DEFTERİHAKANİ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



DEFTERİHAKANİ harflerini içeren 5 harfli 208 kelime bulunuyor. 5 harfli DEFTERİHAKANİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

HEDEF17, AHFAT15, FATİH15, FAHRİ15, FAHTE15, FAKİH15, FETHA15, FETİH15, FERAH15, FERİH15, HERİF15, HAFİT15, HAFTA15, HAFİK15, HATİF15, İTHAF15, NAHİF15, NEFHA15, REFAH15, DEFNE13, DEFİN13, DATİF13, FİDAN13, FARAD13, FERDİ13, FEDAİ13, FERDA13, FERDE13, İFADE13, REDİF13, ARİFE11, AREFE11, ATFEN11, AFAKİ11, AKTİF11, ETRAF11, EFEKT11, EFKAR11, EFRAT11, FİRİK11, FİRAK11, FİTİN11, FİTNE11, FİTRE11, FİKİR11, FİKRİ11, FRENK11, FRANK11, FANTİ11, FAKAT11, FAKİR11, FANTA11, FERİK11, FENER11, FENİK11, HİDRA11, HEDER11, HEDİK11, HİNDİ11, HANDE11, İRFAN11, İNFAK11, İFRAT11, İFRİT11, İFTAR11, KADEH11, KAFİR11, KENEF11, KEFEN11, KEFİR11, KEFNE11, NİFAK11, NEFTİ11, NAFTA11, NAFİA11, NEFİR11, NEFER11, RAFİT11, REFİK11, TARAF11, TARİF11, TAFRA11, TERFİ11, AHRET9, AHENK9, HERKE9, HERİK9, HEREK9, HİTAN9, HANAK9, HANEK9, HAKAN9, HAKİR9, HARTA9, İHATA9, İHTAR9, İKRAH9, KARHA9, KAHİN9, KAHİR9, KAHTA9, KERİH9, NİKAH9, NİHAİ9, NEHİR9, NAHAK9, RAHNE9, RAHAT9, REHİN9, TARİH9, TAHİN9, TAHRA9, TENHA9, TEHİR9, ARDAK7, ANİDE7, ADETA7, AİDAT7, AKİDE7, DAKAR7, DEKAN7, DENET7, DENEK7, DEKAR7, DAİRE7, DİKTE7, DİKTA7, DİKİT7, DİKEN7, DİREN7, DİREK7, DİNEK7, DİNAR7, DERİN7, DERİK7, ERDEK7, ERDEN7, ENDER7, İRADE7, İRADİ7, İDRAK7, İDARİ7, İDARE7, KİRDE7, KREDİ7, KADAR7, KADER7, KADİR7, KADİT7, KAİDE7, KERDE7, KENDİ7, KEDER7, NAKDİ7, NADİR7, RANDA7, RENDE7, TREND7, TEDAİ7, ARENA5, ANKET5, ANTİK5, ANTRE5, ATARİ5, AKAİT5, AKTAR5, AKRAN5, ATİNA5, ERKAN5, ERKEN5, ERKİN5, ETKEN5, ETKİN5, ETNİK5, ERİKA5, EKRAN5, İRİTE5, İNKAR5, İNTAK5, İTİNA5, KARAT5, KİTİN5, KANAT5, KARNE5, KATAR5, KARNİ5, KATRE5, KERTE5, KERTİ5, KETEN5, KENAR5, KENET5, NEKRE5, NAKİT5, RAKİT5, RAKET5, REKAT5, TİRAN5, TİNER5, TRAKE5, TARAK5, TARİK5, TERKİ5, TEREK5, TEKNE5, TEKİR5, TEKİN5, TEKER5


ARENA (Kelime Kökeni: Fransızca arena)


[isim]
  • Boğa güreşi, yarış, oyun vb. gösteriler yapılan alan
[mecaz]
  • Siyasi çekişmelerin geçtiği yer

ANKET (Kelime Kökeni: Fransızca enquête)


[isim]
  • Sormaca

    Öteden beri zaman zaman yapılagelen bu anketler ne güzel anketlerdir! - Behçet Necatigil

Ata Sözleri ve Deyimler

  • anket yapmak


ANTİK (Kelime Kökeni: Fransızca antique)


[sıfat] [tarih]
  • İlk Çağdaki uygarlıklarla, özellikle eski Yunan ve Roma uygarlıkları ile ilgili olan, antika

Birleşik Kelimeler: Antik Çağ


ANTRE (Kelime Kökeni: Fransızca entrée)


[isim]
  • Giriş

    Bir müddet sonra her ikisi de büyük antreden çıkıp kaybolurlar. - Ahmet Muhip Dranas


ATARİ


[isim]
  • Bilgisayarlarda basit programlarla düzenlenmiş bir oyun türü

AKAİT (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳāʾid)


[isim] [din bilgisi]
  • Bir dinin öğrenilmesi gereken inançlarının ve tapınma kurallarının tümü

AKTAR (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṭṭār)


[isim]
  • Baharat veya güzel kokular satan kimse veya dükkân

AKRAN (Kelime Kökeni: Arapça aḳrān)


[isim]
  • Yaş, meslek, toplumsal durum vb. bakımından birbirine eşit olanlardan her biri, boydaş, böğür, taydaş, öğür

