İçinde Fal Bulunan Kelimeler



İçinde FAL olan 94 kelime bulunuyor. İçerisinde FAL geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Fal kelimesinin anlamı nedir? Fal ile başlayan kelimeler. Fal ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

ASFALTLAYABİLME27, ASFALTLATABİLME25, ASFALTLANABİLME25

14 Harfli Kelimeler

SAYFALANDIRMAK27, ŞANLIURFALILIK27

13 Harfli Kelimeler

SAYFALANDIRMA26, AFALLAŞTIRMAK24

12 Harfli Kelimeler

AFALLAŞTIRMA23, DİKKAFALILIK22, ASFALTLANMAK20, ASFALTLATMAK20

11 Harfli Kelimeler

HİDROSEFALİ25, ŞANLIURFALI23, DOLİKOSEFAL22, KEFALGİLLER21, ASFALTLATMA19, ASFALTLANMA19, ASFALTLAMAK19, KEFALETNAME18

10 Harfli Kelimeler

HİDROSEFAL24, AFALLAŞMAK20, ANDROSEFAL20, SAYFALAMAK20, BRAKİSEFAL19, MAKROSEFAL19, MİKROSEFAL19, ASFALTLAMA18, MANKAFALIK18, TURFALAMAK18, TRİKOSEFAL18, AFALLATMAK17

9 Harfli Kelimeler

FALANJİST25, UFALAYICI23, DEFALARCA20, FALAKASIZ20, FALANINCI20, AFALLAŞMA19, FALÇATALI19, SAYFALAMA19, DİKKAFALI18, KAFALILIK17, TURFALAMA17, UFALANMAK17, AFALLATMA16, AFALLAMAK16, ENSEFALİT16, KEFALETEN15

8 Harfli Kelimeler

FALSOSUZ21, FALCILIK19, FALAKACI18, FALYANOS18, SAYFALIK18, UFALTMAK16, UFALANMA16, UFALAMAK16, ASFALTİT15, AFALLAMA15, FALAKALI15, KALFALIK15, KEFALLER14, KATAFALK14

7 Harfli Kelimeler

İHTİFAL17, FALANCA16, FALÇATA16, FALSOLU16, KOFALIK15, UFALTMA15, UFALMAK15, UFALAMA15, ENSEFAL14, FALNAME14, SEFALET14, AKKEFAL13, KEFALET13

6 Harfli Kelimeler

FALANJ21, VEFALI19, ŞİFALI16, CEFALI16, FALLUS14, SEFALI14, UFALMA14, ASFALT13, KAFALI13, FALAKA12

5 Harfli Kelimeler

İĞFAL18, FALCI15, FALEZ14, FALSO13, FALYA13, ETFAL11, FALAN11, KEFAL11

4 Harfli Kelimeler

AFAL10

3 Harfli Kelimeler

FAL9


FAL (Kelime Kökeni: Arapça fāl)


[isim]
  • Geleceği öğrenmek, şans ve kısmeti anlamak amacıyla oyun kâğıdı, kahve telvesi, el ayası vb.ne bakarak anlam çıkarma, bakı

    Ben bütün fallara, bütün rüyalara, bütün itikatlara inanırım. - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • fala bakmak
  • fal açmak (veya bakmak)

Birleşik Kelimeler: falname, fal taşı, bakla falı, el falı, kahve falı, papatya falı


AFAL


[sıfat]
  • Şaşkın, dağınık, ne yapacağını bilmez

    Bir top ağzından henüz fırlamış gibi afal ve dağınıktı. - Falih Rıfkı Atay

Birleşik Kelimeler: afal afal


ETFAL (Kelime Kökeni: Arapça eṭfāl)


[isim] [eskimiş]
  • Çocuklar

FALAN (Kelime Kökeni: Arapça fulān)


[zamir]
  • Söylenmesi istenmeyen veya gerekli görülmeyen bir özel adın yerini tutan kelime, filan

    Bana `falan geldi, falan gitti` diye anlatmaya başladı.

