HIRILDAŞMA harflerini içeren 4 harfli 39 kelime bulunuyor. 4 harfli HIRILDAŞMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Hırıldaşma ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Hırıldaşma olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
AHŞA11,
HAŞA11,
DAHA10,
IHMA10,
AŞIM9,
ADAŞ9,
AHIR9,
HALI9,
IŞIL9,
ARIŞ8,
AŞMA8,
ADIM8,
AHAR8,
ALIŞ8,
HALA8,
HARA8,
MAAŞ8,
MARŞ8,
MAŞA8,
ŞIRA8,
ŞAMA8,
AŞAR7,
ADLI7,
ADIL7,
ADAM7,
ALDI7,
DRAM7,
DARI7,
DAMA7,
ILIM7,
ARDA6,
ALIM6,
DARA6,
ARLI5,
ARMA5,
ALMA5,
AMAL5,
LAMA5,
MALA5
ARLI
[sıfat]
Ata Sözleri ve Deyimler
- arlı arından, huylu huyundan vazgeçmez
ARMA
(Kelime Kökeni: İtalyanca arma)
[isim]
-
Bir devletin, bir hanedanın veya bir şehrin simgesi olarak kabul edilmiş resim, harf veya şekil, ongun (II)
[denizcilik]
-
Geminin yürümesine hizmet eden direk, seren, ip, halat ve yelken takımı
Ata Sözleri ve Deyimler
- arma donatmak
- arma soymak
- arma uçurmak (veya budatmak)
ALMA
[isim]
-
Almak işi, ahiz, derç, ittihaz, kabız
Birleşik Kelimeler: açığa alma, kültüre alma, satın alma, koku alma duyusu, tat alma duyusu, tat alma organı
AMAL
(Kelime Kökeni: Arapça aʿmāl)
[isim] [eskimiş]
Birleşik Kelimeler: amalierbaa
LAMA
(Kelime Kökeni: Fransızca lama)
[isim] [hayvan bilimi]
-
Geviş getirenlerden, Güney Amerika'nın dağlık bölgelerinde yaşayan, yük hayvanı olarak kullanılan, karadan aka kadar türlü renklerde olabilen, tüyleri uzun, boyu yüksek ve boynu uzun hayvan
[isim]
-
Tibetlilerde ve Moğollarda Buda rahibi
Birleşik Kelimeler: dalay lama
[isim]
-
Küçük maden veya cam şerit
MALA
(Kelime Kökeni: Farsça māle)
[isim]
-
Harç alıp sürmeye yarayan, çoğu üçgen biçiminde, yassı, demirden, üstten tahta saplı sıvama aracı
ARDA
[isim] [halk ağzında]
-
İşaret olarak yere dikilen çubuk
ALIM
[isim]
[mecaz]
[mecaz]
Birleşik Kelimeler: alım çalım, alım satım, dış alım, ön alım, spot alım, zor alım, destekleme alımı
DARA
(Kelime Kökeni: İtalyanca tara)
[isim]
-
Kabıyla birlikte tartılan bir nesnenin kabının ağırlığı
Ata Sözleri ve Deyimler
- darasını almak
- darasını düşmek
- daraya atmak (veya çıkarmak)
AŞAR
(Kelime Kökeni: Arapça aʿşār)
[isim] [eskimiş] [ekonomi]
-
Türkiye’de 1925 yılına kadar tarımsal ürünün onda biri oranında aynî olarak alınan vergi
[matematik]
[tarih]
ADLI
[sıfat]
Birleşik Kelimeler: adlı adıyla, adlı sanlı, eş adlı
ADIL
[isim] [dil bilgisi]
ADAM
(Kelime Kökeni: Arapça ādem)
[isim]
[halk ağzında]
Ata Sözleri ve Deyimler
- adama benzemek (veya dönmek)
- adam adama gerek olur
- adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil
- adam adamdan korkmaz, utanır
- adam adamı bir kez aldatır
- adam almamak
- adam beğenmemek
- adamdan saymak
- adam değilim
- adam etmek
- adam gibi
- adamı
- adamın adı çıkacağına canı çıksın
- adamına göre
- adamın iyisi işbaşında (veya alışverişte) belli olur
- adamın kötüsü olmaz, meğer züğürt ola
- adamın yere bakanından, suyun yavaş akanından kork
- adam içine çıkmak
- adam içine karışmak
- adam kullanmak
- adam olacak çocuk bokundan belli olur
- adam olana bir söz yeter
- adam olana çok bile
- adam olmak
- adam sanmak
- adam sen de!
- adam sırasına geçmek (veya girmek)
- adam yerine (veya hesabına) koymak
Birleşik Kelimeler: adam adama, adamakıllı, adam başı, adam boyu, adam kıtlığında, adamkökü, adamotu, adam sarrafı, adam sendeci, adam yokluğunda, altın adam, asılmışadam, baba adam, balık adam, beyaz adam, bulaşık adam, istenmeyen adam, kardan adam, kiralık adam, kötü adam, kurbağa adam, lüzumsuz adam, Müslüman adam, ömür adam, parmak adam, parmak çocuk, sokaktaki adam, son adam, tek adam, teknik adam, yarım adam, ahiret adamı, bilim adamı, dağ adamı, dava adamı, devlet adamı, din adamı, el adamı, ev adamı, fikir adamı, gemi adamı, görev adamı, gösteri adamı, günün adamı, halk adamı, hayat adamı, ilim adamı, iş adamı, kanun adamı, kavga adamı, salon adamı, sanat adamı, uzay adamı, zamane adamı
ALDI
[halk ağzında]
Ata Sözleri ve Deyimler
- al (veya alın) ...
- alaşağı etmek
- al aşağı vur yukarı
- al benden de o kadar
- al birini, vur ötekine (veya birine)
- aldığı abdest ürküttüğü kurbağaya değmemek
- aldı sazı eline
- al gülüm ver gülüm
- alıp başını gitmek
- alıp götürmek
- alıp satmaz görünmek
- alıp sattığı olmamak
- alıp vereceği olmamak
- alıp verememek
- alıp vermek
- alıp yürümek
- al kaşağıyı gir ahıra, yarası olan gocunur (veya gocunsun)
- almadan vermek Allah'a mahsus
- almadığın hayvanın kuyruğunu tutma
- al malın iyisini, çekme kaygısını
- alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste
- al sana bir ... daha
- al takke ver külah
DRAM
(Kelime Kökeni: Fransızca drame)
[isim] [tiyatro]
-
Sahnede oynanmak için yazılmış oyun, drama
[mecaz]