Işık ile Biten Kelimeler

IŞIK ile biten 27 kelime bulunuyor. Sonu IŞIK olan kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Işık kelimesinin anlamı nedir? Işık ile başlayan kelimeler. İçinde ışık olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

12 Harfli Kelimeler

KARMAKARIŞIK18

9 Harfli Kelimeler

DAYANIŞIK18

7 Harfli Kelimeler

YIĞIŞIK22, BAĞIŞIK21, YIVIŞIK21, SIVIŞIK20, YAPIŞIK18, KIPIŞIK17, KIZIŞIK16, ÇAKIŞIK15, ÇATIŞIK15, YILIŞIK15, ARDIŞIK14, AYRIŞIK14, BARIŞIK14, DANIŞIK14, SIKIŞIK14, YAKIŞIK14, KIRIŞIK13, TIKIŞIK13, KARIŞIK12, KATIŞIK12
Tümünü Gör

6 Harfli Kelimeler

APIŞIK15, ALIŞIK11

5 Harfli Kelimeler

DIŞIK12

4 Harfli Kelimeler

IŞIK9

IŞIK

[isim]

  • Cisimleri görmeyi, renkleri ayırt etmeyi sağlayan fiziksel enerji, erke, ziya, nur, şavk

    Okuyabilmek için kapıdaki ışık yeterli değildi. - Halide Edip Adıvar

  • Bir yeri aydınlatmaya yarayan araç

    Bir gece yatmışken kalktı, bitişik odaya girdi, ışığı yaktı. - Yusuf Atılgan

  • Aydınlanmak için kullanılan elektrik

    Apartmandaki dairelerin ışıkları kapalı, herkes mışıl mışıl uyuyor olmalı. - Ahmet Ümit

[mecaz]

  • Mutluluk, sevinç veya zekâdan doğan, özellikle yüzde ve gözlerde beliren parıltı

    Bütün gözlerden manalı ışıklar sıçrıyordu. - Peyami Safa

[mecaz]

  • Yol gösteren, aydınlatan kimse, düşünce, eser vb

    Sevgili Behçet Necatigil şiirimizin vazgeçilmez ışıklarından biri olarak ayrıldı aramızdan. - Necati Cumalı

[fizik]

  • Yüksek derecede ısıtılan cisimlerin veya çeşitli enerji biçimleriyle uyarılan cisimlerin gaz ışı yaydığı gözle görülen ışıma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ışığı altında
  • ışık almak
  • ışık tutmak

Birleşik Kelimeler: ışık akısı, ışık aylası, ışık aynası, ışık bacası, ışık çanağı, ışık değneği, ışık eğrisi, ışık göçüm, ışık gölge, ışık hızı, ışık ışını, ışıkkesen, ışık kirliliği, ışık korkusu, ışık küre, ışıkölçer, ışık ölçümü, ışık yılı, ışık yuvarı, ışığa doğrulum, ışığa göçüm, dağınık ışık, yeşil ışık, ay ışığı, burçlar ışığı, buz ışığı, gün ışığı, güven ışığı, projektör ışığı, umut ışığı

ALIŞIK

[sıfat]

  • Herhangi bir duruma alışmış olan

    Onun böyle durmasına alışık değilim. - Adalet Ağaoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alışık olmak

KARIŞIK

[sıfat]

  • Ayrı nitelikteki şeylerden oluşmuş

    Karışık salata.

  • Düzensiz, dağınık, intizamsız
  • Karışmış

    Ağzından kanla karışık diş parçalarını, onu yumruklayanların suratlarına tükürdü. - Halikarnas Balıkçısı

  • Saf olmayan, mağşuş

    Karışık süt.

  • Çalkantı, kargaşa, gerginlik içinde olan

    Bana ne, bu bir yığın ne olduğunu anlamadığım, karışık, dolambaçlı işten! - Necati Cumalı

  • Anlaşılması güç olan, açık seçik olmayan, çapraşık

    Tuhaf şey! Hakikaten karışık bir kadın. - Peyami Safa

[mecaz]

  • Dolu

    Serin rüzgârlarını deniz kesti keseli /Tıkıyor göğüsleri kum karışık sam yeli - Faruk Nafiz Çamlıbel

[halk ağzında]

  • Halk inancına göre cin ve perilerle ilişkisi olan

Birleşik Kelimeler: karmakarışık

KATIŞIK

[sıfat]

  • İçine başka şeyler karışmış olan, karışık, karma, mahlut

DIŞIK

[isim]

[kimya]

  • Cüruf

KIRIŞIK

[sıfat]

  • Kırışmış olan

    Söz tiyatroya gelince bu yaşlı sanatkârın kırışık yüzü birdenbire canlandı. - Peyami Safa

[isim]

  • Kırışmış yer, kırışıklık

[isim]

  • Deride esnekliğin kaybolmasından oluşan kıvrım

    Ve aynaya akseden alın kırışığında / Ölümü hatırlarız solgun mum ışığında - Halit Fahri Ozansoy

TIKIŞIK

[sıfat]

  • Tıkışmış olan

ARDIŞIK

[sıfat]

  • Birbiri ardından gelen, mütevali

Birleşik Kelimeler: ardışık devre, ardışık görüntü, ardışık olgular, ardışık sayılar

AYRIŞIK

[sıfat]

  • Ayrışmış olan
  • Ayrı türden, çeşit çeşit, muhtelif, heterojen

[kimya]

  • Birbirlerine çok fazla benzer özellikler taşımayan parça veya birimlerden oluşan bütün veya topluluk, ayrı cinsten, heterojen

BARIŞIK

[sıfat]

  • Başkası ile barış durumunda bulunan, dargın veya düşman olmayan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • barışık olmak

DANIŞIK

[isim]

  • Olmayan bir durumu varmış gibi göstermek veya olduğundan başka anlatmak için önceden yapılan anlaşma, muvazaa

SIKIŞIK

[sıfat]

  • Sıkışmış bir durumda olan

    Size bu kadar ücreti niye ödemekteyiz, böyle sıkışık anlarımızda? - Attila İlhan

YAKIŞIK

[isim]

  • Uygunluk, yaraşma
  • Yakışıklı delikanlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yakışık almamak

ÇAKIŞIK

[sıfat]

[matematik]

  • Çakışmış olan

    Çakışık üçgenler.

ÇATIŞIK

[sıfat]

  • Çelişkili

    Bu soru üzerine bir sürü çatışık düşünceler ileri sürüldü.