COŞTURULMA Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



COŞTURULMA harflerini içeren 5 harfli 25 kelime bulunuyor. 5 harfli COŞTURULMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Coşturulma ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Coşturulma olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

COŞMA13, ŞORCA12, MUŞTU11, MUŞLU11, MUCUR11, MAOCU11, OCUMA11, OLMUŞ11, CORUM11, MUŞTA10, RUMCA10, TURŞU10, MUTLU8, OLURU8, TORUM8, TULUM8, ULUMA8, ARMUT7, MURAT7, MORAL7, MARUL7, ORTAM7, TOMAR7, TORUL7, LORTA6


LORTA (Kelime Kökeni: İtalyanca lorta)


[isim]
  • Ayakkabı kalıbının çapı

    Baş lorta. Orta lorta. Aşağı lorta.


ARMUT (Kelime Kökeni: Farsça emrūd)


[isim] [bitki bilimi]
  • Gülgillerden, çiçekleri beyaz, Türkiye'nin her yerinde yetişen bir ağaç (Pirus communis)
[bitki bilimi]
  • Bu ağacın tatlı ve sulu, yumuşak, ufak çekirdekli meyvesi

    Tavanda hevenk hevenk üzümler, elmalar, armutlar, ayvalar sarkıyordu. - Sait Faik Abasıyanık

[sıfat] [argo]
  • Çok bön, çok aptal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • armudun iyisini (dağda) ayılar yer
  • armudun önü, kirazın sonu
  • armudun sapı var, üzümün (veya kirazın) çöpü var demek
  • armudu soy ye, elmayı say ye
  • armut dalının dibine düşer
  • armut gibi
  • armut piş ağzıma düş!

Birleşik Kelimeler: armut hoşafı, armut kabağı, armut kompostosu, armut kurusu, armut top, akça armudu, Amerikan armudu, bey armudu, çakal armudu, dağ armudu, deveci armudu, Hint armudu, Japon armudu, yaban armudu


MURAT (Kelime Kökeni: Arapça murād)


[isim]
  • İstek, dilek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • murada (veya muradına) ermek
  • muradı gözünde kalmak
  • murat almak
  • murat etmek


MORAL (Kelime Kökeni: Fransızca morale)


[isim]
  • Bir insanın ruhsal gücü, manevi güç, maneviyat

    Morali bozuk bir insan.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • moral bulmak
  • morali bozulmak
  • moralini bozmak
  • moral vermek

Birleşik Kelimeler: moral çöküntüsü, moral eğitimi, moral eğitim merkezi


MARUL (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [bitki bilimi]
  • Birleşikgillerden, geniş ve uzun olan yeşil yaprakları taze olarak yenilen bir bitki (Lactuca sativa)

    Anası mutfakta bir tabağa marul doğruyor. - Yusuf Atılgan

Birleşik Kelimeler: acı marul, kıvırcık marul, yabani marul, deniz marulu, eşek marulu, yağ marulu


ORTAM


[isim]
  • Canlı bir varlığın içinde bulunduğu doğal veya maddi şartların bütünü

    Şu dehşet ortamının altında koskoca bir yalnızlar dünyası yatıyor. - Adalet Ağaoğlu

[mecaz]
  • Bir kimsenin veya bir insan topluluğunun yaşayışını etkileyen ruhsal, toplumsal ve kültürel etkilerin bütünü

    Sanat ortamı. Çalışma ortamı.

[ruh bilimi]
  • Nesnel ve toplumsal yönlerle bazen kişinin iç dünyasını da kapsayan yakın çevre, vasat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ortama ayak uydurmak
  • ortama uymak
  • ortam yaratmak

Birleşik Kelimeler: çoklu ortam, ekolojik ortam, iletişim ortamı, kültür ortamı, veri ortamı


TOMAR (Kelime Kökeni: Arapça ṭūmār)


[isim]
  • Dürülerek boru biçimi verilmiş deriler veya kâğıtlar
[askerlik]
  • Topun içini silmekte kullanılan, ucu fırçalı çubuk

Birleşik Kelimeler: tomar tomar, bir tomar


TORUL


[isim]
  • Gümüşhane iline bağlı ilçelerden biri

MUTLU


[sıfat]
  • Mutluluğa erişmiş olan, ongun(I), saadetli, bahtiyar, berhudar, mesut

    Beni orada sıcak bir yuva, huzurlu konuklar, mutlu bir kadın bekliyor. - Reha Mağden

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mutlu etmek (veya kılmak)
  • mutlu olmak


OLURU


[isim]
  • Pazarlıkta olabilecek en düşük fiyat

TORUM


[isim] [halk ağzında]
  • Deve yavrusu

TULUM


[isim]
  • Bazı yiyecek ve içecekler için koruyucu kap olarak kullanılan, önü yarılmadan bütün olarak yüzülmüş hayvan derisi
[sıfat] [mecaz]
  • Şişman, tombul

    Bir şeyim yok doktor, bu yaşta annem gibi tulum olacak değilim ya! - Halide Edip Adıvar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tulum çıkarmak
  • tulum çıkmak
  • tulum gibi

Birleşik Kelimeler: tulum peyniri, uyku tulumu, yağ tulumu


ULUMA


[isim]
  • Ulumak işi

    Çılgın gözlerini haddinden fazla açarak uzun uzun bir havlama, bir ulumadır tutturmuş. - Abdülhak Şinasi Hisar


MUŞTA (Kelime Kökeni: Farsça muşte)


[isim]
  • Karşısındakine vurmak için özel olarak açılmış deliklerine parmakların geçirilmesi ile kullanılan demir parçası

RUMCA


[isim]
  • Rumların kullandığı, yeni Yunancanın bir lehçesi
[sıfat]
  • Bu dille yazılmış olan