Uk ile Biten 5 Harfli Kelimeler



UK ile biten 5 harfli 58 kelime bulunuyor. Sonu UK olan 5 karekterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Uk ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Uk olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

BOĞUK16, GUGUK15, SOĞUK15, GOCUK14, ÇOCUK13, KOVUK13, VURUK13, BOCUK12, BOZUK12, BUÇUK12, ÇUBUK12, KAVUK12, LAVUK12, TAVUK12, ÇABUK11, HUKUK11, KOPUK11, MUCUK11, POTUK11, PAMUK11, SUCUK11, TOPUK11, AYYUK10, ÇOTUK10, HALUK10, KOŞUK10, MAŞUK10, PERUK10, SUYUK10, UZLUK10, YUMUK10, BORUK9, BURUK9, DORUK9, DONUK9, DULUK9, DURUK9, OBRUK9, SÜLUK9, UYLUK9, UYRUK9, YOLUK9, YAMUK9, KUMUK8, KABUK8, MORUK8, SOLUK8, SULUK8, KONUK7, KORUK7, NUTUK7, OTLUK7, OKLUK7, ONLUK7, TUTUK7, TULUK7, UNLUK7, NATUK6


NATUK (Kelime Kökeni: Arapça naṭūḳ)


[sıfat] [eskimiş]
  • Düzgün, güzel ve kolaylıkla söz söyleyen

KONUK


[isim]
  • Bir yere veya birinin evine kısa bir süre kalmak için gelen kimse, misafir, mihman

    Şatoda yaşayanlarla konuklar, buralarda, topluca yıkanırlarmış. - Salâh Birsel

[hayvan bilimi]
  • Konakçının üzerindeki asalak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • konuğu olmak
  • konuk etmek
  • konuk gelmek
  • konuk olmak

Birleşik Kelimeler: konukevi, konuk köşesi, konuk sanatçı, konuksever, şeref konuğu


KORUK


[isim] [bitki bilimi]
  • Henüz olgunlaşmamış ekşi üzüm

    Hüseyin Ağa, aşağıda koruk sıkmış, buğulu bardaklarla geldi. - Yusuf Ziya Ortaç

[sıfat]
  • İçi boş (kabuklu meyve)

Birleşik Kelimeler: koruk lüferi, koruk suyu, koruk şerbeti, dam koruğu


NUTUK (Kelime Kökeni: Arapça nuṭḳ)


[isim]
  • Söz, konuşma

    Onun nutkundan sonra bu meselenin artık münakaşa edilmemesi, bitmesi lazımdı. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nutku tutulmak
  • nutuk atmak (veya çekmek)
  • nutuk vermek


OTLUK


[isim]
  • Otu bol olan yer

OKLUK


[isim] [eskimiş]
  • İçine ok konulan ve sırtta taşınan meşinden yapılmış ok kılıfı, sadak
[sıfat]
  • Ok yapılmaya uygun

    Ağaçların mızraklık, kirişlik ve okluk dalları budandı, çakılarla düzeltildi. - İhsan Oktay Anar


ONLUK


[sıfat]
  • On birimden, on parçadan oluşan
[mecaz]
  • On üzerinden tam not alan

    Onluk bir öğrenci.

[isim] [eskimiş]
  • On para, on kuruş, on lira veya on bin lira değerinde olan para

    Bir iki mecidiyenin arasına sıkışmış bir onluğu ararken arkadan bir araba geliyordu. - Memduh Şevket Esendal

Birleşik Kelimeler: onluk bozma


TUTUK


[sıfat]
  • Akıcı, rahat konuşamayan

    Önce benim sonra kardeşimin elini avuçlarının arasına alıp tutuk ama heyecansız bir sesle yakında yeniden evleneceğini söyledi. - Elif Şafak

[hukuk]
  • Tutuklu
[mecaz]
  • Durgun, çekingen, sıkılgan

    Bu babadan geçme derviş huyum, hoşgörüm yüzünden tutuk oluşumu anlamıyorlar. - Nezihe Meriç

Birleşik Kelimeler: tutukevi, dili tutuk


TULUK


[isim] [halk ağzında]
  • Tulum

    Kar tuluğundan çıkarılıp sıcak yapağıya sarıldığı zaman Adil Gazi biraz konuşabiliyordu. - Nezihe Araz


UNLUK


[isim]
  • Değirmende unun biriktiği yer
[sıfat]
  • Un yapılmaya elverişli, temizlenmiş (buğday)

KUMUK


[isim]
  • Dağıstan'da yaşayan bir Türk boyu ve bu boydan olan kimse

KABUK


[isim]
  • Bir şeyin üstünü kaplayan ve onu dış etkilere karşı koruyan, kendiliğinden oluşmuş sertçe bölüm, kışır

    Ağaç kabuğu.

    Meyve kabuğu.

    Midye kabuğu.

[gök bilimi]
  • Bir sıvı veya gazı dıştan saran, sert katman

    Yer kabuğu.

[tıp]
  • Deri üzerinde bir yaranın veya sivilcenin kurumasıyla oluşan sertçe bölüm
[hayvan bilimi]
  • Bir hayvanı dıştan örten kitinli, kalkerli, silisli, kemiksi veya boynuzsu örtü, kavkı

    Herhâlde kabuklu bir deniz hayvanının kabuğu kesmiş olacak. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kabuğu dışına çıkmak
  • kabuğuna çekilmek
  • kabuğunu çatlatmak (veya kırmak)
  • kabuk bağlamak (veya tutmak)
  • kabuk gibi

Birleşik Kelimeler: kabuk bilimi, kabuk böcekleri, kabuk değiştirme, kabuk kahvesi, kabuk yönetim, beyin kabuğu, böcekkabuğu, deniz kabuğu, fındıkkabuğu, limon kabuğu, meyve kabuğu, yer kabuğu


MORUK (Kelime Kökeni: Ermenice)


[isim] [argo]
  • Gençlere göre yaşlı anne, baba

    Bizim moruk ertesi güne devrisi der de ondan dilim alışmış. - Sait Faik Abasıyanık


SOLUK


[isim]
  • Akciğerlere çekilen, akciğerlerden atılan hava, nefes

    Kalp gitgide hafiflemekteydi ve soluklarda hafif bir hışıltı başlamıştı. - Reşat Nuri Güntekin

[mecaz]
  • Tarz

    Gençler dergimize yeni bir soluk getirdiler.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • soluğu (bir yerde) almak
  • soluğu kesilmek (veya tutulmak)
  • soluğunu kesmek
  • soluk aldırmamak
  • soluk almak

Birleşik Kelimeler: soluk almadan, soluk borusu, soluk darlığı, soluk kesici, soluk soluğa, gürsoluk, ses soluk, bir solukta

[sıfat]
  • Rengi atmış olan, solmuş, uçuk

    General, soluk dudaklarını parmaklarının arasına alarak acı acı gülüyor. - Esat Mahmut Karakurt

Birleşik Kelimeler: soluk benizli


SULUK


[isim]
  • Öğrencilerin okula su götürdükleri kap
[spor]
  • Yarışçıların su, glikozlu su, çay veya meyve suyu koymalarına yarayan kap
[tıp]
  • Küçük çocukların başlarında, yer yer saç dökülmesi ve kabartılarla beliren bir deri hastalığı
[halk ağzında]
  • Oda içinde yıkanmak için ayrılmış küçük yer, gusülhane

Birleşik Kelimeler: suluk zinciri