İçinde Yer Bulunan Kelimeler



İçinde YER olan 110 kelime bulunuyor. İçerisinde YER geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Yer kelimesinin anlamı nedir? Yer ile başlayan kelimeler. Yer ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

MUHAYYERSÜMBÜLE33, MUHAYYERBUSELİK29

14 Harfli Kelimeler

KARTONPİYERSİZ25, YERLEŞTİRİLMEK20, YERELLEŞTİRMEK20

13 Harfli Kelimeler

MUHAYYERKÜRDİ27, VESTİYERCİLİK25, KARTONPİYER20, YERLEŞTİRİLME19, YERELLEŞTİRME19, KARİYERİSTLİK16

12 Harfli Kelimeler

BEŞİBİRYERDE23, YERLEŞTİRMEK18

11 Harfli Kelimeler

TESVİYERUHU26, AVANTÜRİYER21, MUHAYYERLİK21, KARTONPİYER18, YERELLEŞMEK17, YERLEŞİLMEK17, YERLEŞTİRME17, YERLİLEŞMEK17, YERLEŞİKLİK16

10 Harfli Kelimeler

YEROGLİF27, KRUVAZİYER22, STAJYERLİK22, VESTİYER22, YERDEGEZEN21, HİYERARŞİK19, YERGİCİLİK19, BARİYERSİZ18, GARSONİYER18, KARİYERİZM16, YERLEŞİLME16, YERLİLEŞME16, YERELLEŞME16, KİREÇYEREN15, KARABİNYER14, LİSANSİYER14, YERİNDELİK14, EYERLENMEK13, EYERLETMEK13, KARİYERİST13

9 Harfli Kelimeler

YERARŞİ18, PAZARYERİ18, YEREGEÇEN18, MUGAYERET17, DESTROYER15, YERSİZLİK15, YERLEŞMEK15, BETONİYER14, EYERCİLİK14, BARİYER13, EYERLEMEK12, EYERLENME12, EYERLETME12

8 Harfli Kelimeler

PRÖMİYER21, ŞİFONYER20, YEREŞEĞİ20, JARTİYER19, MUHAYYER18, PUDRİYER17, VESTİYER17, BÜSTİYER15, CUMAYERİ15, YERLEŞİM14, YERLEŞME14, YERLEŞKE13, YERLEŞİK13, KURSİYER12, EYERLEME11, TERSİYER11, YERİLMEK11, YERİNMEK11

7 Harfli Kelimeler

GRAVYER19, STAJYER19, VİZİYER18, YERYÜZÜ18, YERGİCİ16, EYERSİZ13, YERMECİ13, BARİYER11, SARIYER11, YERKÜRE11, YERİNDE11, YERİDİR11, YERBERİ11, KASİYER10, YERMELİ10, YERİNME10, YERİLME10, YERALTI10, KARİYER9, YERİNEL9

6 Harfli Kelimeler

YERKÖY16, YERÖTE14, YERSİZ12, EYER11, YERİCİ11, YERMEK9, YERSEL9, EYER8, YERİNE8

5 Harfli Kelimeler

YER11, YEREY9, SİYER8, YERME8, YEREL7, YER7

4 Harfli Kelimeler

EYER6

3 Harfli Kelimeler

YER5


YER


[isim]
  • Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân

    İzinsiz bir yere gitmek ne haddime? - Memduh Şevket Esendal

[coğrafya]
  • Yerküre
[mecaz]
  • Durum, konum

    Sen benim yerimde olsan ne yapardın?

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yer açmak
  • yer almak
  • yer bakır gök demir kesilmek
  • yer bulmak
  • yer çevirmek
  • yer değiştirmek
  • yerde kalmak
  • yer demir gök bakır
  • yerden göğe kadar
  • yerden yere çalmak
  • yerden yere vurmak
  • yere bakan (veya bakıp) yürek yakan
  • yere bakmak
  • yere baktırmak
  • yere batasıca (veya batsın)
  • yere batmak
  • yere çalmak
  • yere göğe koymamak
  • yere sağlam basmak
  • yere sermek
  • yer etmek
  • yere vurmak
  • yere yığılmak
  • yere yıkılmak
  • yeri başka
  • yeridir
  • yeri gelmek
  • yeri göğü ben yarattım demek
  • yeri göğü birbirine katmak
  • yeri göğü inletmek
  • yeri göğü tırmalamak
  • yeri göğü tutmak
  • yerinde duramamak
  • yerinde kalmak
  • yerinden fırlamak
  • yerinden oynamak
  • yerinden oynatmak
  • yerinde olmak
  • yerinde saymak
  • yerinde su çıkmak
  • yerinde yeller esmek
  • yerin dibine batırıp çıkarmak
  • yerin dibine geçmek (veya batmak veya girmek)
  • yerine geçmek
  • yerine gelmek
  • yerine getirmek
  • yerine koymak
  • yerine oturmak
  • yerini almak
  • yerini beğenmek
  • yerini bulmak
  • yerini doldurmak
  • yerini ısıtmak
  • yerini sevmek
  • yerini tutmak
  • yerini yapmak
  • yerin kulağı var
  • yeri olmak
  • yeri öpmek
  • yeri soğumadan
  • yeri var!
  • yeri yurdu belirsiz olmak
  • yer kabul etmez
  • yer kaplamak
  • yer kapmak
  • yerle beraber
  • yerle bir etmek
  • yerle gök bir olsa
  • yerlerde sürünmek
  • yerlere geçmek
  • yerlere kadar eğilmek
  • yerleri süpürmek
  • yerle yeksan etmek
  • yer öpmek
  • yer tutmak
  • yer vermek
  • yer yarılıp içine girmek (veya geçmek)
  • yer yerinden oynamak

