Fa ile Başlayan 7 Harfli Kelimeler



FA harfleri ile başlayan 7 harfli 30 kelime bulunuyor. Başında FA olan 7 harfli kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "fa ile biten 7 harfli kelimeler. İçinde Fa olan 7 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

FAĞFURİ27, FAYDACI21, FAULSÜZ20, FAİZSİZ20, FAŞİZAN19, FAZLACA19, FARFARA19, FAGOSİT19, FAHRİYE19, FARKSIZ18, FAYDALI18, FASULYE17, FACİALI17, FASARYA16, FASİKÜL16, FAZİLET16, FANUSLU16, FAKİRCE16, FALANCA16, FALÇATA16, FALSOLU16, FAMİLYA16, FANTEZİ16, FABRİKA15, FARIMAK15, FARBALA15, FAKÜLTE15, FALNAME14, FANATİK13, FANİLİK13


FANATİK (Kelime Kökeni: Fransızca fanatique)


[sıfat]
  • Bağnaz

    Kendine fanatik tutkunluk duyan insana göre, dünyanın ekseni kendisidir. - Haldun Taner


FÂNİLİK


[isim]
  • Fâni olma durumu

    Bütün bu fânilikleri küçük görerek bunları ancak gönül oyalayıcı şeyler diye telakki ettiklerini gösteriyordu. - Abdülhak Şinasi Hisar


FALNAME (Kelime Kökeni: Arapça fāl + Farsça nāme)


[isim] [eskimiş]
  • Fala bakmanın inceliklerini ve yorumlama özelliklerini anlatan kitap

FABRİKA (Kelime Kökeni: İtalyanca fabbrica)


[isim]
  • İşlenmemiş veya yarı işlenmiş maddelerin makine, araç vb. ile işlenerek tüketime hazır duruma getirildiği sanayi kuruluşu, üretimevi

    Bir deri fabrikası her yerde yapılabilir. - Yahya Kemal Beyatlı

Birleşik Kelimeler: elektrik fabrikası, hadde fabrikası, kireç fabrikası, kiremit fabrikası


FARIMAK


[nesnesiz]
  • Güçsüz düşmek, yorulmak
[halk ağzında]
  • Kocamak, yaşlanmak, ihtiyarlamak

FARBALA (Kelime Kökeni: Fransızca falbala)


[isim]
  • Fırfır

    Tam o sırada çıt etti, merdivenin üstüne asılı farbalaların bir köşesi koptu. - Peyami Safa


FAKÜLTE (Kelime Kökeni: Fransızca faculté)


[isim]
  • Bir üniversitenin, öğrenim alanı veya uzmanlık konusu bakımından ayrılmış kollarından her biri

    Bir ev hizmetçisi azıcık dişini sıkınca çocuğunu fakülteye gönderebiliyor. - Çetin Altan

Birleşik Kelimeler: eğitim fakültesi


FASARYA (Kelime Kökeni: Rumca)


[sıfat] [argo]
  • Boş, anlamsız (söz)

FASİKÜL (Kelime Kökeni: Fransızca fascicule)


[isim]
  • Büyük eserlerin ayrı ayrı bölümler hâlinde yayımlanan parçalarından her biri, cüz

FAZİLET (Kelime Kökeni: Arapça fażīlet)


[isim]
  • Erdem

    Onun iyiliğini, faziletini, şan ve şerefini görmek benim saadetimdir. - Aka Gündüz


FANUSLU


[sıfat]
  • Fanusu olan

    Çabuk, fanuslu lambaları yak, paşa geldi. - Mithat Cemal Kuntay


FAKİRCE


[sıfat]
  • Yoksul
[zarf]
  • (faki'rce) Fakire benzer bir biçimde

FALANCA


[sıfat]
  • Falan

    Falanca kahveye mütekait memurlar devam eder. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

[zamir]
  • Falan kimse

    Falanca geldi.


FALÇATA (Kelime Kökeni: İtalyanca falcetto)


[isim]
  • Eğri kunduracı bıçağı

FALSOLU


[sıfat]
  • Yanlış, hatalı, kusurlu

    Bu saydığım, rolün falsolu tarafları. - Reşat Nuri Güntekin

[argo]
  • Uygun ve yerinde olmayan
[spor]
  • Döne döne ve ekseninden kayarak, kavisli