İçinde Ab Bulunan 5 Harfli Kelimeler



İçerisinde AB olan 5 harfli 77 kelime bulunuyor. İçinde AB olan 5 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ab ile başlayan 5 harfli kelimeler. ab ile biten 5 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ABUJA17, HABİP15, PAB15, HAB14, YABGU14, GABYA13, HABBE13, SABUH13, BAB12, GABON12, GABRO12, HABİS12, SABAH12, ABACI11, ABAŞO11, ÇABUK11, GABİN11, HABER11, KABIZ11, NABIZ11, TABİP11, ZABIT11, ACABA10, ABRAŞ10, ABECE10, ABBAS10, ABAZA10, İZABE10, KABZA10, ŞABAN10, ZABİT10, ABOSA9, ABİYE9, ABİDE9, ABDAL9, ABADİ9, BAB9, KABUS9, MABUT9, SABUR9, SABUN9, SABIR9, SABIK9, TABYA9, YABAN9, ASABİ8, ABULİ8, ABONE8, ABALI8, KABLO8, KABUK8, KABUL8, MABET8, MABAT8, RABIT8, SABİT8, SABAN8, TABUT8, TABUR8, TABLO8, ARABİ7, ARABA7, ABLAK7, ABANİ7, ABANA7, AKABE7, KABAK7, KABAN7, KABİL7, KABİN7, KABİR7, RABAT7, TABAK7, TABLA7, TABİR7, TABİİ7, TABAN7


ARABİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿarabī)


[isim]
  • Arapça
[sıfat]
  • Araplarla ilgili, Araplara özgü olan

Birleşik Kelimeler: zamkıarabi


ARABA


[isim]
  • Tekerlekli, motorlu veya motorsuz her türlü kara taşıtı

    Sarhoşların araba sürmeleri sakıncalıdır. - Elif Şafak

[sıfat]
  • Bu taşıtın aldığı miktarda olan

    İki araba saman. Bir araba kömür.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • araba devrilince yol gösteren çok olur
  • araba ile tavşan avlanmaz
  • araba kullanmak
  • arabanın ön tekerleği nereden geçerse art tekerleği de oradan geçer
  • arabanın tekerine taş koymak
  • arabasını düze çıkarmak

Birleşik Kelimeler: araba araba, araba falakası, araba mezarlığı, araba vapuru, bir araba, yaylı araba, at arabası, çöp arabası, domuz arabası, el arabası, kağnı arabası, kira arabası, makam arabası, muhacir arabası, ordövr arabası, öküz arabası, polis arabası, servis arabası, şeytanarabası, tanzifat arabası, taş arabası, tatar arabası, tay tay arabası, top arabası, yarış arabası, yük arabası


ABLAK


[sıfat]
  • Yayvan ve dolgun (yüz)

    Şarap kızılı vurmuş ablak yüzüyle öfkeli girdi içeri. - Orhan Kemal


ABANİ


[isim]
  • Genellikle sarık, bohça, kundak ve yorgan yüzü yapımında kullanılan, zemini beyaz, üzerinde safran renginde nakışlar bulunan ipek kumaş

    Bursa abanisi.

[sıfat]
  • Bu kumaştan yapılmış

    Yalnız sarı cübbeli, abani sarıklı, peykede bağdaş kurmuş bir cüce vardı ki onu tanımadı. - Halide Edip Adıvar


ABANA


[isim]
  • Kastamonu iline bağlı ilçelerden biri

AKABE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳabe)


[isim]
  • Tehlikeli, sarp ve zor geçit

KABAK


[isim] [bitki bilimi]
  • Kabakgillerden, sürüngen gövdeli, sarı çiçekli, birçok türü olan bir bitki (Cucurbita)
[bitki bilimi]
  • Bu bitkinin türlerine göre yemeği ve tatlısı yapılan ürünü
[müzik]
  • Kabak kemane

    Siperin içinde birkaç nefer ayakta ileriye bakıyor, öbürleri aşağı oturmuş konuşuyorlar, gülüyorlar, türkü söylüyorlar, kabak çalıyorlar. - Ömer Seyfettin

