KASAVETLENME Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



KASAVETLENME harflerini içeren 6 harfli 63 kelime bulunuyor. 6 harfli KASAVETLENME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kasavetlenme ile başlayan 6 harfli kelimeler. İçinde Kasavetlenme olan 6 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

EVSEME14, SAVMAK14, SEVMEK14, KASVET13, LAVMAN13, SAVLET13, VATMAN13, KAVELA12, LEVENT12, NEVALE12, NAKAVT12, VAKETA12, ESLEME8, ESNEME8, MESNET8, MESLEK8, MESKEN8, MESELE8, MESELA8, MESANE8, MAKSAT8, MASLAK8, SATMAK8, SANMAK8, SALMAK8, SEKMEN8, SEKLEM8, ASALET7, AKAMET7, AMETAL7, ALESTA7, ALAMET7, EKLEME7, EMANET7, ENEMEK7, ELAMAN7, ELEMAN7, ELEMEK7, ELENME7, ELETME7, KESENE7, KELEME7, KEMANE7, KEMENT7, KESTEL7, KATMAN7, KASTEN7, LATEKS7, MAKTEL7, MAKALE7, MELEKE7, MEALEN7, SEKANT7, SEKENE7, TENSEL7, TASLAK7, TEKMAN7, TELEKS7, TELEME7, ALATEN6, KENTAL6, TENEKE6, TELEKE6


ALATEN


[sıfat] [halk ağzında]
  • Cüzzamlı

KENTAL (Kelime Kökeni: Fransızca quintal)


[isim] [matematik]
  • 100 kilogramlık ağırlık ölçü birimi

TENEKE


[isim]
  • Yumuşak çelikten yapılmış üzeri kalay kaplı ince sac

    Uyuyanı uyandırmak için ondan yana teneke parçaları atıp gürültü çıkartırlardı. - Lâtife Tekin

[sıfat]
  • Bu sacdan yapılmış

    Heybeden çıkardığı kulpu kopuk küçük bir teneke maşrapa ile su getirdi. - Osman Cemal Kaygılı

[sıfat]
  • Bu kabın aldığı miktarda olan

Birleşik Kelimeler: teneke caz, teneke mahallesi, çöp tenekesi


TELEKE


[isim] [halk ağzında]
  • Uzun ve sert kanat telekleri

ASALET (Kelime Kökeni: Arapça aṣālet)


[isim]
  • Soyluluk

    Fakat çilekeş kadının asaletini biliyorum. - Necip Fazıl Kısakürek

[edebiyat]
  • Yazıda veya sözde bayağı söz ve deyim bulunmaması durumu

AKAMET (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳāmet)


[isim] [eskimiş]
  • Kısırlık, verimsizlik
[mecaz]
  • Başarısızlık, sonuçsuzluk

    Bu mücadeleden ruhumun yorgun düştüğünü, akamete mahkûm kaldığını görüyorum. - Hüseyin Cahit Yalçın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • akamete uğramak


AMETAL (Kelime Kökeni: Fransızca amétale)


[isim] [kimya]
  • Metal olmayan element

    Klor, fosfor, oksijen ametaldir.


ALESTA (Kelime Kökeni: İtalyanca allesta)


[sıfat]
  • Harekete hazır, tetikte

    Şafak sökerken denizcilerin hepsi alesta idiler. - Halikarnas Balıkçısı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alesta beklemek
  • alesta durmak
  • alesta tutmak


ALAMET (Kelime Kökeni: Arapça ʿalāmet)


[isim]
  • Belirti, işaret, iz, nişan

    İnsanlığın belli bir sonuca yöneldiğini gösterir hiçbir alamet yok. - Cemil Meriç

[mecaz]
  • Büyüklük, irilik bakımından şaşılacak durumda olan nesne

Birleşik Kelimeler: alametifarika, kıyamet alameti


EKLEME


[isim]
  • Eklemek işi
[sıfat]
  • Eklenmiş

Birleşik Kelimeler: ekleme dişi


EMANET (Kelime Kökeni: Arapça emānet)


[isim]
  • Birine geçici olarak bırakılan ve teslim alınan kişice korunması gereken eşya, kimse vb., inam, vedia

    Emaneti olanlar burada her vakit bunlarla ilgilenecek bir çırak bulurlar. - Salâh Birsel

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emanet ata binen tez iner
  • emanet bırakmak (veya etmek veya vermek)
  • emanete hıyanet olmaz
  • emanet eşeğin yuları gevşek olur
  • emanet hayvanın (veya eşeğin) kuskunu (veya paldımı) yokuşta kopar

Birleşik Kelimeler: emanet dolabı, şehremaneti


ENEMEK


[-i]
  • İğdiş etmek

ELAMAN (Kelime Kökeni: Arapça elamān)


[ünlem]
  • Bezginlik ve sızlanma anlatan bir söz

    Dostlardan, yemişlerden, Hıristaki Pasajının güllerinden, zambaklarından elaman! - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • elaman çekmek
  • elaman demek


ELEMAN (Kelime Kökeni: Fransızca élément)


[isim]
  • Öge

    Eskilerin şiirde pek bol kullanmaktan hoşlandıkları elemanlardan birisi de teşbihti. - Asaf Halet Çelebi

[matematik]
  • Kümeye ait varlıklardan her biri

Birleşik Kelimeler: eleman sayısı, ara eleman, öğretim elemanı, yapı elemanı


ELEMEK


[-i]
  • Elek yardımıyla ayıklamak veya incesini kabasından ayırmak, elekten geçirmek

    Eledim eledim höllük eledim / Aynalı beşikte bebek beledim - Halk türküsü

[mecaz]
  • Gözden geçirmek, ayıklamak, iyisini kötüsünden ayırmak
[spor]
  • Bir yarışmacıyı yarışma dışı bırakmak, elimine etmek