MAKSATSIZLIK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



MAKSATSIZLIK harflerini içeren 6 harfli 74 kelime bulunuyor. 6 harfli MAKSATSIZLIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KILSIZ12, KASSIZ12, MIZIKA12, SIZMAK12, ZIKKIM12, AZITMA11, AZIKLI11, ALTSIZ11, KIZLIK11, KIZMAK11, KAZIMA11, MALTIZ11, SAZLIK11, ZITLIK11, ZAMKLI11, AZATLI10, ISITMA10, KISMIK10, KAMKAZ10, KAZALI10, KAZMAK10, SASIMA10, TILSIM10, ASILTI9, ASMALI9, ASKILI9, ASILMA9, ATILIM9, ISLAMA9, ILIMAK9, ILITMA9, KISMAK9, KISTAS9, KASSIL9, LAKTAZ9, MISKAL9, SIKMAK9, SAMSAT9, SALKIM9, SIKLIK9, ATKILI8, ATILMA8, AMALIK8, AKITMA8, IKLAMA8, KITLIK8, KISTAK8, KAKIMA8, KAMALI8, KASALI8, KILMAK8, KASMAK8, MAKSAT8, MATLIK8, MASLAK8, SATMAK8, SALTIK8, SALMAK8, SAKLIK8, SAKALI8, TIKMAK8, TIKAMA8, TIKALI8, TASALI8, TAMLIK8, TALKIM8, TAKILI8, ATALIK7, KALKMA7, KALMAK7, KATMAK7, TASLAK7, TAKMAK7, KALTAK6


KALTAK


[isim]
  • Üzeri meşin, halı vb. şeylerle kaplanmamış olan eyerin tahta bölümü
[kaba konuşmada]
  • İffetsiz, namussuz kadın

Birleşik Kelimeler: eyer kaltağı


ATALIK


[isim]
  • Ataya yakışır davranış, babalık

KALKMA


[isim]
  • Kalkmak işi

    Sabahları erken kalkmayı sevmeyen, gece geç yatan gececi kişilerdensiniz. - Tomris Uyar


KALMAK


[nesnesiz]
  • Olduğu yeri ve durumu korumak, sürdürmek

    Sıkı sıkı kucakladı ve öylece kaldı. - Tarık Buğra

[-de]
  • Konaklamak, konmak

    Hemen karargâha yerleşmezsem ne geri dönebilir ne de otelde kalabilirdim. - Falih Rıfkı Atay

[-le]
  • Oturmak, yaşamak

    Tam beş sene benimle beraber kaldı. - Sait Faik Abasıyanık

[-de]
  • Oyalanmak, vakit geçirmek

    Kısa bir süre tezgâhın önünde kaldı. - Necati Cumalı

[-de]
  • İşlemez, yürümez duruma gelmek

    Araba yarı yolda kaldı.

[-e]
  • İleriye atılmak, ertelenmek

    Mahkeme ayın on sekizine kaldı. - Sait Faik Abasıyanık

[-de]
  • Bir şeyle kaplanmak, bir şeye bulanmak

    Oda duman içinde kaldı.

[-de]
  • Bir işi belli bir noktada bırakmak, ara vermek

    Bugün iş maddesinde kaldık.

[-den]
  • Miras olarak geçmek

    Çiftlik ana babasından kalmış.

[-den]
  • Yapamamak

    Misafir geldi, gezmeden kaldık.

[-le]
  • Yetinmek

    Yalnız dayak atmakla kalmadı, onu işinden de çıkardı.

[-le]
  • Sınırlanmak

    Amasya'da iken karşılaştığımız vaziyet yalnız Şeyh Recep Vakası ile kalmadı. - Atatürk

[yardımcı fiil]
  • Olmak, herhangi bir durumda bulunmak

    Fatma'nın yemek çantası olmasaydı dün aç kalmıştık. - Falih Rıfkı Atay

[yardımcı fiil]
  • Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e), -ıp (-ip) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur

    Bakakalmak.

