BRAHMANİZM ile Oluşan Kelimeler (BRAHMANİZM Kelime Türetme)



BRAHMANİZM harflerinden oluşan 183 kelime bulunuyor. BRAHMANİZM kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Brahmanizm kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

10 Harfli Kelimeler

BRAHMANİZM21

7 Harfli Kelimeler

BRAHMAN14, HAZİRAN14, HARMANİ12, RAHMANİ12

6 Harfli Kelimeler

MAHZAR14, MAZHAR14, BRAHMA13, HAZARİ13, ZİNHAR13, HARABİ12, MİHMAN12, HARAMİ11, HARMAN11, RAHMAN11, MİZANA10, MARAZİ10, ARZANİ9, BİAMAN9, NAZARİ9, MARİNA7

5 Harfli Kelimeler

MİZAH13, AHRAZ12, HAZAN12, HAZAR12, HAZİN12, HİZAN12, İZHAR12, İHRAZ12, İHZAR12, ZAHİR12, BAHAİ11, BAHRİ11, BAHİR11, BAHAR11, HAMAM11, HARBİ11, İHBAR11, BİZAR10, BİRAZ10, BANAZ10
Tümünü Gör

4 Harfli Kelimeler

AHİZ11, HAZA11, HİZA11, HAİZ11, İZAH11, BRİZ9, BAZA9, HAMİ9, İMHA9, İHAM9, MİHR9, AZİM8, AZMA8, AHAR8, AHİR8, HAİN8, HANİ8, HARA8, İNHA8, İMZA8
Tümünü Gör

3 Harfli Kelimeler

HAZ10, HAB9, BİZ8, BAZ8, HAM8, AHA7, AHİ7, HİN7, HAR7, HAN7, ZAM7, ARZ6, AZA6, NAZ6, ZİR6, ZAR6, ZAN6, ABA5, ABİ5, BİR5
Tümünü Gör

2 Harfli Kelimeler

AH6, HA6, AZ5, İZ5, AB4, AM3, İM3, Mİ3, MA3, AR2, AN2, İN2, RA2


AR (Kelime Kökeni: Fransızca are)


[isim]
  • 100 m² değerinde yüzey ölçü birimi

    Bir ar, kenarı on metre olan bir karenin alanıdır.

[isim]
  • Utanma, utanç duyma

    Kınamazlar güzel sevse yiğidi / Güzel sevmek koç yiğide ar değil - Karacaoğlan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ar damarı çatlamış
  • ar dünyası değil kâr dünyası
  • ar etmek
  • arına dokunmak
  • ar namus tertemiz
  • ar ve hayâ perdesi yırtılmak
  • ar yılı değil, kâr yılı

Birleşik Kelimeler: ar belası

[kimya]
  • Argon elementinin simgesi

AN (Kelime Kökeni: Arapça ān)


[isim]
  • Zamanın bölünemeyecek kadar kısa olan parçası, lahza, dakika

    Zira göçebelerin hayatı her an yardımlaşmalarını gerektirir. - Cemil Meriç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • anı anına uymamak
  • an meselesi

Birleşik Kelimeler: anbean, bir an, eş anlı

[isim] [halk ağzında]
  • İki tarla arasındaki sınır
[isim]
  • Zihin

    An bulanıklığı. An yorgunluğu.


İN


[isim]
  • Yaban hayvanlarının kendilerine yuva edindikleri kovuk

Ata Sözleri ve Deyimler

  • in gibi

[isim]
  • İnsan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • in cin
  • in cin top oynamak
  • in cin yok
  • in misin, cin misin


RA


[kimya]
  • Radyum elementinin simgesi

AM


[isim] [kaba konuşmada]
  • Dişilik organı
[kimya]
  • Amerikyum elementinin simgesi

İM


[isim]
  • İşaret

Birleşik Kelimeler: im bilimi, çizgi im, kesme imi


Mİ (Kelime Kökeni: İtalyanca mi)


[isim] [müzik]
  • Gam dizisinde re ile fa arasındaki ses ve bu sesi gösteren nota işareti

AB (Kelime Kökeni: Farsça āb)


