TULUMBACI Harflerini İçeren 3 Harfli Kelimeler



TULUMBACI harflerini içeren 3 harfli 21 kelime bulunuyor. 3 harfli TULUMBACI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Tulumbacı ile başlayan 3 harfli kelimeler. İçinde Tulumbacı olan 3 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ACI7, UCA7, CAM7, ABU6, BUL6, BUT6, UMU6, BAL5, BAT5, MUT5, TAB5, ULU5, AUT4, LAM4, MAT4, MAL4, TUL4, TAM4, ULA4, ALT3, TAL3


ALT


[isim]
  • Bir şeyin yere bakan yanı, zir, üst karşıtı

    Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor. - Ziya Osman Saba

[sıfat]
  • Sınıflamalarda ikinci derecede olan

    Alt sınıf. Alt cins. Alt takım.

[sıfat]
  • Birkaç şeyden aşağıda olan

    Yeleğinin alt düğmesi iliklenmemiş. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alt değirmen güçlü akar
  • alt etmek
  • altı alay üstü kalay
  • altı kaval, üstü şişhane (veya şeşhane)
  • altına etmek (veya kaçırmak)
  • altına imza atmak
  • altına imza koymak
  • altında kalmak
  • altında kalmamak
  • altından çapanoğlu çıkmak
  • altından girip üstünden çıkmak
  • altından kalkamamak
  • altını çizmek
  • altını değiştirmek
  • altını ıslatmak
  • altını kapatmak
  • altını kısmak
  • altını üstüne getirmek
  • altı tutmak
  • altı yaş olmak
  • alt olmak
  • alt perdeden konuşmak
  • altta kalanın canı çıksın
  • altta kalmak
  • alttan almak
  • alttan güreşmek
  • altta yok üstte yok

Birleşik Kelimeler: alt alta, alt başlık, alt bölüm, alt cins, alt çene, alt deri, alt diş, alt dudak, alt familya, alt geçit, alt gerilim, alt güverte, alt hava yuvarı, alt ırk, alt karşıt, alt kat, alt katman, alt kavuşum, alt kurul, alt sınıf, alt şube, alt tabaka, alt takım, alt tarafı, alt tür, altüst, alt yanı, altyapı, alt yazı, alt yazıcı, altı üstü, alttan alta, ayakaltı, bardakaltı, başaltı, baş altı, bayrakaltı, bilinçaltı, dam altı, denizaltı, deniz altı, deri altı, dilaltı, dil altı bezleri, ev altı, gözaltı, göz altı, hasıraltı, kahvaltı, kapıaltı, kaymakaltı, koltuk altı, köprüaltı çocuğu, Kubbealtı, kulak altı bezi, merdiven altı, normalaltı, rüzgâraltı, silahaltı, su altı, şuuraltı, topaltı, toprak altı, üst deri altı, yastıkaltı, yemekaltı, yeraltı, yer altı, el altında, el altından


TAL (Kelime Kökeni: Fransızca thalle)


[isim] [biyoloji]
  • Kök, sap ve yaprak şeklinde farklılaşmamış bir bitkinin yaşama ve büyüme organı

AUT (Kelime Kökeni: İngilizce out)


[isim] [spor]
  • Dış

    Aut çizgisinden nefis bir orta... - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • auta atmak
  • auta çıkmak


LÂM (Kelime Kökeni: Arapça lām)


[isim]
  • Arap alfabesinin yirmi üçüncü harfinin adı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • lâm elif çevirmek (veya çizmek)
  • lâmı cimi yok

[isim]
  • Mikroskopta incelenecek maddelerin üzerine konulduğu dar, uzun cam parçası

MAT (Kelime Kökeni: Farsça māt)


[isim]
  • Satranç oyununda taraflardan birinin yenilgisi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mat etmek
  • mat olmak

Birleşik Kelimeler: şah mat

[sıfat]
  • Parlak olmayan, donuk

Birleşik Kelimeler: ipek matı


MAL (Kelime Kökeni: Arapça māl)


[isim]
  • Bir kimsenin, bir tüzel kişinin mülkiyeti altında bulunan, taşınır veya taşınmaz varlıkların bütünü

    Mal vardı, mülk vardı. At vardı, araba vardı. - Ömer Seyfettin

[ticaret]
  • Alınıp satılabilen her türlü ticaret eşyası, emtia
[mecaz]
  • Bayağı, aşağılık, kötü kimse

    Onun ne mal olduğunu bilirim.

