Irmak ile Biten 8 Harfli Kelimeler

IRMAK ile biten 8 harfli 24 kelime bulunuyor. Sonu IRMAK olan 8 karekterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Irmak ile başlayan 8 harfli kelimeler. İçinde Irmak olan 8 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ÇIĞIRMAK21, ÇAĞIRMAK20, AĞDIRMAK19, BAĞIRMAK19, KIVIRMAK17, ŞAŞIRMAK16, AZDIRMAK15, IHTIRMAK15, SIZIRMAK15, SIYIRMAK14, AŞTIRMAK13, AÇTIRMAK13, KAÇIRMAK13, TAŞIRMAK13, ANDIRMAK12, ALDIRMAK12, BATIRMAK12, KAYIRMAK12, YATIRMAK12, ASTIRMAK11, AKSIRMAK11, ARTIRMAK10, ATTIRMAK10, KANIRMAK10

ARTIRMAK

[-i]

  • Artmasını sağlamak, çoğaltmak

    Bu sıcak ve içten ses Fikret'i hayata bağlıyor, yaşama sevincini artırıyordu. - Reşat Enis

  • Bir malı başka alıcıların verdiği fiyattan daha yüksek bir fiyatla almak istemek
  • Tutumlu davranıp biriktirmek, tasarruf etmek

[mecaz]

  • Herhangi bir davranışta ileri gitmek

    Sen edepsizliği adamakıllı artırdın.

ATTIRMAK

[-i]

[-den]

  • Atma işini yaptırmak

    Osman, babamı zindana attırmış ve ihtiyarın orada ölmesine sebep olmuştu. - Necip Fazıl Kısakürek

KANIRMAK

[-i]

  • Bir şeyi eğip zorlayarak yerinden çıkarmak veya çıkarmaya çalışmak

    Ağacın dalını kanırmak.

    Çiviyi kanırmak.

ASTIRMAK

[-e]

[-i]

  • Asma işini yaptırmak

    Yıkanan çamaşırları evin arkasında, uzak bir yere astırıyorum. - Aka Gündüz

AKSIRMAK

[nesnesiz]

  • Burun zarlarının gıcıklanması ile solunum kaslarının birdenbire kasılması üzerine, ağız ve burundan hızlı, gürültülü soluk boşaltmak, hapşırmak

    Açığa aksır, mikropları üstümüze savurma. - Burhan Felek

ANDIRMAK

[-i]

  • Benzer yanları bulunmak, çağrıştırmak

    Şiirde gazete havadisini andıran bir mısra da bulunabilir. - Asaf Halet Çelebi

ALDIRMAK

[nesnesiz]

  • Alma işini yaptırmak

    Söyledim, söyledim, bir urgan aldıramadım. - Necati Cumalı

[-e]

[-i]

  • Getirtmek

    Ne yaptı yaptı, nişanlısını oraya aldırdı. - Cahit Uçuk

  • Vücuttan herhangi bir parçayı veya organı sağlık sebebiyle çıkarttırmak

    Bademcik aldırmak. Çocuk aldırmak.

[-den]

  • Başkasına kaptırmak

    Elimden aldırdım gül yüzlü yâri / Ben bir daha buldum ellere nispet - Emrah

[-e]

[-i]

  • Sığdırmak

    Bunca eşyayı bu küçücük eve nasıl aldırdınız.

[-e]

[mecaz]

  • Önem vermek, değer vermek

    Aldırma sen hemen çalış ki biraz / Çalışan ilerler, yerinde kalmaz - Enis Behiç Koryürek

BATIRMAK

[-e]

[-i]

  • Bir şeyin sıvı veya yumuşak bir maddenin içine gömülmesine yol açmak, batmasını sağlamak

    Yumuşak lifi alarak kurnaya batırdı. - Cahit Uçuk

[-i]

  • Bir işte kazanç sağlayamaz duruma gelmek

[-i]

  • Yitirmek

    Parasını batırdı.

[-i]

  • Bir kimseyi çekiştirip iyice kötülemek

    Böyle tükürük saçtığına bakılırsa ya politikadan konuşuyor ya birini batırıyordu. - Haldun Taner

[-i]

  • Kirletmek

    Üstünü başını batırmış.

[-i]

[mecaz]

  • Mahvetmek

    Ne saklayayım gaflet ettiğimi / Elimle batırmışım gençliğimi - Cahit Sıtkı Tarancı

KAYIRMAK

[-i]

  • Koruyarak başarısını sağlamak, elinden tutmak, himmet etmek

    Bizi kayıran, arayan yok. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Birini, başkalarının veya işin zararı pahasına tutmak

    Güzelle yüceltirim insanlığı, işim bu / Çirkini, kabayı ve hamı kayıramam ki - Ahmet Muhip Dranas

  • Birine haksız yere kolaylıklar sağlamak, iltimas etmek

YATIRMAK

[-e]

[-i]

  • Bir kimsenin bir yere yatmasını sağlamak

    Çocuğu bir kenara yatırdım ve kadını omuzlarından tutup bir taşa dayadım. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[-i]

[-de]

  • Uyutmak

    Gece beni en üst katta bir odada yatırdılar. - Ömer Seyfettin

[-i]

  • Eğmek, yatık duruma getirmek

    Yağmur ekinleri yatırdı.