    Babası silik, adsız bir berberken çocuk bütün akranlarını çekerek dükkânını canlandırdı. - Necati Cumalı


AT


[isim]
  • Atgillerden, binme, yük çekme, taşıma vb. hizmetlerde kullanılan, tek tırnaklı hayvan, beygir, düldül

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ata arpa yiğide pilav
  • ata binen nalını, mıhını arar
  • ata binersen Allah'ı, attan inersen atı unutma
  • ata da soy gerek, ite de
  • at, adımına göre değil adamına göre yürür
  • ata dost gibi bakmalı, düşman gibi binmeli
  • ata et, ite ot vermek
  • ata eyer gerek, eyere er gerek
  • at at oluncaya kadar sahibi mat olur
  • at beslenirken kız istenirken
  • at binenin, kılıç kuşananın
  • at binicisine göre kişner
  • at bulunur meydan bulunmaz, meydan bulunur at bulunmaz
  • at çalındıktan sonra ahırın kapısını kapamak
  • at gibi
  • atı alan Üsküdar'ı geçti
  • atı atasıyla, katırı anasıyla
  • atım tepmez, itim kapmaz deme
  • atına bakan ardına bakmaz
  • atın bahtsızı arabaya düşer
  • atın dorusu, yiğidin delisi
  • atını sağlam kazığa bağlamak
  • atın ölümü arpadan olsun
  • atın ürkeği, yiğidin korkağı
  • atın varken yol tanı, ağan varken el tanı
  • at ile avrat yiğidin bahtına
  • at izi it izine karışmak
  • at koşturacak kadar
  • at koşturmak
  • atla arpayı dövüştürmek (veya dalaştırmak)
  • atla deve değil
  • atlarını itlerini nallamak
  • atlar nallanırken kurbağalar ayak uzatmaz
  • atlar tepişir, arada eşekler ezilir
  • at nalı kadar
  • at olur, meydan olmaz (veya bulunmaz), meydan olur (veya bulunur), at olmaz (veya bulunmaz)
  • at oynatmak
  • at ölür, itlere bayram olur
  • at ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır
  • at pazarında eşek osurtmuyoruz!
  • atta, avratta uğur vardır
  • attan düşene yorgan döşek, eşekten düşene kazma kürek
  • attan inip eşeğe binmek
  • at var, meydan yok
  • at yedi günde, it yediği günde
  • at yiğidin yoldaşıdır

Birleşik Kelimeler: at arabası, at bakıcısı, atbalığı, atbaşı, at cambazı, at donu, at gözlüğü, at gözlüklü, at hırsızı, at kestanesi, atkuyruğu, at meydanı, at sineği, banko at, çıplak at, binek atı, denizatı, Flaman atı, koşu atı, koşum atı, yarış atı

[kimya]
  • Astatin elementinin simgesi

ERKÂN (Kelime Kökeni: Arapça erkān)


[isim]
  • Bir topluluğun ileri gelenleri, büyükler, üstler

    Yüksek sınıf mahalle erkânını da konaklarına uğrayıp meseleden haberdar eder. - Refik Halit Karay

[askerlik]
  • General veya amiral aşamasındaki askerler

Ata Sözleri ve Deyimler

  • erkân göstermek

Birleşik Kelimeler: erkânıharbiyeiumumiye, erkânıharp, erkân kürkü, erkân minderi, adap erkân, yol erkân, hükûmet erkânı, çarıklı erkânıharp


ERKEN


[zarf]
  • Vaktinden önce, alışılan zamandan önce, er, geç karşıtı

    Sakın geç kalma, erken gel. - Ahmet Rasim

Ata Sözleri ve Deyimler

  • erken kalkan yol alır, er evlenen döl alır
  • erken kalktım işime, şeker kattım aşıma

Birleşik Kelimeler: erken bahar, erken boşalma, erken bunama, erkendoğan, erken tanı, erken uyarı


ERKİN


[sıfat]
  • Hiçbir şarta bağlı olmayan, istediği gibi davranabilen, serbest

ETKEN


[isim]
  • Etki eden şey, faktör

    Bu sanatçıların çoğunun başarısında dış ülkelerde edindikleri sahne görgü ve kültürü etken olmuştur. - Metin And

[kimya]
  • Bir madde üzerinde belli bir değişiklik yapan şey, müessir
[dil bilgisi]
  • Doğrudan doğruya öznenin yaptığı işi anlatan, öznesi belli olan fiil, etken fiil, aktif, aktif fiil, malum, edilgen karşıtı

    Kırmak, bilmek etken fiillerdir.

Birleşik Kelimeler: etken fiil, etken madde


ETKİN


[sıfat]
  • Hareketli, işleyen, çalışan, faal, aktif, dinamik
[felsefe]
  • Fiilde bulunan, etkinlik gösteren, edilgin karşıtı
[kimya]
  • Kimyasal tepkimelere katılma yatkınlığı gösteren (molekül, atom)

Birleşik Kelimeler: etkin okul, etkin öğretim, aşırı etkin, ışın etkin


ETNİK (Kelime Kökeni: Fransızca ethnique)


[sıfat] [toplum bilimi]
  • Kavimle ilgili, budunsal, kavmî