    Şaşakalmak.

    Donakalmak. Şaşırıp kalmak. Donup kalmak.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... den kalır yeri yok
  • ... ye kalsa (veya kalırsa)
  • kaldı ki

Birleşik Kelimeler: kala kala, geri kalmış


KATMAK


[-e] [-i]
  • Bir şeyin içine, üstüne veya yanına, niteliğini değiştirmek veya niceliğini artırmak için başka bir şey eklemek, karıştırmak

    Sirkeye su katmak.

[halk ağzında]
  • Döllenmeyi sağlamak için erkek hayvanı dişinin yanına salmak

TASLAK


[isim]
  • Bir şeyi, bir sanat veya edebiyat eserini ana çizgileriyle, türlü bölümleriyle belirten ön çalışma

    Evet, diye devam ettim, hikâyen henüz taslak hâlinde. - Refik Halit Karay

[mecaz]
  • Usta olmadığı hâlde kendini ustaymış gibi göstermeye çalışan kimse

Birleşik Kelimeler: kabataslak


TAKMAK


[-i]
  • Bir şeyi başka bir yere uygun bir biçimde tutturmak, iliştirmek, geçirmek

    Gözlüğünü takıp masaya eğildi. - Refik Halit Karay

[-e] [nesnesiz]
  • Düğün vb. törenlerde takı armağan etmek

    Geline pırlanta yüzük takmışlar.

[-e] [-i]
  • Ad, lakap koymak

    Ona bu adı kim takmıştır, ne zaman takmıştır, bilemiyor. - Haldun Taner

[nesnesiz]
  • Kuşanmak

    Kılıç takmak.

[-e] [mecaz]
  • Biriyle olumsuz olarak uğraşmak

    Matematik öğretmeni ona taktığı için dersten kaldı.

[argo]
  • Borç bırakmak

    Bu eve asilzadelerin biri girip öteki giderdi. Giden kirayı takar, gelen ortalığı kasıp kavururdu. - Peyami Safa

[argo]
  • Önemsemek, önem vermek, tınmak

    Dün koskoca bir mebus kızıyken, bir zamanların Şalvarlı Nuriyesi'ni takar mıyım? - Adalet Ağaoğlu

[-den] [argo] [-de]
  • Sınavını başaramamak

    Bütün derslerden takarak sınıfta kaldı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • takıp takıştırmak

Birleşik Kelimeler: asım takım, bultak


ATKILI


[sıfat]
  • Atkısı olan

ATILMA


[isim]
  • Atılmak işi

    Vezin ve kafiyenin atılması, lirizmden yüz çevirme, imge kullanılmaması, şiirde yenilik sayılıyordu. - Selâhattin Hilav


ÂMÂLIK


[isim]
  • Görme engellilik

AKITMA


[isim]
  • Akıtmak işi, isale

    Oğlunun o eciş bücüş burnunun dikine gitmeye başladığı günlerde, tüm ilgisini ve sevgisini büyük kızına akıtmaya başlamıştı. - Elif Şafak

[halk ağzında]
  • Enli bilezik

IKLAMA


[isim]
  • Iklamak işi

KITLIK


[isim]
  • Kıt olma durumu, ihtiyaca yetmeyecek kadar azlık, az ve zor bulunma

    Toprak darlığı, ham madde kıtlığı ve nüfus artışı... - Falih Rıfkı Atay

[mecaz]
  • Duygu, söz vb.nde azlık

    Espri, kıtlıkta bolluk arz eden bir cevherdir. - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kıtlıktan çıkmış
  • kıtlıktan çıkmış gibi yemek

Birleşik Kelimeler: adam kıtlığında


KISTAK


[isim] [coğrafya]
  • Bir yarımadayı karaya bağlayan, iki yanı su, dar kara parçası, berzah, dil (I)

KAKIMA


[isim]
  • Kakımak işi