FOSURDATMA Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



FOSURDATMA harflerini içeren 4 harfli 70 kelime bulunuyor. 4 harfli FOSURDATMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Fosurdatma ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Fosurdatma olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

SOFU13, FORM12, FORS12, MUAF12, SOFA12, TOFU12, FORA11, FUTA11, FUAR11, FOTA11, FARS11, SARF11, SAFA11, ARAF10, AFAT10, DOST8, DUMA8, DORU8, MODA8, ORDU8, SODA8, ADAM7, DRAM7, DARU7, DAMA7, MORS7, OTSU7, OMUR7, RODA7, SOMA7, SORU7, SUMA7, SADA7, ASMA6, ARDA6, AMOR6, AMUT6, ATOM6, DATA6, DART6, DARA6, MUTA6, MURT6, MARS6, MASA6, ORSA6, RUAM6, ROMA6, SURA6, STOR6, TAMU6, USTA6, UTMA6, UMAR6, ARMA5, ARSA5, ASAR5, AORT5, ATMA5, MART5, ORTA5, ROTA5, RAST5, SAAT5, STAR5, SARA5, TAAM5, TRAS5, TURA5, TASA5


ARMA (Kelime Kökeni: İtalyanca arma)


[isim]
  • Bir devletin, bir hanedanın veya bir şehrin simgesi olarak kabul edilmiş resim, harf veya şekil, ongun (II)
[denizcilik]
  • Geminin yürümesine hizmet eden direk, seren, ip, halat ve yelken takımı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arma donatmak
  • arma soymak
  • arma uçurmak (veya budatmak)


ARSA (Kelime Kökeni: Arapça ʿarṣa)


[isim]
  • Üzerine yapı yapılmak için ayrılmış yer

Birleşik Kelimeler: arsa payı


ASAR (Kelime Kökeni: Arapça ās̱ār)


[isim] [eskimiş]
  • Eserler

Birleşik Kelimeler: asarıatika

[isim]
  • Yüzyıllar

AORT (Kelime Kökeni: Fransızca aorte)


[isim] [anatomi]
  • Ana atardamar

ATMA


[isim]
  • Atmak işi

    Yolda giderken balgamını herkesin geçtiği yola atmayı çok doğal sayanı neden seveyim? - Adalet Ağaoğlu

Birleşik Kelimeler: cirit atma, çekiç atma, disk atma, gülle atma


MART (Kelime Kökeni: Latince)


[isim]
  • Yılın üçüncü ayı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mart ayı dert ayı
  • mart çıkmadıkça dert çıkmaz
  • mart dokuzunda çıra yak, bağ buda
  • mart havası gibi
  • mart içeri, pire dışarı
  • mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır

Birleşik Kelimeler: mart dokuzu


ORTA


[isim]
  • Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer

    Tam bağın ortasına geldikleri zaman düşman askerlerini gördüler. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[sıfat]
  • Sorunların çözümünde aşırılıklardan kaçınan, ölçülü bir yöntem izleyen
[sıfat]
  • Her iki yanında kendi türünden aynı nitelikte nesneler, durumlar bulunan

    Hademe orta bölmeyi açmak üzere koştu. - Refik Halit Karay

[sıfat]
  • İki karşıt nitelik veya durum arasında bulunan, tutarlı, ılımlı, vasat
[fizik]
  • Bir olayın, içinde gerçekleştiği yer
[matematik]
  • Orantı
[spor]
  • Futbolda oyunculardan birinin, topu, kale ağzında duran arkadaşlarına havadan yollamak için yaptığı vuruş

    Aut çizgisinden nefis bir orta... - Haldun Taner

[tarih]
  • Yeniçeri Ocağında tabur

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ortadan kaldırmak
  • ortadan kalkmak
  • ortadan kaybolmak
  • ortadan sır olmak
  • ortadan söylemek
  • ortasını bulmak
  • ortaya almak
  • ortaya atılmak
  • ortaya atmak
  • ortaya balgam atmak
  • ortaya çıkarmak
  • ortaya çıkmak
  • ortaya dökmek
  • ortaya düşmek
  • ortaya konuşmak
  • ortaya koymak
  • ortaya sürülmek
  • ortaya yayılmak