[argo]
  • Esrar
[kaba konuşmada]
  • Orospu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mal adama hem dost hem düşmandır
  • mal bulmuş Mağribî gibi
  • mal canı kazanmaz, can malı kazanır
  • mal canın yongasıdır
  • mal da yalan mülk de yalan, var biraz da sen oyalan
  • mal edinmek
  • mal etmek
  • malı götürmek
  • malını yemesini bilmeyen zengin her gün züğürttür
  • malın iyisi boğazdan geçer
  • malı ongun olanın adı angın olur
  • mal kaldırmak
  • mal kapatmak
  • mal meydanda
  • mal olmak
  • mal sahibi mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi
  • mal yapmak

Birleşik Kelimeler: mal beyanı, mal bildirimi, mal birliği, mal canlısı, mal mülk, mal sahibi, mal sandığı, mal varlığı, malın gözü, anamal, ara mal, başmal, beytülmal, fason mal, kabzımal, mirî mal, resülmal, sermaye mal, tapon mal, dünya malı, hırsız malı, işporta malı, ithal malı, mezat malı, orta malı, sıra malı, vakıf malı, yerli malı, ikame mal


TUL (Kelime Kökeni: Arapça ṭūl)


[isim] [eskimiş] [gök bilimi]
  • Boylam
[matematik]
  • Uzunluk

Birleşik Kelimeler: tul derecesi


TAM (Kelime Kökeni: Arapça tāmm)


[sıfat]
  • Eksiksiz, kesintisiz

    Tam iki saat yalandan tamirle uğraştım. - Aka Gündüz

[zarf]
  • Tıpkı

    Tam istediğim gibi davrandın.

[zarf]
  • O sırada, o anda

    Tam mağazaya girecekken arkadaşım çağırdı.

[mecaz]
  • Gerçek, kusursuz

    Reşit Galip tam bir idealist gibi öldü. - Orhan Seyfi Orhon

[mecaz]
  • Ehliyetli, yetkin
[isim] [argo]
  • Amerikan doları

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tam adamına çatmak
  • tam adamını bulmak (veya adamına düşmek)
  • tam gelmek (veya olmak)
  • tam maaşla tekaüt (veya emekli)
  • tam üstüne basmak

Birleşik Kelimeler: tam açı, tam algı, tam altın, tam anlamıyla, tam asalak, tam bakım, tam bilet, tam bölen, tam ekmek, tam er, tam gaz, tam gün, tam kafiye, tamkare, tam manasıyla, tam mesai, tam not, tam otomatik, tam pansiyon, tam sayı, tam sırası, tam siper, tamtakır, tam tamına, tam tarife, tam yol, aklı tam ayar, ortak tam bölen, tamı tamına


ULA


[isim]
  • Muğla iline bağlı ilçelerden biri

BAL


[isim]
  • Bal arılarının bitki ve çiçeklerden topladıkları bal özünden yapıp kovanlarındaki petek gözlerine doldurdukları, rengi beyazdan esmere kadar değişen tatlı, koyu, sıvı madde

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bal alacak çiçeği bilmek (veya bulmak)
  • bal bal demekle ağız tatlanmaz
  • bal dök de yala
  • bal gibi
  • balı dibinden, yağı yüzünden
  • balın âlâsı oğlun tazesinden
  • balı olan bal yemez mi?
  • balı parmağı uzun yemez, kısmetlisi yer
  • bal ile kaymak yenir ama her keseye göre değil
  • bal olan yerde sinek de olur
  • bal sağmak
  • bal tutan parmağını yalar

Birleşik Kelimeler: bal arısı, balçiçeği, bal dudak, balgümeci, balhane, bal kabağı, bal kelebeği, balköpüğü, bal mumu, bal özü, bal peteği, bal rengi, acı bal, deli bal, süzme bal, ağaç balı, çam balı, gümeç balı, gün balı, kedi balı, kehribar balı, meyan balı, oğul balı, pamuk balı


BAT


[isim] [halk ağzında]
  • Kurşun boruların ağzını açmakta kullanılan, şimşirden yapılmış, ucu sivri bir takoz türü

MUT


[isim]
  • Mutluluk
[isim] [halk ağzında]
  • Yaklaşık iki avuç dolusu tahılı içine alan ölçek

    Koca imamdan gündeliği yarım mut zahireyle eğreti aldığı öküzler gibi bir çift öküzün kendisinde de olması hâlinde duyacağı bahtiyarlığı düşünmekteydi. - Nabizade Nâzım

[isim]
  • Mersin iline bağlı ilçelerden biri

TAB (Kelime Kökeni: Arapça ṭabʿ)


[isim] [eskimiş]
  • Mizaç, huy, tabiat, karakter
[isim]
  • Bası

Birleşik Kelimeler: tabetmek


ULU


[sıfat]
  • Erdemleri bakımından çok büyük, yüce

    Aile uluları arasında buna bir çare bulmak için dertleşmeler olur. - Reşat Nuri Güntekin


ABU


[ünlem] [halk ağzında]
  • Şaşma ve korku bildiren bir söz

    Abu, neler oluyormuş!