İçinde Tak Bulunan 6 Harfli Kelimeler



İçerisinde TAK olan 6 harfli 31 kelime bulunuyor. İçinde TAK olan 6 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Tak ile başlayan 6 harfli kelimeler. tak ile biten 6 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ÖSTAKİ13, TAKVİM13, MÜŞTAK12, PAYTAK12, TAKBİH12, TAKRİP10, TAKLİP10, TAKACI10, BULTAK9, TAKRİZ9, TAKDİS9, TAKDİM9, TAKAZA9, KISTAK8, KOSTAK8, KAYTAK8, TAKYİT8, TAKSİM8, TAKİYE8, TAKILI8, TAKDİR8, YALTAK8, KONTAK7, TAKSİT7, TAKSİR7, TAKMAK7, KALTAK6, TAKTİR6, TAKTİK6, TAKRİR6, TAKLİT6


KALTAK


[isim]
  • Üzeri meşin, halı vb. şeylerle kaplanmamış olan eyerin tahta bölümü
[kaba konuşmada]
  • İffetsiz, namussuz kadın

Birleşik Kelimeler: eyer kaltağı


TAKTİR (Kelime Kökeni: Arapça taḳṭīr)


[isim] [eskimiş]
  • Damıtma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • taktir etmek


TAKTİK (Kelime Kökeni: Fransızca tactique)


[isim] [askerlik]
  • Türlü savaş araçlarını belli bir sonuca ulaşmak amacıyla etkili biçimde birleştirerek ve kullanarak kara, deniz veya hava savaşını yönetme sanatı
[spor]
  • Oyunlarda oyuncunun veya takımlardan herhangi birinin uygulayacağı oyun yöntemi
[mecaz]
  • İstenen sonuca ulaşmak amacıyla izlenen yol ve kullanılan yöntemlerin tümü

    Hayatında ilk ve son defa başvurduğu taktik de bu oldu. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • taktik vermek


TAKRİR (Kelime Kökeni: Arapça taḳrīr)


[isim] [eskimiş]
  • Yerleştirme, yerleştirilme
[hukuk]
  • Tapu dairesinde taşınmaz malını başkasına sattığını veya ipotek ettiğini söyleme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • takrir etmek
  • takrir vermek


TAKLİT (Kelime Kökeni: Arapça taḳlīd)


[isim]
  • Belli bir örneğe benzemeye veya benzetmeye çalışma, öykünme

    Her memleket başkalarının yeniliklerini taklit ile başladığı intizama kendisinin eskiliklerini tahkik ile nihayet verir. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • taklidini yapmak
  • taklit etmek

Birleşik Kelimeler: taklit mobilya


KONTAK (Kelime Kökeni: Fransızca contact)


[isim]
  • Karşıt elektrik taşıyan iki maddenin birbirine dokunması, temas
[mecaz]
  • Bağlantı, ilgi

    Samim, bu kontağın bu kadar çabuk gerçekleşeceğini tahmin etmemişti. - Osman Aysu

[sıfat] [argo]
  • Ruh sağlığı yerinde olmayan, dengesiz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kontak açmak
  • kontak atmak
  • kontak kapatmak (veya kapamak)
  • kontak kurmak
  • kontak yapmak

Birleşik Kelimeler: kontak anahtarı, kontak lens, kafadan kontak, kafası kontak


TAKSİT (Kelime Kökeni: Arapça taḳsīṭ)


[isim]
  • Bir borcun belli zamanlarda ödenmesi gerekli olan parçalarından her biri

    Sen nasıl olsa memursun, taksitle her şeyi alabilirsin. - Çetin Altan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • taksite bağlamak
  • taksit ödemek (veya vermek)

Birleşik Kelimeler: taksit taksit


TAKSİR (Kelime Kökeni: Arapça taḳṣīr)


[isim] [eskimiş]
  • Kısaltma, kısma
[hukuk]
  • Dikkatsizlik, tedbirsizlik, meslekte acemilik veya düzene, buyruklara ve talimata uymazlıktan doğan kusurlu olma durumu

    Elbette bir taksirimiz varmış ki çekiyoruz. Bugünleri de görmek mukaddermiş. - Memduh Şevket Esendal


TAKMAK


[-i]
  • Bir şeyi başka bir yere uygun bir biçimde tutturmak, iliştirmek, geçirmek

    Gözlüğünü takıp masaya eğildi. - Refik Halit Karay

[-e] [nesnesiz]
  • Düğün vb. törenlerde takı armağan etmek

    Geline pırlanta yüzük takmışlar.

[-e] [-i]
  • Ad, lakap koymak

    Ona bu adı kim takmıştır, ne zaman takmıştır, bilemiyor. - Haldun Taner

[nesnesiz]
  • Kuşanmak

    Kılıç takmak.

[-e] [mecaz]
  • Biriyle olumsuz olarak uğraşmak

    Matematik öğretmeni ona taktığı için dersten kaldı.

[argo]
  • Borç bırakmak

    Bu eve asilzadelerin biri girip öteki giderdi. Giden kirayı takar, gelen ortalığı kasıp kavururdu. - Peyami Safa

[argo]
  • Önemsemek, önem vermek, tınmak

    Dün koskoca bir mebus kızıyken, bir zamanların Şalvarlı Nuriyesi'ni takar mıyım? - Adalet Ağaoğlu

[-den] [argo] [-de]
  • Sınavını başaramamak

    Bütün derslerden takarak sınıfta kaldı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • takıp takıştırmak

Birleşik Kelimeler: asım takım, bultak


KISTAK


[isim] [coğrafya]
  • Bir yarımadayı karaya bağlayan, iki yanı su, dar kara parçası, berzah, dil (I)

KOSTAK


[sıfat] [halk ağzında]
  • Zarif, kibar, çalımlı, güzel giyinmiş, yakışıklı

    Boşa kostaklanma kostak değilsin karam - Halk türküsü


KAYTAK


[sıfat] [halk ağzında]
  • Kuytu
[mecaz]
  • Sözünde durmayan
[argo]
  • Yağcı, dalkavuk, numaracı

TAKYİT (Kelime Kökeni: Arapça taḳyīd)


[isim] [eskimiş]
  • Bağlı kılma, kısıtlama, kayıtlama

Ata Sözleri ve Deyimler

  • takyit etmek


TAKSİM (Kelime Kökeni: Arapça taḳsīm)


[isim]
  • Parçalara bölme, bölüştürme

    Bu antlaşmalar, Osmanlı Devleti'nin taksimini öngörüyordu. - Attila İlhan

[eskimiş] [matematik]
  • Bölme
[müzik]
  • Klasik Türk müziğinde faslın başında ve ortasında çalgıcının doğaçlama yöntemiyle yaptığı müzik

    Davullar çalarken kemanlar taksim yapıyor, kanunlar derin bir ezgi ile titreşirken bando coşuyor. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • taksim etmek

Birleşik Kelimeler: Allah taksimi, kul taksimi


TAKİYE (Kelime Kökeni: Arapça taḳiyye)


[isim]
  • Mezhep belirtmeme, gizleme
[mecaz]
  • Olduğundan farklı görünme
[eskimiş]
  • Sakınma, çekinme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • takiye yapmak