Üs ile Başlayan Kelimeler
ÜS ile başlayan 60 kelime bulunuyor. Başında ÜS olan kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Üs kelimesinin anlamı nedir? Üs ile biten kelimeler. İçinde üs olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
14 Harfli Kelimeler
ÜSLUPLAŞTIRMAK27
13 Harfli Kelimeler
ÜSLUPLAŞTIRMA26
11 Harfli Kelimeler
ÜSTÇAVUŞLUK28, ÜSLUPSUZLUK25, ÜSTÜPÜLEMEK23, ÜSTEĞMENLİK22, ÜSTÜNLEŞMEK20
10 Harfli Kelimeler
ÜSLUPÇULUK23, ÜSTÜPÜLEME22, ÜSTYAPISAL21, ÜSTÜNLEŞME19, ÜSTÜNSEMEK17, ÜSTENCİLİK16, ÜSTELENMEK14
9 Harfli Kelimeler
ÜSTÜNKÖRÜ22, ÜSTÜNSEME16, ÜSTLENMEK13, ÜSTELENME13, ÜSTELEMEK13
8 Harfli Kelimeler
ÜSTÇAVUŞ24, ÜSLUPSUZ21, ÜSTEĞMEN19, ÜSTÜVANE19, ÜSTÜVANİ19, ÜSTSUBAY17, ÜSTÜNLÜK15, ÜSTADANE13, ÜSTATLIK12, ÜSTELEME12, ÜSTENMEK12, ÜSTLENİM12, ÜSTLENME12, ÜSLENMEK12
7 Harfli Kelimeler
ÜSLUPÇU19,
6 Harfli Kelimeler
ÜSTÜPÜ17, ÜSTSÜZ15, ÜSTLÜK11, ÜSTÜNE11, ÜSKÜRE11, ÜSTTEN9
5 Harfli Kelimeler
ÜSKÜF16, ÜSKÜP14, ÜSLUP13, ÜSTLÜ10, ÜSTÜN10, ÜSERA8, ÜSTAT8, ÜSTEL8
4 Harfli Kelimeler
ÜSTE7
3 Harfli Kelimeler
ÜST6
2 Harfli Kelimeler
ÜS5
ÜS (Kelime Kökeni: Arapça uss)
- Bir kuvvete yükseltilmiş bir sayının üzerine yazılan ve kaçıncı kuvvete yükseltildiğini gösteren sayı: 53 anlatımında 3 rakamı üstür, 5 ise tabandır
- Kök, asıl, temel, esas
-
Bazı görevleri yürütebilmek amacıyla kurulan, özel yapıları, donatımları, atölyeleri, onarım yerleri, servis alanları olan, sürekli veya geçici olarak konaklanılan yer
Memleket sağlam bir hareket üssü hâlinde kalmalıdır. - Falih Rıfkı Atay
-
Bir askerî harekâtta birliklerin gereksinim duyduğu her türlü gerecin toplandığı, dağıtıldığı bölge
Mühimmat depolarının ve üslerin arasında, herkesin istifadesine ve zevkine açıktır. - Falih Rıfkı Atay
Birleşik Kelimeler: merkez üs, deniz üssü, hava üssü, uzay üssü
ÜST
-
Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, üzeri, fevk, alt karşıtı
Köyün üst tarafında, saman, taş ve yangın arasında, üstü sazlarla örtülmüş bir kulübenin önünde ateş yanıyor. - Halide Edip Adıvar
-
Bir şeyin görülen yanı, yüzü
Bu sefer taşın üstünden inip yere oturdu. - Memduh Şevket Esendal
- Bir şeyin dış yüzü, yüzey
-
Giyecek, giysi
O günden sonra kapıya diktiği bir bekçiye iş çıkışları işçilerin üstlerini arattı. - Lâtife Tekin
-
Birine göre yüksek aşamada olan kimse, mafevk
Sonunda, üstlerinin de onayıyla bir sınav yapmaya karar verdi. - İhsan Oktay Anar
- Vücut, beden
-
Artan, geriye kalan bölüm
Bir liranın üstü olarak uşağın getirdiği yetmiş beş kuruşu masanın üstünden kaldırmaz. - Abdülhak Şinasi Hisar
-
Birkaç şeyden birbirine göre yukarıda olan
Kadınların beni böyle göz hapsine almaları yüzünden üst düğmelerimi gevşetemiyordum. - Reşat Nuri Güntekin
-
Öte, arka
Ben onu Şehzade Camisi'nin üst yanında, sokak içi, eski ahşap bir evde tanıdım. - Yusuf Ziya Ortaç
-
Sınıflamalarda temel olarak alınan bir tipe göre ileri derecede olan
Üst makam. Üst rütbedekiler.