Birleşik Kelimeler: orta ağırlık, orta boy, Orta Çağ, orta dalga, orta damar, orta deri, orta dikme, orta direk, Orta Doğu, orta elçi, orta hakem, orta hâlli, orta hece düşmesi, orta hizmeti, orta işi, orta kaldırım, orta karar, orta karın, orta kat, orta kulak, orta kuşak, orta malı, orta masası, orta mektep, orta nokta, ortaokul, orta oyunu, ortaöğrenim, ortaöğretim, orta parmak, orta saha, orta sıklet, Orta Şark, orta şekerli, orta tedrisat, orta terim, orta uç, orta yaşlı, orta yaylak, orta yol, orta yuvar, orta yuvarlak, ortanın sağı, ortanın solu, aritmetik orta, büyük orta, küçük orta, ulu orta, yarı orta sıklet, deprem ortası, gün ortası, meyve ortası

[isim]
  • Çankırı iline bağlı ilçelerden biri

ROTA (Kelime Kökeni: İtalyanca rotta)


[isim]
  • Bir gemi veya uçağın gidiş yönü, izleyeceği yol
[mecaz]
  • Görüş veya tutuma göre gidilen, izlenen yol

    Sarhoş serseri, bir eliyle boyuna rotayı ayarlamaya çalışıyordu. - Çetin Altan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rota değiştirmek
  • rota kırmak


RAST (Kelime Kökeni: Farsça rāst)


[sıfat] [eskimiş]
  • Doğru, düzgün
[isim]
  • Tesadüf
[isim]
  • Atılan şey hedefi vurma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rast gele!
  • rast gelmek
  • rast getirmek
  • rast gitmek

Birleşik Kelimeler: rastgele

[isim] [müzik]
  • Klasik Türk müziğinde bir makam

SAAT (Kelime Kökeni: Arapça sāʿat)


[isim]
  • Bir günlük sürenin yirmi dörtte birine eşit, altmış dakikalık zaman dilimi, zaman parçası

    Beş altı mil ötedeki karşı kıyıya bir saatte varabilirdik ancak. - Azra Erhat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • saat bir (veya iki, üç ...) yönünde
  • saat bu saat
  • saat gibi
  • saat gibi işlemek
  • saati çalmak
  • saati saatine uymamak
  • saat on bir buçuğu çalmak
  • saat tutmak

Birleşik Kelimeler: saat açısı, saat ayarı, saat başı, saat camı, saat cebi, saat çiçeği, saat dairesi, saat dilimi, saat farkı, saat kulesi, saati saatine, alafranga saat, alaturka saat, ampersaat, ana saat, biyolojik saat, çalar saat, elektronik saat, ezani saat, guguklu saat, kilovatsaat, lümensaat, o saat, ölü saat, vatsaat, yerel saat, yeşil saat, zevalî saat, akşam saati, beslenme saati, bilek saati, cep saati, çalışma saati, çay saati, duvar saati, elektrik saati, eşref saati, ezan saati, güneş saati, iş saati, kol saati, konsol saati, kontrol saati, kum saati, masa saati, mesai saati, meydan saati, okuma saati, park saati, su saati, uyku saati, yaz saati, yıldız saati, altın saatler, indirim saatleri


STAR (Kelime Kökeni: İngilizce star)


[isim]
  • Yıldız

Birleşik Kelimeler: medya starı


SARA (Kelime Kökeni: Arapça ṣarʿa)


[isim] [tıp]
  • Zaman zaman kendini kaybederek olduğu yere düşme, vücutta şiddetli çırpınmalar ve ağız köpürmesi ile ortaya çıkan bir sinir hastalığı, tutarık, tutarak, tutarga, yilbik, epilepsi

    Nefesi kulunca, sıtmaya, havaleye, saraya, çarpıntıya birebirmiş. - Hüseyin Rahmi Gürpınar


TAAM (Kelime Kökeni: Arapça ṭaʿām)


[isim] [eskimiş]
  • Yemek, yiyecek

    Yemekte salçalı bir taam vardı. - Burhan Felek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • taam etmek

Birleşik Kelimeler: cennet taamı


TRAS (Kelime Kökeni: Almanca Trass)


[isim]
  • Volkanik tüf

TURA


[isim]
  • Tuğra
[halk ağzında]
  • Bazı oyunlarda, vurmak için kullanılan düğümlenmiş mendil
[halk ağzında]
  • Ucu düğümlenmiş bir mendil aracılığıyla yanan veya yanılanların ebe tarafından cezalandırıldığı bir tür çocuk oyunu

Birleşik Kelimeler: yazı tura