Fal ile Başlayan Kelimeler



FAL ile başlayan 22 kelime bulunuyor. Başında FAL olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Fal kelimesinin anlamı nedir? Fal ile biten kelimeler. İçinde fal olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

9 Harfli Kelimeler

FALANJİST25, FALAKASIZ20, FALANINCI20, FALÇATALI19

8 Harfli Kelimeler

FALSOSUZ21, FALCILIK19, FALAKACI18, FALYANOS18, FALAKALI15

7 Harfli Kelimeler

FALANCA16, FALÇATA16, FALSOLU16, FALNAME14

6 Harfli Kelimeler

FALANJ21, FALLUS14, FALAKA12

5 Harfli Kelimeler

FALCI15, FALEZ14, FALSO13, FALYA13, FALAN11

3 Harfli Kelimeler

FAL9


FAL (Kelime Kökeni: Arapça fāl)


[isim]
  • Geleceği öğrenmek, şans ve kısmeti anlamak amacıyla oyun kâğıdı, kahve telvesi, el ayası vb.ne bakarak anlam çıkarma, bakı

    Ben bütün fallara, bütün rüyalara, bütün itikatlara inanırım. - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • fala bakmak
  • fal açmak (veya bakmak)

Birleşik Kelimeler: falname, fal taşı, bakla falı, el falı, kahve falı, papatya falı


FALAN (Kelime Kökeni: Arapça fulān)


[zamir]
  • Söylenmesi istenmeyen veya gerekli görülmeyen bir özel adın yerini tutan kelime, filan

    Bana `falan geldi, falan gitti` diye anlatmaya başladı.

[isim]
  • Cümlede belirtilen nesne veya nesnelerden sonra gelerek `ve benzerleri` anlamında kullanılan bir söz

    Hiç heyecan falan göstermiyor. - Ömer Seyfettin

[sıfat]
  • Tarih, yer, kişi vb.nin önüne gelerek tekrarlanmak istenmeyen sözlerin yerine kullanılan kelime

    Falan tarihte, falan yerde, falan kişi ile gezerken sizi gördüm.

Birleşik Kelimeler: falan festekiz, falan feşmekân, falan fıstık, falan filan, filan falan


FALAKA (Kelime Kökeni: Arapça falaḳa)


[isim]
  • Ceza olarak ayak tabanlarına vurmakta kullanılan, ayakları uygun bir durumda sıkıştırıp tutan, kalınca bir sopa ile bunun iki ucuna bağlı bir ipi olan cezalandırma aracı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • falakaya çekmek (veya yatırmak veya vurmak veya yıkmak)

Birleşik Kelimeler: araba falakası


FALSO (Kelime Kökeni: İtalyanca falso)


[isim]
  • Yanlış davranış

    Bu iyi adamın şu kadarcık cehaleti ve falsosunu hoş görmeli. - Aka Gündüz

[müzik]
  • Bir parça çalınır veya söylenirken yapılan nota yanlışlığı

    Ahenge falso, kalın erkek sesleri de karıştı. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[spor]
  • Topun rakip oyuncuları yanıltacak biçimde eğri gitmesi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • falso çıkmak
  • falso vermek
  • falso yapmak


FALYA (Kelime Kökeni: İtalyanca falia)


[isim] [eskimiş] [askerlik]
  • Topları ateşlemek için ağızotunun konulduğu delik

FALNAME (Kelime Kökeni: Arapça fāl + Farsça nāme)


[isim] [eskimiş]
  • Fala bakmanın inceliklerini ve yorumlama özelliklerini anlatan kitap

FALLUS (Kelime Kökeni: Fransızca fallus)


[isim] [anatomi]
  • Erkeklik organı

FALEZ (Kelime Kökeni: Fransızca falaise)


[isim] [coğrafya]
  • Yalı yar

FALAKALI


[sıfat]
  • Falakası olan

FALCI


[isim]
  • Fala bakmayı kendine geçim yolu yapan kimse

    Bütün falcılar bize geleceğimizdeki mutluluğu muştularlar. - Melih Cevdet Anday

Birleşik Kelimeler: yıldız falcısı


FALANCA


[sıfat]
  • Falan

    Falanca kahveye mütekait memurlar devam eder. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

[zamir]
  • Falan kimse

    Falanca geldi.


FALÇATA (Kelime Kökeni: İtalyanca falcetto)


[isim]
  • Eğri kunduracı bıçağı

FALSOLU


[sıfat]
  • Yanlış, hatalı, kusurlu

    Bu saydığım, rolün falsolu tarafları. - Reşat Nuri Güntekin

[argo]
  • Uygun ve yerinde olmayan
[spor]
  • Döne döne ve ekseninden kayarak, kavisli

FALAKACI


[isim] [tarih]
  • Sadrazamın, İstanbul kadısının, yeniçeri ağasının veya sekbanbaşının denetlemeler sırasında yanında bulunan ve suçluyu falakaya yatıran görevli

FALYANOS (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Bir tür iri yunus