İçinde Para Bulunan Kelimeler



İçinde PARA olan 110 kelime bulunuyor. İçerisinde PARA geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Para kelimesinin anlamı nedir? Para ile başlayan kelimeler. Para ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

İMPARATORİÇELİK24, PARALELLEŞTİRME23

14 Harfli Kelimeler

PARAPSİKOLOJİK34, PARATÜBERKÜLOZ28, PARAMETRELEMEK20

13 Harfli Kelimeler

PARAPSİKOLOJİ33, PARAZİTOLOJİK31, ZIMPARALANMAK23, PARAZİTLENMEK21, PARAMETRELEME19

12 Harfli Kelimeler

PARAZİTOLOJİ30, PARAŞÜTÇÜLÜK28, PARASEMPATİK22, ZIMPARALANMA22, ZIMPARALAMAK22, İMPARATORİÇE21, PARAZİTLENME20, ANTRPARANTEZ19, İMPARATORLUK19, KULAMPARALIK19, PARALELKENAR16

11 Harfli Kelimeler

PARAFELEMEK22, ZIMPARALAMA21, CANSİPARANE19, PARAMETRELİ16

10 Harfli Kelimeler

PARALOJİZM28, PARAFİNSİZ24, PARAGUAYLI22, PARAMPARÇA22, ZIMPARAMSI22, PARAFELEME21, PARAFLAMAK21, PARALAYICI21, PARAZİTSİZ21, PARASIZLIK20, TOZKOPARAN19, ZAMPARALIK19, PARABELLUM18, PARABOLOİT18, PARADOKSAL18, PARAKETACI18, PARALELİZM18, PARAMARİBO18, PARAZİTLİK17, BARPARALEL16
Tümünü Gör

9 Harfli Kelimeler

PARAŞÜTÇÜ23, PARALOJİK23, PARAŞÜTLÜ20, PARADİGMA20, PARAFLAMA20, ASPARAGAS19, PARAFİNLİ19, PARACILIK18, PARAMNEZİ17, PARANOYAK16, PARAZİTLİ16, PARABOLİK16, İMPARATOR15, KULAMPARA15, PARAMETRE14, PARANKİMA14, PARATONER14, PARALATMA14, PARALANMA14, PARALAMAK14

8 Harfli Kelimeler

PARAGRAF22, PARAFAZİ21, PARAVANA18, PREPARAT16, PARALICA16, PARADOKS16, PARANTEZ15, PARANOYA15, PARALİZİ15, PARANOİT13, PARALAMA13, PARALAKS13, PARAKETA12

7 Harfli Kelimeler

PARAGÖZ24, PARAFİN17, PARAVAN17, PARASIZ16, PARAŞÜT16, ZIMPARA16, PARAÇOL15, PARAPET15, ZAMPARA15, ÇALPARA14, PARABOL14, PARAZİT14, KOPARAN12, PARALIK12, PARASAL12, ANAPARA11, PARALEL11

6 Harfli Kelimeler

PARAFE16, PAPARA14, PARACI14, PARACA13, PARA12, SUPARA12, PARALI11, APARAT10

5 Harfli Kelimeler

PARAF15

4 Harfli Kelimeler

PARA8


PARA (Kelime Kökeni: Farsça pāre)


[isim] [ekonomi]
  • Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit

    Çıkarken elini göğsüne sokup bir kese çıkardı, keseden alabildiği kadar para alıp delikten attı. - Fikret Otyam

[eskimiş]
  • Kuruşun kırkta biri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • para akmak
  • para basmak
  • para bozmak
  • para çekmek
  • para çıkarmak
  • para çıkışmamak
  • paradan çıkmak
  • para dökmek (veya akıtmak)
  • para dönmek
  • para etmek
  • para etmemek
  • para getirmek
  • para ile değil
  • para ile değil, sıra ile
  • para kesmek
  • para kırmak
  • paranın üstü
  • paranın yüzü sıcaktır
  • para parayı çeker
  • para peşin, kırmızı meşin
  • para saçmak
  • para saymak
  • parasını çekmek
  • parasını çıkarmak
  • parasını sokağa atmak
  • parasını yemek
  • parasıyla rezil olmak
  • para sızdırmak (veya koparmak)
  • para tutmak
  • paraya çevirmek
  • paraya kıymak
  • paraya para (veya pul) dememek
  • para yapmak
  • paraya sıkışmak
  • para yatırmak
  • para yedirmek
  • para yemek
  • parayı araya değil, paraya vermeli
  • parayı basmak (veya bastırmak)
  • parayı denize atmak
  • parayı veren düdüğü çalar

