İçinde Yek Bulunan Kelimeler



İçinde YEK olan 27 kelime bulunuyor. İçerisinde YEK geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Yek kelimesinin anlamı nedir? Yek ile başlayan kelimeler. Yek ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

ELTİELTİYEKÜSTÜ22

13 Harfli Kelimeler

BEKLEYEKOYMAK21

12 Harfli Kelimeler

BEKLEYEKOYMA20

11 Harfli Kelimeler

YEKNESAKLIK15

9 Harfli Kelimeler

PAPYEKUŞE23, YEKDİĞERİ20, CİHARIYEK19

8 Harfli Kelimeler

YEKVÜCUT22, PENCÜYEK19, TOPYEKUN16, YEKNESAK11, YEKİNMEK11

7 Harfli Kelimeler

YEKPARE13, YEKİNİŞ12, YEKİNME10

6 Harfli Kelimeler

HEPYEK16, ŞEŞYEK14, YEKSAN9, YEKTEN8

5 Harfli Kelimeler

YEK11, SÜYEK10, SİYEK8, SEYEK8, YEKUN8, YEKTA7

4 Harfli Kelimeler

YEKE6

3 Harfli Kelimeler

YEK5


YEK (Kelime Kökeni: Farsça yek)


[sıfat]
  • Bir, tek

Birleşik Kelimeler: yekdiğeri, yeknesak, yekpare, yekvücut, ciharıyek, düyek, hepyek, pencüyek, şeşyek, yeke yek


YEKE (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [denizcilik]
  • Kayıkta dümeni kullanmak için dümenin baş tarafına takılan kol
[halk ağzında]
  • İri, kocaman

Birleşik Kelimeler: boyunduruk yeke


YEKTA (Kelime Kökeni: Farsça yektā)


[sıfat] [eskimiş]
  • Tek, eşsiz

YEKTEN


[zarf]
  • Birden, birdenbire, ansızın

    Sabunlu elleriyle kapıyı açıp da kâhya kadın, selam sabahtan evvel, yekten ona, Rabia'yı niçin öğleden sonra dersten alıkoyduğunu sorunca şaşırdı. - Halide Edip Adıvar


SİYEK


[isim] [anatomi]
  • Sidik torbasından başlayarak dışarıya kadar uzanan sidik yolunun son bölümü, üretra

SEYEK (Kelime Kökeni: Farsça se + yek)


[isim]
  • Zarla oynanan oyunlarda zarlardan birinin üçlü, öbürünün birli gelmesi, üç bir

YEKÛN (Kelime Kökeni: Arapça yekūn)


[isim] [matematik]
  • Toplam

    Etraftaki hurmalıkta oturan taşralı halkın yekûnu da dört, beş bin kişiyi bulur. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yekûn çekmek

Birleşik Kelimeler: ceman yekûn, topyekûn


YEKSAN (Kelime Kökeni: Farsça yeksān)


[sıfat] [eskimiş]
  • Düz

YEKİNME


[isim]
  • Yekinmek işi

SÜYEK


[isim]
  • Cebire

YEKNESAK (Kelime Kökeni: Farsça yek + Arapça nesaḳ)


[sıfat] [eskimiş]
  • Tekdüze

    Belki de dünyanın hayatı bizimkinden daha monoton, daha yeknesak ve bilhassa daha tekrarlıdır. - Şevket Rado


YEKİNMEK


[nesnesiz] [halk ağzında]
  • Davranmak, olduğu yerden fırlamak, ayağa kalkmak, kalkmak için hareket etmek, kımıldamak

    Nihayet içlerinden biri yekindi, okumakta devam etti, ötekiler sustular. - Memduh Şevket Esendal

[mecaz]
  • Gereğinden fazla gayret sarf etmek

DÜYEK (Kelime Kökeni: Farsça dū + yek)


[isim] [müzik]
  • Türk müziğinde bir usul

YEKİNİŞ


[isim]
  • Yekinme işi

YEKPARE (Kelime Kökeni: Farsça yek + pāre)


[sıfat]
  • Bir parçadan oluşan, tek parça, bütün

    Pencerelerin karşı duvarı yerden tavana kadar yekpare aynayla örtülüydü. - Cahit Uçuk

[zarf]
  • Tek parça olarak, bütün olarak

    Tarih, yekpare görülecek, topyekûn sevilecek yahut da nefret edilecek bir şey değildir. - Yahya Kemal Beyatlı