Taze ile Başlayan Kelimeler

TAZE ile başlayan 11 kelime bulunuyor. Başında TAZE olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Taze kelimesinin anlamı nedir? Taze ile biten kelimeler. İçinde taze olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

10 Harfli Kelimeler

TAZELEŞMEK17,

TAZELENMEK14, TAZELETMEK14

9 Harfli Kelimeler

TAZELEŞME16, TAZELEMEK13, TAZELENME13, TAZELETME13

8 Harfli Kelimeler

TAZELEME12

7 Harfli Kelimeler

TAZELİK10

6 Harfli Kelimeler

TAZECE12

4 Harfli Kelimeler

TAZE7

TAZE (Kelime Kökeni: Farsça tāze)

[sıfat]

  • Bozulmamış, bayatlamamış olan

    Beyaz peyniri, ekmeğin taze kabuğuna sarıp ağzıma sokuyorum. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Dinç, yıpranmamış, yorulmamış

    Yüzü taze, taravetli ve güzeldi. - Memduh Şevket Esendal

  • Kuru olmayan, körpe, kuru karşıtı

    Ağaçların taze yaprakları akşamın serinliğini emiyormuş gibi duruyordu. - Memduh Şevket Esendal

[mecaz]

  • Yeni, zamanı geçmemiş

    Orada okuduğum en taze havadis yirmi beş, otuz günlüktü. - Halikarnas Balıkçısı

[isim]

[mecaz]

  • Genç kadın

    Şu köşede çocuğuyla beraber bir taze oturuyor. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • taze ot görmüş eşek gibi

Birleşik Kelimeler: taze fasulye, tazekan, taze para, taze soğan, her dem taze, terütaze

TAZELİK

[isim]

  • Taze olma durumu, körpelik, taravet

    Güller tazelikleri, renkleri, biçimleriyle salonu canlandırmışlardı birden. - Cahit Uçuk

[mecaz]

  • Dinç, diri, canlı olma durumu

    Dedi kim tazeliğim çağında / Bir gülün bülbül idim bağında - Atai

TAZELEME

[isim]

  • Tazelemek işi

TAZECE

[sıfat]

  • Tazeye yakın, taze gibi

TAZELEMEK

[-i]

  • Yenisiyle veya tazesiyle değiştirmek

    Barmenle yardımcısı boşalan kadehleri tazeliyorlardı. - Çetin Altan

  • Bazı yiyecekleri, bayatlamışken kaynatıp taze duruma getirmek

[nesnesiz]

  • Bir işi bir daha yapmak, tekrarlamak

    Hoca bir kere daha tazeleyince harıl harıl yazmaya koyuldu. - Haldun Taner

[nesnesiz]

[mecaz]

  • Unutulmuş bir duygu veya bir düşünceyi yeniden canlandırmak

    Rica ederim, bu bahisleri açıp da dert tazeleme! - Refik Halit Karay

TAZELENME

[isim]

  • Tazelenmek işi

TAZELETME

[isim]

  • Tazeletmek işi

TAZELENMEK

[nesnesiz]

  • Tazeleme işi yapılmak

    Çaylar tazelendi, sigaralar yakıldı ve şaşırtıcı bir hızla gömülüverdi kuaför salonu her zamanki rehavetine. - Elif Şafak

  • Taze duruma gelmek, tazelik kazanmak

    O gün gelsin, neşemiz tazelensin de gör / Dünyayı hele sen bir barış olsun da gör - Melih Cevdet Anday

TAZELETMEK

[-i]

  • Taze duruma getirmek

TAZELEŞME

[isim]

  • Tazeleşmek işi

TAZELEŞMEK

[nesnesiz]

  • Taze bir durum almak, canlanmak, gençleşmek