İçinde Mum Bulunan Kelimeler



İçinde MUM olan 37 kelime bulunuyor. İçerisinde MUM geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Mum kelimesinin anlamı nedir? Mum ile başlayan kelimeler. Mum ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

MENAFİİUMUMİYE27, MÜDDEİUMUMİLİK25

13 Harfli Kelimeler

EFKARIUMUMİYE26

11 Harfli Kelimeler

MÜDDEİUMUMİ22, MUMYALANMAK17, MUMYALATMAK17

10 Harfli Kelimeler

MUMYALATMA16, MUMYALANMA16, MUMYALAMAK16, UMUMİYETLE16

9 Harfli Kelimeler

MUMLAYICI19, MUMAİLEYH18, MUMLAŞMAK16, MUMYALAMA15, MUMLANMAK13

8 Harfli Kelimeler

MUMSÖNDÜ22, UMUMHANE16, MUMLAŞMA15, UMUMİYET14, MUMDİREK13, MAKSİMUM13, ALELUMUM12, MUMLANMA12, MUMLAMAK12

7 Harfli Kelimeler

OPTİMUM15, MUMHANE14, BİLUMUM13, MİNİMUM11, MUMLAMA11

6 Harfli Kelimeler

MAĞMUM17, MUMLUK10

5 Harfli Kelimeler

MUMCU12, MUMYA10, MUMLU9, UMUMİ9

4 Harfli Kelimeler

UMUM8

3 Harfli Kelimeler

MUM6


MUM (Kelime Kökeni: Farsça mūm)


[isim]
  • Bir fitilin etrafına erimiş bal mumu, içyağı, stearik asit veya parafin dökülerek genellikle silindir biçiminde dondurulan ince, uzun aydınlatma aracı
[fizik]
  • Işık şiddeti birimi, kandela
[kimya]
  • Bazı böcekler ve bitkiler tarafından salgılanan, böceklerin deri ve tüylerini, bitkilerin yüzeyini kaplayarak koruyucu görev yapan, içinde serbest yağ asitleri, alkoller ve doymuş hidrokarbonlar bulunan esterler

    En bilinen mum, arıların yaptığı bal mumudur.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • muma döndürmek (veya çevirmek)
  • mum dibine ışık vermez
  • mum etmek
  • mum gibi
  • mum kesilmek
  • mumla aramak
  • mumla aratmak
  • mum olmak
  • mum tutturmak
  • mum yakmak
  • mum yanmayınca pervane dönmez (veya yanmaz)
  • mum yapıştırmak

Birleşik Kelimeler: mum ağacı, mum ampul, mum boyası, mum cilası, mum çiçeği, mum direk, mum duruşu, mumhane, mum palmiyesi, mumsöndü, bal mumu, eğir mumu, mühür mumu, yer mumu


UMUM (Kelime Kökeni: Arapça ʿumūm)


[sıfat]
  • Bütün, tüm, kamu

    Onun umum kumandanlığı, boş çöller içinde bedevi şeyhlerine verilen fahri paşalıklar gibi bir şey idi. - Falih Rıfkı Atay

[zamir]
  • Herkes, halk, ahali

    Üçü de kısa bir boyun kırışıyla umumu selamladılar. - Peyami Safa

Birleşik Kelimeler: umumhane, umum müdür


MUMLU


[sıfat]
  • Mumu olan, mum konulmuş olan

    Yedi mumlu pasta.

Birleşik Kelimeler: mumlu kâğıt


UMUMİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿumūmī)


[sıfat]
  • Genel

    Hükümdarların yumuşak kalpliliğini zaaf sayan umumi hüküm belki de haklıdır. - Cemil Meriç

Birleşik Kelimeler: umumi af, umumi coğrafya, umumi efkâr, umumi heyet, umumi kâtip, umumi kongre, umumi vekâletname, müddeiumumi


MUMLUK


[isim]
  • Şamdan
[sıfat]
  • Herhangi bir sayıda mumu olan

    Üç mumluk şamdan.

[sıfat] [fizik]
  • Herhangi bir mum gücünde olan

    Yüz mumluk ampul.


MUMYA (Kelime Kökeni: Farsça mūmiyā)


[isim]
  • Birtakım özel ilaçlar kullanılarak bozulmayacak duruma getirilmiş ceset
[mecaz]
  • Çok zayıf kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mumya gibi


MİNİMUM (Kelime Kökeni: Fransızca minimum)


[sıfat]
  • Asgari
[matematik]
  • Değişken bir niceliğin inebileceği en alt olan (sınır), asgari, minimal

MUMLAMA


[isim]
  • Mumlamak işi
[bitki bilimi]
  • Bitki hücrelerinin değişikliğe uğrayarak kendilerini su geçirmez duruma getirir biçimde mum bağlaması olayı
[sinema]
  • Laboratuvarlardan çıkmış bir filmin çeşitli aletlerde kolayca dönmesini sağlamak için iki kenarına ince bir bal mumu katmanı sürme

ALELUMUM (Kelime Kökeni: Arapça ʿalā'l-ʿumūm)


[zarf] [eskimiş]
  • Genel olarak, genellikle

MUMLANMA


[isim]
  • Mumlanmak işi

MUMLAMAK


[-i]
  • Bal mumu sürmek, bal mumuna batırmak

MUMCU


[isim]
  • Mum yapan veya satan kimse
[tarih]
  • Yeniçeri Ocağında çavuşlardan sonra gelen, yeniçeri ağasına bağlı on iki subaydan her biri
[eskimiş]
  • Fitilli tüfek kullanan asker

MUMLANMAK


[nesnesiz]
  • Mumlama işi yapılmak veya mumlama işine konu olmak

MAKSİMUM (Kelime Kökeni: Fransızca maximum)


[sıfat]
  • Azami
[matematik]
  • Değişebilen bir niceliğin varabileceği en yüksek olan (sınır), maksimal, azami

BİLUMUM (Kelime Kökeni: Arapça bi'l-ʿumūm)


[sıfat] [eskimiş]
  • Bütün, hep, kamu, ... -in hepsi

    Bu tebligat Anadolu ve Rumeli'de bulunan bilumum ordu ve kolordu kumandanlarına tebliğ olunmuştur. - Atatürk