Birleşik Kelimeler: para aktarımı, para arzı, para babası, para basma, para birimi, para canlısı, para cezası, para çantası, para değişimi, para dolaşımı, paragöz, para kısıtlaması, para pul, para şişkinliği, anapara, artı para, beş para, bloke para, bozuk para, büyük para, cari para, çürük para, demir para, haram para, hazır para, kâğıt para, kara para, kırk para, madenî para, nakit para, on para, sağlam para, sağ para, sıcak para, taze para, temiz para, tutulmuş para, ufak para, yüz para, başlık parası, boyunduruk parası, ekmek parası, hava parası, kahve parası, kan parası, kefen parası, palamar parası, uğur parası, yakıt parası, yol parası


APARAT (Kelime Kökeni: Almanca Apparat)


[isim]
  • Herhangi bir aracın çeşitli amaçlarla kullanılmasını sağlayan parçaları

ANAPARA


[isim] [ekonomi]
  • İşletilen paranın faiz katılmamış bütünü

PARALEL (Kelime Kökeni: Fransızca parallèle)


[sıfat] [matematik]
  • Aynı düzlem içinde ikişer ikişer bulunan ve kesişmeyen, koşut, muvazi, mütevazi

    Bu, Çal Dağı'nın koyu mor sırtlarına paralel uzun ve yüce bir dağ. - Halide Edip Adıvar

[isim] [gök bilimi]
  • Yerküresi üzerinde çizildiği varsayılan, Ekvator'a paralel çemberlerden her biri
[mecaz]
  • Aynı zaman içinde gelişen veya aynı özellikleri gösteren (olay, düşünce vb.)

Birleşik Kelimeler: paralel akım, paralel kaidesi, paralelkenar, paralel yüz, barparalel


PARALI


[sıfat]
  • Parası çok olan, zengin (kimse)
[zarf]
  • Para karşılığında

    Önce parasız temsiller verilirken sonra paralı verilmeye başlandı. - Metin And


PARAKETA (Kelime Kökeni: İtalyanca barchetta)


[isim] [denizcilik]
  • Geminin saatteki hızını anlamak için kullanılan araç

KOPARAN


[isim] [halk ağzında]
  • Kolları geriye sarkık cepken biçiminde, beyaz keçeden yapılmış kaytanla işlemeli bir tür ceket

PARASAL


[sıfat]
  • Para ile ilgili, para bakımından, mali, nakdî, akçasal

    Parasal kuvvete sahip kimselerin kitaplarıma gösterdikleri ilgi bana güç veriyor. - Cahit Uçuk


PARADİ (Kelime Kökeni: Fransızca paradis)


[isim]
  • Bir tiyatroda en üst balkon

SUPARA (Kelime Kökeni: Farsça sī + pāre)


[isim] [eskimiş]
  • Osmanlı Devleti'nde okul kitaplarının genel adı

PARANOİT (Kelime Kökeni: Fransızca paranoïde)


[sıfat]
  • Paranoya ile ilgili

PARALAMA


[isim]
  • Paralamak işi

PARALAKS (Kelime Kökeni: Fransızca parallaxe)


[isim] [gök bilimi]
  • Farklı iki yerden çok uzaktaki bir noktaya yönelmiş iki doğru arasındaki açı

PARACA


[zarf]
  • Para ile ilgili olarak, para bakımından

    Paraca cömert davranması yeterdi, kadınların hoşlanması için. - Necati Cumalı


PARAMETRE (Kelime Kökeni: Fransızca paramètre)


[isim] [matematik]
  • Değişken