[-i]

  • Konuk etmek
  • Parayı, işletmek amacıyla bir yere vermek

    Eline geçen serveti emlake yatırıyordu. - Ercüment Ekrem Talu

  • Parayı ödemek amacıyla bir kuruluşa vermek, teslim etmek

    Telefon parasını PTT'ye yatırdım.

  • Bir yiyeceği korumak veya tatlandırmak amacıyla tuz, soğan, yağ vb.nde bir süre bekletmek

    Pastırmayı çemene yatırmak.

[-i]

  • Düzeltmek, bastırmak, yassıltmak

    Kemal Rıfat avucunun içiyle saçlarını yatırıyor. - Attila İlhan

  • Harcamak

    Sınırlı hoca aylığının yarısını her ay kitaplara yatırır. - Haldun Taner

[argo]

  • Başarısızlığa uğramasına yol açmak

AŞTIRMAK

[-e]

[-i]

  • Aşma işini yaptırmak

AÇTIRMAK

[-e]

[-i]

  • Açma işini yaptırmak

    Züğürtlükten, telefonumuz kesildi mi ona bir selam yollar açtırırdık. - Yusuf Ziya Ortaç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • açtırma ağzımı
  • açtırma kutuyu, söyletme kötüyü

KAÇIRMAK

[-i]

  • Kaçmasını sağlamak veya kaçmasına imkân yaratmak
  • Bir işi belirlenen zamanda yapamamak

    Maçı kaçırdım.

[nesnesiz]

  • Zor kullanarak yanında götürmek

    Kız kaçırmak.

  • Bir daha ele geçmemek üzere yitirmek

    Fırsatı kaçırdım.

  • Yararlanamamak

    Penaltıyı kaçırdı.

  • Gitmek, kaçmak zorunda bırakmak

    Söylene söylene adamı kaçırdı.

[nesnesiz]

[-den]

  • Çalmak, kimsenin haberi olmadan götürmek, aşırmak

    İcradan eşya kaçırdılar.

[nesnesiz]

[hukuk]

  • Yasal olmayan yoldan bir ülkeye mal sokmak veya çıkarmak

    Uyuşturucu kaçırmak.

  • Ölçüyü, sınırı aşmak, fazlasına gitmek

    Kulübün yemeğinde biraz fazlaca kaçırmıştım. - Haldun Taner

[nesnesiz]

  • Sıvı, gaz vb. sızdırmak

    Çakmak, gaz kaçırıyor.

    Makine buhar kaçırıyor.

[-e]

  • İstemeyerek altını kirletmek

    Donuna kaçırmak.

[nesnesiz]

  • Delirmek

    Zavallı kaçırmış.

  • Bir araç veya aletle iş görürken aracı iyi kullanamama yüzünden kendine veya bir başkasına zarar vermek

    Usturayı elimden kaçırdım, yanağımı kestim.

[-i]

[-den]

  • Birini veya bir şeyi göstermemek

    Karısını benden kaçırıyor.

[spor]

  • Yarışan bir koşucu diğeri tarafından hızla geçilip ara açılmak

[spor]

  • Futbol veya basketbolda savunduğu oyuncuyu boş bırakmak, pas almasına fırsat vermek

TAŞIRMAK

[-i]

  • Taşmasına yol açmak

    Kınanın akşamdan yoğrulup ellere ve ayaklara taşırmadan, çizgileri aşmadan sürülmesi lazımdır. - Refik Halit Karay

Birleşik Kelimeler: aşırı taşırı

SIYIRMAK

[-i]

  • Hızla sürtünerek bir şeyin yüzünden bir parça soymak, koparmak veya üzerini hafifçe yırtmak

    Çark elini sıyırdı.

  • Sürtünerek veya çekerek bir şeyi yerinden almak, kaldırmak
  • Bir şeyin üstündeki örtüyü çekerek almak veya açmak

    Genç adam ceketini çıkardı, kolunu sıyırdı, uzattı. - Peyami Safa

  • Çekerek çıkarmak

    Kılıcını sıyırdı.

  • Kazıyarak, silerek üzerinde veya içinde hiçbir şey bırakmamak

    Tabağı sıyırmak. Eti sıyırmak.

  • Hafifçe dokunarak geçmek

    Kurşun başını sıyırıp geçti.

[mecaz]

  • Akıl sağlığını kaybetmiş olmak

[mecaz]

  • Çekip kurtarmak

    Hem o kız on gündür, yağmurlarla beraber devam eden çökkünlüğümden beni sıyırıp kurtaracak kudrette mi? - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sıyırıp çıkarmak