır uyku, ağır vasıta, ağır yağ, ağır yara, eli ağır, eline ağır, uykusu ağır, yarı ağır sıklet
SAĞIR
- İşitme duyusundan yoksun, işitmeyen (kimse)
-
Ses geçirmeyen
Adliyenin arka taraflarına isabet eden, şehrin gürültüsünü duymayan, sağır, mahfuz bir odasında idik. - Hamdullah Suphi Tanrıöver
-
Isıyı az veren, geç ısınan
Sağır soba.
-
Vurulduğu zaman ses vermeyen
Sağır davul.
- İçi görülmeyen, donuk (cam)
Ata Sözleri ve Deyimler
- sağır olmak
- sağır sultan bile duydu
Birleşik Kelimeler: sağır dilsiz, sağır duvar, sağır kapı, sağır kef, sağır mikrofon, sağır nun, sağır pencere, sağır pusula, sağır renk, sağır yılan, top sağır
BAĞIR
-
Göğüs
Bak çorak tarlasında sabanına dayanmış / Geniş alnı güneşle, bağrı ateşle yanmış - Faruk Nafiz Çamlıbel
- Ok yayı ve dağda orta bölüm
- Ciğer, bağırsak vb. vücut boşluklarında bulunan organların ortak adı, ahşa
Ata Sözleri ve Deyimler
- bağrına basmak
- bağrına taş basmak
- bağrını delmek
- bağrını ezmek
- bağrı yanmak
Birleşik Kelimeler: bağır yeleği, bağrıkara, bağrı kara, bağrı yanık, bağrı yufka, kurtbağrı
YAĞIR
- Sırt, arka, iki kürek arası
- Atın omuzları arasındaki yer
- Çoğunlukla bu yerde eyer ve semerin açtığı yara
- Kel