[isim] [eskimiş]
  • Su

Birleşik Kelimeler: abıhayat, abıkevser, abuhava


ABA


[isim] [halk ağzında]
  • Abla
[isim]
  • Yünün dövülmesiyle yapılan kalın ve kaba kumaş
[sıfat]
  • Bu kumaştan yapılan
[eskimiş]
  • Bu kumaştan yapılan ve dervişlerce giyilen hırka

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aba altında er yatar
  • aba altından sopa (veya değnek) göstermek
  • aba gibi
  • abanın kadri yağmurda bilinir
  • aba vakti yaba, yaba vakti aba
  • abayı sermek
  • abayı yakmak

Birleşik Kelimeler: aba güreşi


ABİ


[isim]
  • 343 ağabey

BİR


[isim]
  • Sayıların ilki
[sıfat]
  • Aynı, benzer

    Beni daim şen gören safdiller öyle sansın / Ne bilsinler ki onlar bence birdir elem, haz - Enis Behiç Koryürek

[sıfat]
  • Beraber

    Hep biriz, ayrılmayız.

[sıfat]
  • Bu sayı kadar olan

    Bir kalem.

[sıfat]
  • Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı)

    Aydınlık bir odada, iki duvarın kesiştiği köşede zayıf, yaşlı bir adam yatıyordu. - Ayla Kutlu

[sıfat]
  • Tek

    Allah tektir ve birdir, amenna! - Ahmet Kabaklı

[sıfat]
  • Eş, aynı, bir boyda

    Bu kalemlerin ikisi birdir, hangisini isterseniz alınız.

[sıfat]
  • Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek

    Bizim kesemiz birdir.

[sıfat]
  • Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer
[zarf]
  • Bir kez

    Bir ona, bir sana, bir de bana baktı.

[zarf]
  • Sadece

    Her şey bitti, bir bu kaldı.