[isim]
  • Cümlede belirtilen nesne veya nesnelerden sonra gelerek `ve benzerleri` anlamında kullanılan bir söz

    Hiç heyecan falan göstermiyor. - Ömer Seyfettin

[sıfat]
  • Tarih, yer, kişi vb.nin önüne gelerek tekrarlanmak istenmeyen sözlerin yerine kullanılan kelime

    Falan tarihte, falan yerde, falan kişi ile gezerken sizi gördüm.

Birleşik Kelimeler: falan festekiz, falan feşmekân, falan fıstık, falan filan, filan falan


KEFAL (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Kefalgillerden, orta büyüklükte, çok pullu, küt başlı, gümüş renginde, beyaz etli bir balık, topbaş balık (Mugil cephalus)

Birleşik Kelimeler: akkefal, uçar kefal, tatlısu kefali


FALAKA (Kelime Kökeni: Arapça falaḳa)


[isim]
  • Ceza olarak ayak tabanlarına vurmakta kullanılan, ayakları uygun bir durumda sıkıştırıp tutan, kalınca bir sopa ile bunun iki ucuna bağlı bir ipi olan cezalandırma aracı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • falakaya çekmek (veya yatırmak veya vurmak veya yıkmak)

Birleşik Kelimeler: araba falakası


AKKEFAL


[isim] [hayvan bilimi]
  • Sazangillerden bir cins tatlı su balığı (Alburnus)

KEFALET (Kelime Kökeni: Arapça kefālet)


[isim] [hukuk]
  • Birinin borcunu ödememesi veya verdiği sözü yerine getirmemesi durumunda bütün sorumluluğu üzerine alma durumu, kefillik

    O zamanlarda her sene kefaletleri yüzünden bin lira, iki bin lira ödemek mecburiyetinde kalınmış. - Abdülhak Şinasi Hisar

Birleşik Kelimeler: kefalet mektubu, kefaletname, kefalet senedi


ASFALT (Kelime Kökeni: Fransızca asphalte)


[isim]
  • Siyah renkte şekilsiz bir cins bitüm
[sıfat]
  • Bu karışımla kaplanmış

    Otomobile bindik ve uzun bir asfalt yol üzerinde koşmaya koyulduk. - Ahmet Haşim

Birleşik Kelimeler: asfalt kayağı


KAFALI


[sıfat]
  • Kafası olan
[mecaz]
  • Bilgili, kavrayışlı ve anlayışlı

    Kafalı adam.

Birleşik Kelimeler: boş kafalı, dar kafalı, dibek kafalı, dikkafalı, eski kafalı, eşek kafalı, et kafalı, geri kafalı, horoz kafalı, kabak kafalı, kalın kafalı, kaz kafalı, kısa kafalı, örümcek kafalı, sepet kafalı, uzun kafalı


FALSO (Kelime Kökeni: İtalyanca falso)


[isim]
  • Yanlış davranış

    Bu iyi adamın şu kadarcık cehaleti ve falsosunu hoş görmeli. - Aka Gündüz

[müzik]
  • Bir parça çalınır veya söylenirken yapılan nota yanlışlığı

    Ahenge falso, kalın erkek sesleri de karıştı. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[spor]
  • Topun rakip oyuncuları yanıltacak biçimde eğri gitmesi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • falso çıkmak
  • falso vermek
  • falso yapmak


FALYA (Kelime Kökeni: İtalyanca falia)


[isim] [eskimiş] [askerlik]
  • Topları ateşlemek için ağızotunun konulduğu delik

KEFALLER


[isim] [hayvan bilimi]
  • Kefalgiller, kum balığıgiller, cennet balığıgiller, uskumrugiller familyalarını içine alan kemikli balıklar takımı

KATAFALK (Kelime Kökeni: Fransızca catafalque)


[isim]
  • Önünden geçilerek kendisine saygı gösterilmek istenen ölünün tabutunun konulması için yapılmış yüksek yer

ENSEFAL (Kelime Kökeni: Fransızca encéphale)


[isim] [tıp]
  • Beyin