Tu ile Başlayan 6 Harfli Kelimeler



TU harfleri ile başlayan 6 harfli 31 kelime bulunuyor. Başında TU olan 6 harfli kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "tu ile biten 6 harfli kelimeler. İçinde Tu olan 6 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

TUĞBAY18, TUMAĞI16, TUĞYAN16, TUVACA16, TUNGUZ15, TUĞRUL15, TUZSUZ15, TUĞRİK14, TUZCUL14, TURGAY13, TURGOR12, TUMŞUK12, TUTUCU12, TUTMAÇ11, TURUNÇ11, TURİZM11, TURHAL11, TULYUM11, TUZLUK11, TUZLAK10, TUNDRA9, TUTULU9, TUTSAK8, TUTMAK8, TUTKUN8, TURİST8, TUTSAT8, TULUAT8, TUTKAL7, TURANİ7, TULANİ7


TUTKAL


[isim]
  • Deri, kıkırdak vb. hayvansal maddelerden elde edilen, katılaşıp sertleşme özelliğiyle tahta, kâğıt vb. yapıştırmaya yarayan madde

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tutkal gibi

Birleşik Kelimeler: tutkal şerbeti, ince tutkal, plastik tutkal, balık tutkalı, boncuk tutkalı, glüten tutkalı, kaurit tutkalı, kazein tutkalı, lastik tutkalı


TURANİ (Kelime Kökeni: Farsça tūrān + Arapça -ī)


[isim] [eskimiş]
  • Turanlı

TULANİ (Kelime Kökeni: Arapça ṭūlānī)


[zarf] [eskimiş]
  • Uzunlamasına

TUTSAK


[isim] [askerlik]
  • Savaşta ele geçen düşman, esir
[sıfat]
  • Gitmesine, serbestçe hareketine engel olunan

    Hayatı anlamazsan tutsak olduğunu bile bilemezsin, hakkını arayamazsın. - Emine Işınsu

[mecaz]
  • Bir şeye veya bir kimseye çok bağlı, kendisini bir şeyin etkisinden kurtaramayan kimse

    Her insan kendi kuruluşuna uygun bir romantizmin tutsağı. - Attila İlhan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tutsak düşmek
  • tutsak olmak

Birleşik Kelimeler: tutsak pazarı


TUTMAK


[-i]
  • Elde bulundurmak, ele almak

    Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu. - Ömer Seyfettin

[halk ağzında]
  • Uğramak

    Vapur İzmir'i tutmayacakmış.

[-e] [-i]
  • Hedef olarak almak

    Taşa tutmak.

[-e] [-i]
  • Alacağa veya vereceğe saymak

    On bin lirayı borcunuza tuttum.

[-e] [-i]
  • Yaklaştırmak

    Biraz toz olsa mendilini burnuna tutar. - Abdülhak Şinasi Hisar

[nesnesiz]
  • Beklenen sonucu vermek

    Toprağa atılan her tohum bir ümittir. Tohum ya tutar ya tutmaz. Ya yeşerir ya yeşermez. - Şevket Rado

[nesnesiz]
  • İş görebilmek

    Eli ayağı tutsun, açlıktan ölmesin, yeterdi ona. - Tarık Buğra

[nesnesiz]
  • Sürmek, zaman almak

    Bu iş iki saat tuttu.

[nesnesiz]
  • Yapışarak veya sokularak çıkmaz olmak

    Boya tutmadı. Çivi iyi tuttu.

[spor]
  • Takım oyunlarında karşı takımdaki bir oyuncuyu yakından izlemek, markaja almak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tut kelin perçeminden
  • tut ki
  • tuttuğu altın olsun
  • tuttuğu dal elinde kalmak
  • tuttuğunu koparmak

Birleşik Kelimeler: tutçek, vurtut, çultutmaz, yantutmaz


TUTKUN


[sıfat]
  • Gönül vermiş, meftun, meclup

    Kapıda bekleşen tutkunlarından bir tanesinin arabasına atladığı gibi ortadan kayboluyordu. - Ercüment Ekrem Talu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tutkun olmak


TURİST (Kelime Kökeni: Fransızca touriste)


[isim]
  • Dinlenme, eğlenme, görme, tanıma vb. amaçlarla geziye çıkan kimse, gezgin, gezmen, seyyah

    O zamanki Boğaziçi'nin turizm idaresi yok fakat turistleri çoktu. - Abdülhak Şinasi Hisar


TUTSAT


[isim] [ticaret]
  • Tutulu satış

TULUAT (Kelime Kökeni: Arapça ṭulūʿāt)


[isim] [tiyatro]
  • Doğaçlama

    Böyle olmakla beraber, gerek orta oyununun gerek tuluatın köylü temsilleri ile bir münasebeti olsa gerek. - Ahmet Kutsi Tecer

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tuluat yapmak

Birleşik Kelimeler: tuluat tiyatrosu


TUNDRA (Kelime Kökeni: Fransızca toundra)


[isim] [coğrafya]
  • Kutuplara yakın bölgelerin bitki örtüsü

Birleşik Kelimeler: tundra iklimi


TUTULU


[sıfat]
  • Tutulmuş

    Bizim takımda bütün yerler evvelden tutulu idi. - Haldun Taner

[ticaret]
  • Tutu olarak alınmış, ipotekli

Birleşik Kelimeler: tutulu satış


TUZLAK


[sıfat] [halk ağzında]
  • Otları tuzlu olan veya ot bitmeyen, çorak, verimsiz (yer), tuzla

TUTMAÇ


[isim] [halk ağzında]
  • Dört köşe kesilmiş küçük hamur parçalarından yapılan yoğurtlu çorba

TURUNÇ (Kelime Kökeni: Farsça turunc)


[isim] [bitki bilimi]
  • Turunçgillerden, bütün Akdeniz ülkelerinde yetişen, kışın yaprağını dökmeyen bir ağaç, narenç (Citrus aurantium amara)

TURİZM (Kelime Kökeni: Fransızca tourisme)


[isim]
  • Dinlenme, eğlenme, görme, tanıma vb. amaçlarla yapılan gezi

Birleşik Kelimeler: iç turizm, mas turizm, destinasyon turizmi, kitle turizmi, nokta turizmi