[zarf]
  • Ancak, yalnız

    Bunu bir sen yapabilirsin.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... bir hâl almak (hâle girmek)
  • bir ... bir (veya bir de)
  • bir abam (postum) var atarım, nerede olsam yatarım
  • bir adama kırk gün ne dersen o olur
  • bir ağaçta gül de biter diken de
  • bir ağızdan çıkıp bin dile yayılır
  • bir anaya bir kız, bir kafaya bir göz
  • bir arpa boyu (gitmek veya yol almak)
  • bir aşağı bir yukarı
  • bir atımlık barutu olmak (veya kalmak)
  • bir ayağı çukurda olmak
  • bir ayak üstünde bin yalan söylemek
  • bir ayak üstünde kırk yalanın belini bükmek
  • bir baba dokuz evladı besler, dokuz evlat bir babayı beslemez
  • bir baltaya sap olamamak
  • bir bardak suda fırtına koparmak
  • bir başa bir göz yeter
  • bir başka (olmak)
  • bir baştan (veya uçtan) bir başa (veya uca)
  • bir ben, bir de Allah bilir
  • bir biçimine getirmek
  • bir boka yaramamak
  • bir bu eksikti
  • bir çatı altında (olmak veya bulunmak)
  • bir çekirdek geri kalmamak
  • bir çiçekle bahar (veya yaz) olmaz
  • bir çöplükte iki horoz ötmez
  • bir çuval inciri berbat etmek
  • bir dalda durmamak
  • bir de
  • bir dediği bir dediğini tutmamak
  • bir dediği iki olmamak
  • bir dediğini iki etmemek
  • bir deli kuyuya bir taş atar, kırk akıllı çıkaramazmış
  • bir deri bir kemik (kalmak)
  • bir dikili ağacı olmamak
  • bir dikiş kaldı
  • bir dokun bin ah işit (veya dinle) (kâseifağfurdan)
  • bir don bir gömlek
  • bir dostluk kaldı!
  • bir dönüm güzlük on dönüm yazlığa bedeldir
  • bir dudağı yerde bir dudağı gökte
  • bir düşüncedir (veya düşünce) almak
  • bire ... vermek
  • bire beş katmak
  • bire bin katmak
  • bir el bir eli yıkar, iki el bir yüzü yıkar
  • bir elini bırakıp ötekini öpmek
  • bir elinin verdiğini öbür elin görmesin
  • bir elin nesi var, iki elin sesi var
  • bir elin sesi çıkmaz
  • bir eli yağda bir eli balda (olmak)
  • bir elle verdiğini öbür elle almak
  • bir elmanın yarısı o, yarısı bu
  • bir fende kazık kakmak (veya çakmak)
  • bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır
  • bir fit bin büyü yerine geçer
  • bir gömlek aşağı
  • bir gömlek fazla eskitmiş olmak
  • bir görüş bir kör biliş
  • bir göz ağlarken öbür göz gülmez
  • bir göz gülmek
  • bir günden bir güne
  • bir günlük beylik beyliktir
  • bir hâl olmak
  • bir hizaya gelmek
  • biri bilmeyen bini hiç bilmez
  • bir içim su (gibi olmak)
  • bir iğne bir iplik olmak
  • bir ilke imza atmak
  • bir inat, bir murat
  • bir işaretine bakmak
  • bir işi başından kesmek
  • bir iş olmak
  • bir iştir oldu
  • bir kafada olmak
  • bir kapıya çıkmak
  • bir karıyla bir koca, dırdır eder her gece
  • bir kaşık suda boğmak
  • bir kazanda kaynamak
  • bir kenara atılmak
  • bir kenarda durmak
  • bir kıza dünür düşmek
  • bir kızı bin kişi ister, bir kişi alır
  • bir kolayını aramak
  • bir kolayını bulmak
  • bir kol çengi
  • bir koltuğa iki karpuz sığmaz
  • bir korkak bir orduyu bozar
  • bir koyundan iki post çıkarmak
  • bir Köroğlu, bir Ayvaz
  • bir köşeye atılmak
  • bir köşeye atmak
  • bir köşeye çekilmek
  • bir köşeye koymak
  • bir köşeye oturmak
  • bir köşeye sinmek
  • bir kötünün yedi mahalleye zararı vardır (veya dokunur)
  • bir kulağından girip öbür kulağından çıkmak
  • bir kurşun atımı
  • bir mıh bir nal kurtarır, bir nal bir at kurtarır
  • bir mum al da derdine yan
  • bir noktaya kadar
  • bir o kadar
  • bir olmak
  • bir olmak
  • bir o yana, bir bu yana
  • bir papel (veya pul) etmemek
  • bir pula satmak
  • bir selam bin hatır yapar
  • bir sıçrarsın çekirge, iki sıçrarsın çekirge, sonunda yakalanırsın çekirge (veya üçüncüsünde avucuma düşersin çekirge)
  • bir sıkımlık canı olmak
  • bir söylemek pir söylemek
  • bir söyle on dinle
  • bir sözünü (veya dediğini) iki etmemek
  • bir sürçen atın başı kesilmez
  • bir şey (veya şeyler) olmak
  • bir şey anlamamak
  • bir şeye benzememek
  • bir şeyler, bir şeyler
  • bir şey sanmak
  • bir şey söylemek
  • bir şey yapmak
  • bir tanem
  • bir tarafa bırakmak (veya koymak)
  • bir tarakta bezi olmamak
  • bir taşla iki kuş vurmak
  • bir tat, bin feryat
  • bir tek
  • bir tek atmak
  • bir tepe yıkılır, bir dere dolar
  • bir torba kemik
  • bir tuhaflığı olmak
  • bir tutmak (veya görmek)
  • bir varmış bir yokmuş
  • bir yakadan baş çıkarmak
  • bir yastığa baş koymak
  • bir yastıkta kocamak
  • bir yaşına daha girmek
  • bir yemem diyenden kork, bir oturmam diyenden
  • bir yere kadar
  • bir yiyip bin şükretmek
  • bir yol tutturmak
  • bir yolunu bulmak

