[isim]

[din bilgisi]

• Eş koşma

Ata Sözleri ve Deyimler

• şirk koşmak

[isim]

• Gümüşhane iline bağlı ilçelerden biri

[sıfat]

• Sevimli, cana yakın, tatlı, hoş

  Gözlerin, dişlerin ve ak gerdanınla / Ne şirin komşumuzdun sen Fahriye Abla - Ahmet Muhip Dranas

[sıfat]

• Kavga çıkarmaktan hoşlanan, edepsiz (kimse)

  Melek kadar masum / Yok canım şeytan kadar şirret - Behçet Necatigil

[isim]

[ticaret]

• Ortaklık

  İtalya'da büyük bir şirketin acentesiyim ben. - Reşat Enis

[isim]

• Şirin olma durumu, sevimlilik

  Şık, şatafatlı görünen kıyafetleri, onları güzelliğin, şirinliğin ve cazipliğin birer timsali gibi gösteriyordu. - Osman Cemal Kaygılı

[isim]

[eskimiş]

• Atardamar

[isim]

[hayvan bilimi]

• Geviş getiren hayvanlarda, çiğnenmiş besinin bir kez daha mide sularıyla sindirildiği, dört bölümlü midenin dördüncü bölümü

[isim]

• Şirret olma durumu, yaygaracılık

• Şirretçe davranış

  Annesinin şirretliğinden, mesele çıkarması ihtimalinden ürkerek ona bir şey söylemiyordu. - Halide Edip Adıvar

Ata Sözleri ve Deyimler

• şirretlik etmek

[isim]

• Ciltçilikte, kitap yapraklarını düzgün tutmaya yarayan ince örülmüş şerit

[spor]

• Pehlivan kispetinin paçası

Ata Sözleri ve Deyimler

• şirazeden çıkmak

[zarf]

• Şirret bir biçimde

  Niye oturaktan kalktın Allah'ın cezası, diye onu şirretçe payladı. - Sulhi Dölek

[isim]

• Siirt iline bağlı ilçelerden biri

[isim]

• Şirretleşmek işi

[isim]

• Şirketleşmek işi

[isim]

[eskimiş]

[tıp]

• Deri altı hücre dokusunun ve yağ bezlerinin iltihaplanmasından oluşan, genişlediğinde çok tehlikeli olabilen, stafilokokların sebep olduğu bir kan çıbanı, kızılyara, aslanpençesi

  Araya taraya gördüğünüz küçük bir sivilceye şirpençe adını takmışsınız. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu