HALTERCİLİK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



HALTERCİLİK harflerini içeren 5 harfli 99 kelime bulunuyor. 5 harfli HALTERCİLİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

HİCRİ12, HACET12, HACİR12, CİHET12, CİHAT12, CİHAR12, CAHİL12, CEHİL12, CEHRİ12, AHRET9, ELHAK9, HERİK9, HELAK9, HELAL9, HELİK9, HİLAL9, HİLAT9, HALET9, HALİK9, HALEL9, HAİLE9, HAKİR9, İTHAL9, İHALE9, İHLAL9, İLHAK9, İLKAH9, İLAHİ9, İHTAR9, İKRAH9, İLAHE9, KAHİL9, KAHİR9, KERİH9, LAHİT9, RAHLE9, TARİH9, TALİH9, TEHİR9, EKİCİ8, ELCİK8, ERCİK8, İRİCE8, RİCAT8, RİCAL8, TACİR8, TACİL8, TACİK8, TECİL8, CİRİT8, CELİL8, CELAL8, ALKİL5, ERKLİ5, ERLİK5, ETLİK5, ERİKA5, EKİLİ5, ELLİK5, İRİTE5, İTİLA5, İTLİK5, İLERİ5, İLETİ5, İLKEL5, İLLET5, KİLER5, KİTLE5, KİRLİ5, KİRİL5, KİLİT5, KİLLİ5, KATİL5, KATRE5, KERTİ5, KETAL5, KELLİ5, LİRİK5, LİRET5, LİKİT5, LİTRE5, RALLİ5, RAKİT5, RAKET5, REKAT5, TİRLE5, TİLKİ5, TİKEL5, TRAKE5, TARİK5, TALİL5, TALİK5, TELLİ5, TERLİ5, TERKİ5, TEALİ5, TEKLİ5, TEKİR5, TEKİL5


ALKİL (Kelime Kökeni: Fransızca alkyle)


[isim] [kimya]
  • Alkol kökü

ERKLİ


[sıfat]
  • Bir şeyi yapmaya, başarmaya gücü yeten, nüfuzlu, muktedir, kadir

ERLİK


[isim]
  • Erkeklik, yiğitlik
[askerlik]
  • Er olma durumu

ETLİK


[isim] [halk ağzında]
  • Kış için etinden kıyma, kavurma, pastırma ve sucuk yapılan semiz hayvan

ERİKA


[isim] [bitki bilimi]
  • Süpürge otu

EKİLİ


[sıfat]
  • Ekilmiş olan, mezru

    Ekili tarla.


ELLİK


[isim] [halk ağzında]
  • Eldiven
[denizcilik]
  • Yelken dikenlerin kullandığı, madenî yüksüğü olan meşin eldiven

İRİTE (Kelime Kökeni: Fransızca irrité)


[isim]
  • `Sinirlendirmek, rahatsız etmek` ve tıp alanında `tahriş etmek, kaşındırmak` anlamında irite etmek birleşik fiilinde kullanılan bir söz

İTİLA (Kelime Kökeni: Arapça iʿtilāʾ)


[isim] [eskimiş]
  • Yücelme

    Beşer denen kuş doymaz itilalara. - Tevfik Fikret

Ata Sözleri ve Deyimler

  • itila etmek


İTLİK


[isim]
  • İtçe davranış

    Hatıralarda ırza ve namusa taarruzu, itliği kalmıştı. - Yahya Kemal Beyatlı


İLERİ


[isim]
  • Herhangi bir şeye göre daha ötede olan yer, geri karşıtı
[sıfat]
  • Önde bulunan

    İleri karakol. İleri hat.

[sıfat]
  • Doğrusundan daha çok gösteren (saat)

    Saat beş dakika ileridir.

[sıfat] [mecaz]
  • Benzerlerini geride bırakmış

    İleri fikirler.

[zarf]
  • Öne doğru, ileri doğru

    Masayı biraz ileri çekelim.

[ünlem]
  • `Amaca doğru durmadan yürü` anlamında kullanılan bir seslenme sözü

    Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri! - Atatürk

[spor]
  • Temel duruşta ayak uçlarının gösterdiği yön

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ileri (veya ileriye) gitmek
  • ileri almak
  • ileri atılmak (veya çıkmak)
  • ileri geçmek
  • ileri gelmek
  • ileri götürmek
  • ilerisine gitmek
  • ileri sürmek
  • ileri varmak
  • ileriyi görmek

Birleşik Kelimeler: ileri gelen, ileri geri, ileri görüş, ileri gözetleyici, ileri karakol, ileri teknoloji, ileri uç, ileri vites


İLETİ


[isim]
  • Yazı veya sözle verilen, gönderilen bilgi, mesaj

İLKEL


[sıfat]
  • İlk durumunda kalmış olan, gelişmesinin başında bulunan, iptidai, primitif

    Tiyatro yönetimi ve sahne düzeni her bakımdan ilkel, çağın koşullarına uygun olarak bozuktu. - Metin And

[isim]
  • Özellikle XIV-XV. yüzyıllarda İtalyan ressamlarına, Orta Çağ sonlarında Avrupa ressamlarına verilen ad
[mecaz]
  • Eğitimsiz, kültürsüz, görgüsüz
[felsefe]
  • Zaman bakımından en eski olan, iptidai, primitif

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ilkel kalmak

Birleşik Kelimeler: ilkel memeliler, ilkel toplum


İLLET (Kelime Kökeni: Arapça ʿillet)


[isim]
  • Hastalık

    Ben şarlatan değilim, oğlum. Bu illetin devası bendedir. - Peyami Safa

[mecaz]
  • Hastalık derecesine varan alışkanlık

    Ya sayfa sayfa mektup yazmak illetine tutulmuş olanlara ne diyeyim? - Hüseyin Cahit Yalçın

[mecaz]
  • Bozukluk

    Bu radyonun bir illeti var.

[sıfat] [teklifsiz konuşmada]
  • Kızdıran, sinirlendiren (şey veya kimse)
[eskimiş] [felsefe]
  • Sebep

Ata Sözleri ve Deyimler

  • illet etmek
  • illet olmak

Birleşik Kelimeler: köstebek illeti


KİLER (Kelime Kökeni: Farsça kilār)


[isim]
  • Evlerde yiyecek, içecek ve erzakın saklandığı oda, ambar veya dolap

    Kileri kilitlemezdi, paraları meydanda dururdu. - Ömer Seyfettin