Birleşik Kelimeler: bir ağızdan, bir alay, bir âlem, bir an, bir anlamda, bir anlık, bir ara, bir aralık, bir araba, bir arada, bir atımlık, bir avuç, bir ayak evvel, bir ayak önce, biraz, bir bakıma, bir başına, bir başkası, bir bir, bir boy, bir çenekliler, bir çenetli, bir çırpıda, bir çift, bir çuval dolusu, bir daha, bir damla, bir defa, bir defacık, bir derece, bir diğeri, bir dikişte, bir dirhem, bir dizi, bir dolu, bir düzine, bir düziye, bir evcikli, bir gıdım, bir gözeli, bir gün evvel, bir gün önce, bir güzel, bir hamlede, bir hayli, bir hoş, bir hücreli, bir iki, birkaç, bir kalem, bir karar, bir karış, bir kere, bir koşu, bir küme, bir lahza, bir lokma, bir milyonluk, bir müddet, bir nebze, bir nefes, bir nevi, bir nice, bir numara, bir ölçüde, bir örnek, bir paralık, bir parça, bir parmak, bir sıra, bir solukta, bir süre, bir sürü, bir tabur, bir tahtada, birtakım, bir tane, bir temiz, bir terimli, bir tomar, bir tuhaf, bir tutam, bir türlü, bir vakitler, bir yana, bir yanda, bir yandan, bir yığın, bir yol, bir yudum, bir zahmet, bir zaman, birdenbire, birdirbir, birebir, bire bir, bire bir eşleme, ağzı bir, arada bir, ayda yılda bir, beş bir, binbir, binde bir, bire bir, daha bir, dört bir, elde bir, ellibir, hangi bir, hep bir ağızdan, her bir, herhangi bir, hiçbir, iki bir, ikide bir, kapı bir komşu, kırkyılda bir, nisan bir, nisan bir şakası, onbiraylık, şöyle bir, üç bir, yirmibir, ikide birde, başka biri, hiçbiri


AZ


[sıfat]
  • Nicelik, nitelik, güç, süre, sayı bakımından eksik, çok karşıtı

    Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

[zarf]
  • Alışılmış olandan, umulandan veya gerekenden eksik olarak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aza çoğa bakmamak
  • aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz
  • aza sormuşlar: "nereye?", "çoğun yanına" demiş
  • az ateş çok odunu yakar
  • az bulmak
  • az buz olmamak
  • az değil
  • az gelmek
  • az görmek
  • az günün adamı olmamak
  • azı çoğa saymak (veya tutmak)
  • az kaldı (veya kalsın)
  • az kaz, uz kaz, boyunca kaz
  • az olsun, uz olsun
  • az söyle, çok dinle
  • az tamah çok ziyan getirir
  • az veren candan, çok veren maldan
  • az yiyen çok uyur, çok yiyen güç uyur

Birleşik Kelimeler: az az, az alıcı, az buçuk, az çok, az daha, azel, az gelişmiş, az sonra, en az, azar azar, en azından

[eskimiş] [kimya]
  • Azot elementinin simgesi

İZ


[isim]
  • Bir şeyin geçtiği veya önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet, emare

    Nihayet bir dönemeçte izlerin sahibini gördüm. - Sait Faik Abasıyanık

[matematik]
  • Bir düzlemin başka bir düzlemle veya bir doğru ile kesişmesinden doğan ara kesit

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iz bırakmak
  • izi belirsiz olmak
  • izinden yürümek
  • izine basmak
  • izine dönmek
  • izine düşmek
  • izine uymak
  • izini düşürmek
  • izini kaybetmek
  • izi silinmek
  • iz sürmek

Birleşik Kelimeler: iz düşümü, ayak izi, parmak izi


ARZ (Kelime Kökeni: Arapça ʿarż)


[isim]
  • Sunma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arz etmek

Birleşik Kelimeler: arzıendam, arz odası, arz talep, arzuhâl, para arzı

[isim] [eskimiş]
  • En, genişlik
[isim] [eskimiş]
  • Yer, yeryüzü

    Büzülüp kaldığım köşede sabahın bir an evvel olmasını, güneşin bir saat evvel arza inmesini bekliyorum. - Etem İzzet Benice

Birleşik Kelimeler: arz cazibesi, arz dairesi, arz derecesi


AZA (Kelime Kökeni: Arapça aʿżā)


[isim]
  • Üye

    Komşu gencine yüz vermemiş, çocuklu bir mahkeme azasıyla evlenmişti. - Reşat Nuri Güntekin

Birleşik Kelimeler: murahhas aza