Faz ile Başlayan Kelimeler



FAZ ile başlayan 14 kelime bulunuyor. Başında FAZ olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Faz kelimesinin anlamı nedir? Faz ile biten kelimeler. İçinde faz olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

13 Harfli Kelimeler

FAZİLETSİZLİK26

11 Harfli Kelimeler

FAZLALAŞMAK24

10 Harfli Kelimeler

FAZLASIYLA23, FAZLALAŞMA23, FAZİLETSİZ23, FAZİLETKAR19

9 Harfli Kelimeler

FAZİLETLİ18

8 Harfli Kelimeler

FAZLADAN19, FAZLALIK18

7 Harfli Kelimeler

FAZLACA19, FAZİLET16

5 Harfli Kelimeler

FAZIL15, FAZLA14

3 Harfli Kelimeler

FAZ12


FAZ (Kelime Kökeni: Fransızca phase)


[isim] [fizik]
  • Elektrik geriliminde evre

Birleşik Kelimeler: faz kalemi, çok fazlı, iki fazlı, tek fazlı


FAZLA (Kelime Kökeni: Arapça fażla)


[sıfat]
  • Gereğinden, alışılmıştan çok, aşırı olan, ziyade

    Yaşamak için çok zorluk çekiyordu. Fazla olarak hastaydı. - Reşat Nuri Güntekin

[zarf]
  • Gereksiz, yersiz bir biçimde

    Fazla konuşma yeter.

[zarf]
  • Gereğinden, alışılmıştan çok olarak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • fazla gelmek (veya kaçmak)
  • fazla kaçırmak
  • fazla mal göz çıkarmaz
  • fazla olmak

Birleşik Kelimeler: haddinden fazla


FAZIL (Kelime Kökeni: Arapça fāżil)


[sıfat] [eskimiş]
  • Faziletli, erdemli (kimse)

FAZİLET (Kelime Kökeni: Arapça fażīlet)


[isim]
  • Erdem

    Onun iyiliğini, faziletini, şan ve şerefini görmek benim saadetimdir. - Aka Gündüz


FAZİLETLİ


[sıfat]
  • Erdemli

    Köyün öbür erkekleri gibi Şaban da Zeyno'nun faziletli bir kadın olduğunu sezmişti. - Halide Edip Adıvar


FAZLALIK


[isim]
  • Çokluk, gereğinden artık olma durumu

    Fakat tuhaf ki kadın teessürde, korkuda hiçbir fazlalık göstermedi. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • fazlalık etmek


FAZİLETKÂR (Kelime Kökeni: Arapça fażīlet + Farsça -kār)


[sıfat] [eskimiş]
  • Erdemli

FAZLADAN


[zarf]
  • Alışılana ek olarak, alışılandan çok, bol bol, çok çok

    Beş dakika bile fazladan kaldığı da olmamıştı. - Elif Şafak


FAZLACA


[zarf]
  • Gereğinden biraz daha çok olarak, bir hayli, çokça

    Belki sorumluluklarım fazlaydı, belki kendimi okumaya fazlaca veriyordum. - Ayla Kutlu


FAZLASIYLA


[zarf]
  • Olağandan, gerekenden çok, pek çok, ziyadesiyle

    İçerisi, dışarıdan farklı olarak fazlasıyla sessizdi. - İhsan Oktay Anar


FAZLALAŞMA


[isim]
  • Çoğalma

FAZİLETSİZ


[sıfat]
  • Erdemsiz

FAZLALAŞMAK


[nesnesiz]
  • Çoğalmak

    Dışarıda sulu kara benzeyen bir yağmur, geceden beri fazlalaşan keskin bir rüzgâr vardı. - Peyami Safa


FAZİLETSİZLİK


[isim]
  • Erdemsizlik

    Meşru sayılan adilik ve faziletsizliklerden hiçbiri onda yoktu. - Peyami Safa