Ata Sözleri ve Deyimler
- üst başı
- üst çıkmak (veya gelmek)
- üste çıkmak
- üstten bakmak
- üstü kalsın
- üstüme (veya üstümüze veya üstünüze) sağlık (veya iyilik sağlık veya şifalar)
- üstünde durmak
- üstünde hakkı olmak
- üstünde kalmak
- üstündeki üstünde, başındaki başında
- üstünden (şu kadar zaman) geçmek
- üstünden akmak
- üstünden atmak
- üstünden dökülmek
- üstünden geçmek
- üstünden geçmek
- üstünden kibarlık akmak
- üstünden silindir gibi geçmek
- üstüne alınmak
- üstüne almak
- üstüne atmak
- üstüne basmak
- üstüne bir bardak (soğuk) su içmek
- üstüne bir iki güneş doğmak
- üstüne çekmek
- üstüne çullanmak
- üstüne düşmek
- üstüne fenalık gelmek
- üstüne geçirmek
- üstüne gelmek
- üstüne gitmek
- üstüne gül koklamamak
- üstüne güneş doğmamak
- üstüne kalmak
- üstüne kapanmak
- üstüne koymak
- üstüne kuma gelmek
- üstüne kuş kondurmak
- üstüne olmamak
- üstüne oturmak
- üstüne ölü toprağı serpilmiş gibi
- üstüne perde çekmek
- üstüne sevmek
- üstüne titremek
- üstüne toz kondurmamak
- üstüne tuz biber ekmek
- üstüne üstüne gitmek
- üstüne varmak
- üstüne vazife olmamak
- üstüne yaptırmak
- üstüne yatmak
- üstüne yıkılmak
- üstüne yıkmak
- üstüne yok
- üstüne yüklenmek
- üstüne yürümek
- üstünü görmek
- üstünüze afiyet (veya sağlık)
Birleşik Kelimeler: üst alize, üst baş, üst bitken, üstçavuş, üst çene, üst deri, üst diş, üst dudak, üst geçiş, üst geçit, üst güverte, üst insan, üst kat, üst katman, üst kurul, üst küme, üst perdeden, üst sınıf, üstsubay, üst tabaka, üst tarafı, üst üste, üstyapı, üstü kapalı, altüst, akşamüstü, altı üstü, arkaüstü, ayaküstü, başüstü, bayramüstü, bireyüstü, böbrek üstü bezi, deneyüstü, dizüstü, diz üstü, doğaüstü, duyuüstü, gerçeküstü, ikindiüstü, insanüstü, kalburüstü, kıçüstü, köprü üstü, lisansüstü eğitim, masaüstü, normalüstü, olağanüstü, öğleüstü, partilerüstü, rüzgârüstü, set üstü ocak, sırtüstü, suçüstü, tabiatüstü, tepe üstü, tepeüstü, yaşamüstü, yer üstü, yolüstü, yüzüstü, dumanı üstünde, buğusu üstünde, başüstüne
ÜSTE
-
`Fazladan vermek, ödemek` anlamındaki üste vermek, `fiyatı artırmak eklemek, katmak` anlamlarındaki üste vurmak deyimlerinde geçen bir söz
Üste çok şeyler vererek çalışmaya hazırdır. - Tarık Buğra
-
`Başarmak, becermek` anlamındaki üstesinden gelmek deyiminde geçen bir söz
Evelallah, sen bu işin üstesinden gelirsin. - Necati Cumalı
ÜSERA (Kelime Kökeni: Arapça userā)
-
Esirler, köleler
Bulgarlara esir düşüp fedakâr emirberi Hasan Çavuşun marifetiyle üsera karargâhından firar edişi. - Haldun Taner
ÜSTAT (Kelime Kökeni: Farsça ustād)
-
Bilim veya sanat alanında üstün bilgisi ve yeteneği olan kimse
Bir de baktık üstat muzip muzip o beyti ezberden okuyor. - Ahmet Kabaklı
-
Genellikle erkekler arasında senli benli konuşmada kullanılan bir seslenme sözü
Üstat! Nasılsınız?
ÜSTEL
- Üstü olan
ÜSTTEN
- Üstünkörü
ÜSTELİK
-
Üste verilen şey, fark
Saatimi bu kalemle değiştirdim, bin lira da üstelik aldım.
-
Güçlü, kuvvetli, sağlam
Benim sesim ondan daha üsteliktir! - Osman Cemal Kaygılı
-
Ayrıca, bir de, bundan başka
Üstelik bu sene dimağımda büyük bir yorgunluk duyuyorum. - Abdülhak Şinasi Hisar
ÜSTLÜ
- Belden üst kısmında giysi olan
- Üstü olan
Birleşik Kelimeler: altlı üstlü
ÜSTÜN
-
Benzerlerine göre daha yüksek bir düzeyde olan, onları geride bırakan
Bu nazire gazeller muhakkak ki onlardan çok üstündü. - Asaf Halet Çelebi
- Birine veya bir şeye göre nitelik bakımından daha yüksek, daha elverişli olan, faik
Ata Sözleri ve Deyimler
- üstün bulmak (veya görmek)
- üstün olmak (veya gelmek)
- üstün tutmak
Birleşik Kelimeler: üstün yapım, üstün zekâ
- Arap harfli metinlerde bir ünsüzün a, e seslerinden biriyle okunacağını gösteren işaret, fetha
ÜSLENME
- Üslenmek işi
ÜSTENME
-
Üstenmek işi, taahhüt
Kimsenin üstenmesi, girdisi çıktısı, alacağı, borcu ile uğraşmak istemiyordum. - Necati Cumalı
ÜSTLÜK
- Üst olma durumu
- En üste giyilen uzunca giysi
Birleşik Kelimeler: üstüne üstlük
ÜSTÜNE
-
İlişkin, üzerine, dair
Arkadaşım aşk ve evlilik üstüne konuşulacak şeyler bulmuştu. - Sait Faik Abasıyanık
-
Hesabına
Kahveci içilen kahveleri Esat Ağanın üstüne yazıyor. - Memduh Şevket Esendal
-
-e göre, uygun olarak
Paris'e yazıldı. Oradan ölçü üstüne gönderdiler, insan Paris'e kendi gidip diktirmeli. - Memduh Şevket Esendal
-
-den sonra
Ben rakının üstüne şarap içmem diyecek oldu. - Haldun Taner
-
Kendinden önce gelen sözün ikileme biçiminde anlamını pekiştirmek ve sıklığını ifade etmek için kullanılan bir söz
Memleketten mektup mektup üstüne para istemiyorlardı o sıralarda... - Sait Faik Abasıyanık
Birleşik Kelimeler: üstüne üstlük, başüstüne
ÜSKÜRE
- Topraktan veya madenden yapılmış çorba tası, çukur çanak