Vere ile Başlayan Kelimeler



VERE ile başlayan 11 kelime bulunuyor. Başında VERE olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Vere kelimesinin anlamı nedir? Vere ile biten kelimeler. İçinde vere olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

13 Harfli Kelimeler

VERESİYECİLİK25

10 Harfli Kelimeler

VERESİYECİ22

9 Harfli Kelimeler

VERECEKLİ18

8 Harfli Kelimeler

VEREVİNE20, VERESİYE17

7 Harfli Kelimeler

VERECEK16, VEREMLİ14

6 Harfli Kelimeler

VERESE13

5 Harfli Kelimeler

VEREV17, VEREM12

4 Harfli Kelimeler

VERE10


VERE (Kelime Kökeni: Sırpça)


[isim] [tarih]
  • Bir kalenin veya tahkim edilmiş bir yerin teslimi

VEREM (Kelime Kökeni: Arapça verem)


[isim] [tıp]
  • Herhangi bir organa ve en çok akciğerlere yerleşen Koch basilinin yol açtığı ateşli ve bulaşıcı bir hastalık, tüberküloz

    Annemin genç yaşta veremden ölen rahmetli amcasını görmedim. - Yusuf Ziya Ortaç

[sıfat]
  • Bu hastalığa tutulmuş, veremli

    Verem bir kadının duyguları.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • verem etmek
  • verem olmak

Birleşik Kelimeler: kemik veremi


VERESE (Kelime Kökeni: Arapça veres̱e)


[isim] [eskimiş]
  • Mirasçılar

VEREMLİ


[sıfat] [tıp]
  • Vereme tutulmuş, müteverrim

    Onu yalnız ince hastalığa münhasır zanneder, başka hastalıklara aldırmadığı hâlde, veremliden son derece çekinirdi. - Reşat Nuri Güntekin


VERECEK


[isim]
  • Birine verilmesi gereken para, borç, alacak karşıtı

Birleşik Kelimeler: alacak verecek


VERESİYE


[zarf]
  • Karşılığı sonra ödenmek üzere, peşin karşıtı
[mecaz]
  • Özensiz, gönülsüz, önem vermeden

    Çok veresiye iş görüyor.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • veresiye almak
  • veresiye vermek


VEREV


[sıfat]
  • Bir köşeden karşı köşeye doğru kesilmiş, katlanmış veya konulmuş olan

    Verev etek.


VERECEKLİ


[sıfat]
  • Birine vereceği olan, borçlu, alacaklı karşıtı
[mecaz]
  • Birinden para yönünden veya iyilik vb. yardımlar görerek borçlanan (kimse), medyun

VEREVİNE


[zarf]
  • Verev biçimi verilerek

    İpek mavi yorgan, düzgün bir biçimde verevine katlanmış, yarı yarıya açık duruyordu. - Erhan Bener


VERESİYECİ


[isim]
  • Veresiye iş gören kimse

VERESİYECİLİK


[isim]
  • Veresiyeci olma durumu