Birleşik Kelimeler: yer adı, yer alıştırmaları, yeraltı, yer altı, yer belirteci, yerberi, yer biçimleri, yer bilimi, yer cücesi, yer çamı, yer çekimi, yer çekirdeği, yer çöküntüsü, yer değiştirme, yer domuzu, yer elması, yereşeği, yer fesleğeni, yer fıstığı, yer geçidi, yer hostesi, yer istasyonu, yer kabuğu, yer katı, yerküre, yer mantarı, yermerkezcilik, yer merkezli, yer meşesi, yer minderi, yer mumu, yer odası, yer ölçümü, yer örümceği, yeröte, yer özekçil, yer palamudu, yer pelidi, yer pırasası, yer sakızı, yer sarmaşığı, yer sarsıntısı, yer servisi, yer sıçanı, yer sofrası, yer solucanı, yer üstü, yer yağı, yer yatağı, yer yer, yer yurt, yer yuvarı, yer yuvarlağı, yeryüzü, yer zarfı, yerdegezen, yerden bitme, yerden selam, yerden temenna, yerden yapma, yere doğrulum, yeregeçen, yere yönelim, geometrik yer, kapalı yer korkusu, kara yer, köylük yer, ortalık yer, ara yerde, başı yerde, beşibiryerde, yüzü yerde, beyhude yere, boş yere, gereksiz yere, haksız yere, lüzumsuz yere, nafile yere, nahak yere, sebepsiz yere, yanlış yere, yok yere, atıştırma yeri, atış yeri, bayram yeri, bekleme yeri, besi yeri, bitirim yeri, buluşma yeri, çıkarma yeri, çıkış yeri, dalyan yeri, demir yeri, dizgi yeri, doğum yeri, edep yeri, gezinti yeri, hacet yeri, harman yeri, iş yeri, ivinti yeri, kabul yeri, kalafat yeri, kaşan yeri, kilit yeri, köy yeri, panayır yeri, park yeri, pazar yeri, piknik yeri, piyasa yeri, pot yeri, sargı yeri, satış yeri, şeref yeri, tan yeri, tırnak yeri, toplantı yeri, uğrak yeri, ut yeri, voli yeri, yangın yeri, yapı yeri, yargı yeri, yönetim yeri, ziyaret yeri, yerli yerine, ayıp yerler


EYER


[isim]
  • Binek hayvanlarının sırtına konulan, oturmaya yarayan nesne

    Gözlerini eyerin kuburluklarıyla atın doru boynunda hasıl olan gölgeli çizgiye dikmişti. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eyer boşaltmak
  • eyere de gelir semere de
  • eyeri boş kalmak
  • eyer kapatmak (veya kapamak)
  • eyer vurmak

Birleşik Kelimeler: eyer kaltağı, eyer kaşı


YEREL


[sıfat]
  • Yöresel
[gök bilimi]
  • Gözlem yerine veya gözlemcinin bulunduğu yere göre tanımlanan
[tıp]
  • Sınırlı bir yerle ilgili olan, mevzii, lokal

Birleşik Kelimeler: yerel ağ, yerel korozyon, yerel radyo, yerel saat, yerel televizyon, yerel yayın, yerel yönetim


YERLİ


[sıfat]
  • Taşınamayan, başka yere götürülemeyen

    Yerli dolap. Yerli sedir.

Birleşik Kelimeler: yerli dolap, yerli malı, yerli yerinde, yerli yerine, yerli yersiz, baba yerli


EYERLİ


[sıfat]
  • Eyer vurulmuş, sırtına eyer konulmuş (hayvan)

YERİNE


[zarf]
  • Bir şeyin veya bir kimsenin yerini almak üzere

    Kadınlar bütün mallarını, vitrin yerine kullandıkları pencerelerde sergiliyorlardı. - Adalet Ağaoğlu

[isim] [edebiyat]
  • Alegori

SİYER (Kelime Kökeni: Arapça siyer)


[isim] [eskimiş]
  • Hz. Muhammed'in hayatını anlatan kitap

YERME


[isim]
  • Yermek işi, zem

    Bir hikâyeciyi övebilmek için ötekilerini ulu orta yermeye başladılar. - Sait Faik Abasıyanık


KARİYER (Kelime Kökeni: Fransızca carrière)


[isim]
  • Bir meslekte zaman ve çalışmayla elde edilen aşama, başarı ve uzmanlık

    Yok, Hamlet gibi başladım. Hamlet gibi bitireceğim. Benim için bu bir kariyer meselesidir. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kariyer yapmak

[isim] [askerlik]
  • Donanımı çok güvenli, polis veya asker taşıma aracı

YERİNEL


[sıfat] [edebiyat]
  • Alegorik

YERMEK


[-i]
  • Kötülüklerini söylemek, zemmetmek

Birleşik Kelimeler: kireçyeren


YERSEL


[sıfat]
  • Yerle ilgili

YEREY


[isim] [coğrafya]
  • Arazi
[jeoloji]
  • Yer kabuğunun oluşumu bakımından ele alınan herhangi bir parçası

    Üçüncü zaman yereyleri.


KASİYER (Kelime Kökeni: İtalyanca cassiere)


[isim]
  • Kasa başında oturarak para alıp kasa fişi veren kimse, kasadar

YERMELİ


[sıfat]
  • Yerici bir özelliği de bulunan (söz), pejoratif