[sıfat]
  • Ham, tatsız (kavun, karpuz)
[sıfat]
  • Tüysüz, dazlak

    Kaba kabak gibi tıraşlı! - Halide Edip Adıvar

[sıfat]
  • Dişleri aşınarak yüzeyi düzleşmiş olan (taşıt lastiği)
[sıfat] [mecaz]
  • Bilgisiz, görgüsüz, kaba
[halk ağzında]
  • Kısa boynuzlu hayvan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kabak (birinin) başına (veya başında) patlamak
  • kabak çıkmak
  • kabak gibi

Birleşik Kelimeler: kabak çekirdeği, kabak çiçeği, kabak dolması, kabak elması, kabak kafalı, kabak kemane, kabak tadı, kabak tatlısı, başı kabak, armut kabağı, asma kabağı, bal kabağı, barut kabağı, boru kabağı, helvacı kabağı, kantar kabağı, kestane kabağı, sakız kabağı, su kabağı, testi kabağı, yan kabağı


KABAN (Kelime Kökeni: Ermenice)


[isim] [halk ağzında]
  • Dik yokuş
[isim]
  • Çeşitli kumaşlardan yapılmış, kalçaya kadar inen ve paltoya benzeyen üst giysisi

KABİL (Kelime Kökeni: Arapça ḳābil)


[sıfat]
  • Olabilir

    Ben onu bir göreyim, dedi, kabil mi? - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kabil değil

[sıfat] [eskimiş]
  • Türlü, gibi, benzer
[isim]
  • Tür, cins

Birleşik Kelimeler: bu kabîl


KABİN (Kelime Kökeni: Fransızca cabine)


[isim]
  • Küçük, özel bölme

    Az sonra asansör kabininin çıkardığı sesi yeniden duydu. - Osman Aysu

Birleşik Kelimeler: kabin amiri, banyo kabini, duş kabini, pilot kabini, telefon kabini


KABİR (Kelime Kökeni: Arapça ḳabr)


[isim]
  • Mezar

    Ve serin serviler altında kalan kabrinde / Her seher bir gül açar, her gece bir bülbül öter - Yahya Kemal Beyatlı

Birleşik Kelimeler: kabir azabı, kabir suali, Anıtkabir


TABAK (Kelime Kökeni: Arapça ṭabaḳ)


[isim]
  • Yiyecek koymaya yarar, az derin ve yayvan kap

    Kadın masaya tabak, kaşık koyuyor. - Aka Gündüz

[sıfat]
  • Bu kabın alacağı miktarda olan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tabak gibi

Birleşik Kelimeler: kayık tabak, balık tabağı, çorba tabağı, iftar tabağı, kahve tabağı, ordövr tabağı, piyata tabağı, servis tabağı

[isim]
  • Sepici

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tabak sevdiği deriyi taştan taşa (veya yerden yere) çalar

Birleşik Kelimeler: tabakhane


TABLA (Kelime Kökeni: Arapça ṭabla)


[isim]
  • Satıcı vb.nin kullandığı tahtadan tepsi

    Bir hurmacının tablasında üstlerine vuran güneş ışığıyla parıldayan hurmalara imrenmiş. - Abdülhak Şinasi Hisar

[denizcilik]
  • Makaraların yüzlerini oluşturan dış bölümleri

Birleşik Kelimeler: kül tablası, sigara tablası, yemek tablası


TABİR (Kelime Kökeni: Arapça taʿbīr)


[isim]
  • Rüya yorma, yorumlama
[eskimiş]
  • Deyiş, anlatım, ifade

    Bugünlük temsil sözünü kullanırken onu alışılmış bir tabir olarak alıyoruz. - Ahmet Kutsi Tecer

[eskimiş]
  • Deyim

    Müfit için bu kaçmak tabirinin kullanılması da Perviz'e dokunmuştu. - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tabir etmek
  • tabiri (veya tabir) caizse

Birleşik Kelimeler: tabirname


TABİİ (Kelime Kökeni: Arapça ṭabīʿī)


[sıfat]
  • Doğada olan, doğada bulunan
[zarf]
  • (ta'bi:) Elbette, doğallıkla, doğal olarak, işin gereği olarak

    Yurttaşlarım arasında bana bu yabancılığı çektirmemek isteyenler de oldu tabii. - Adalet Ağaoğlu

Birleşik Kelimeler: tabii afet, tabii hukuk, sevkitabii