S ile Başlayan T ile Biten Kelimeler
S ile başlayan T ile biten 170 kelime bulundu.T ile başlayan S ile biten kelimeler
Ayrıca, "İçinde st olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
13 Harfli Kelimeler
SÜRNATÜRALİST19,
12 Harfli Kelimeler
SUBJEKTİVİST32, SPERMATOZOİT23, SİNEYİMİLLET16
11 Harfli Kelimeler
SPESİYALİST20, SÜPERMARKET19, SENDİKALİST15
10 Harfli Kelimeler
SETRİAVRET17, SOLİDARİST15, SÜRREALİST14, SEKÜLARİST14
9 Harfli Kelimeler
SERGÜZEŞT22, SÜRMANŞET16, SALAHİYET16, SEBEBİYET16, SİYASİYAT15, SOSYALİST15, STALAGMİT15, SEMBOLİST15, SULAKYURT14, SANTİGRAT14, SAMİMİYET14, STATOSİST13, SALLASIRT12, SARAYKENT12, SARIKANAT11, SALİSİLAT11, STALAKTİT10, SENİRKENT10
8 Harfli Kelimeler
SAPROFİT20, SEBZEVAT20, SÜLFAMİT18, SARFİYAT17, SEVKİYAT17,
7 Harfli Kelimeler
SAFAHAT18, SAHAVET18, SEFAHAT18, SAFİYET16, SLAVİST15, SUHULET14, SUHUNET14, SAHABET14, SALAVAT14, SEYAHAT14, SEFARET14, SEFALET14, SİNÜZİT13, SEMAHAT13, SARAHAT12, SEYYİAT12, SİYASET11, SIYANET11, SÜKUNET11, SERAZAT11
Tümünü Gör
6 Harfli Kelimeler
SAFFET19, SIZGIT16, SOVYET16, SIHHAT16, SOFİST15, SÜLFİT15,
Tümünü Gör
5 Harfli Kelimeler
SÖĞÜT21, SUVAT13, SIFAT13, SÜCUT12, SAVAT12, SÜBUT11, SOYUT10, SEPET10, SOMUT9, SÜKUT9, SLAYT8, SIKIT8, SÜRAT8, SUKUT8, SAMUT8, SADET8, SABİT8, SEYİT8, SEBAT8, SORİT7
Tümünü Gör
4 Harfli Kelimeler
SPOT10, SÜET7, SÜİT7, SIRT6, SEMT6, SAAT5, STAT5, SALT5, SERT5, SENT5
3 Harfli Kelimeler
SÜT6, SUT5, SİT4, SET4
SİT (Kelime Kökeni: Fransızca site)
- Tarih öncesinden günümüze kadar değişik çağların ve uygarlıkların kültür değerlerini temsil eden eser veya kalıntı
Birleşik Kelimeler: sit alanı
SET (Kelime Kökeni: Arapça sedd)
- Toprağın kaymasını veya suyun akmasını önlemek için yapılan kalın duvar
-
Bulunulan yerden daha yüksekte kalan düzlük
Köşebaşını dönünce karşımıza merdivenli bir setin üstünde kubbeli bir bina çıktı. - Reşat Nuri Güntekin
- Seki
- Ateşli silahlarda namlunun içindeki helisin çıkıntı bölümü
Ata Sözleri ve Deyimler
- set çekmek
Birleşik Kelimeler: set üstü ocak
- Masa tenisi, voleybol vb. oyunlarda maçın her bir bölümü
-
Takım, grup
Tencere seti, kitap seti
Birleşik Kelimeler: uyku seti
SAAT (Kelime Kökeni: Arapça sāʿat)
-
Bir günlük sürenin yirmi dörtte birine eşit, altmış dakikalık zaman dilimi, zaman parçası
Beş altı mil ötedeki karşı kıyıya bir saatte varabilirdik ancak. - Azra Erhat
-
Vakit, zaman
Oyuncular meyus olmayarak gene saati geldiği vakit perdelerini açtılar. - Memduh Şevket Esendal
-
Bir işin yapıldığı belli bir zaman
Yemek saati.
Kahvaltı saati. Uyku saati. Çalışma saati.
-
Günün hangi anı olduğunu gösteren alet
Kolundaki krome saate göz attı. - Refik Halit Karay
-
Sayaç
Elektrik saati. Su saati.
Ata Sözleri ve Deyimler
- saat bir (veya iki, üç ...) yönünde
- saat bu saat
- saat gibi
- saat gibi işlemek
- saati çalmak
- saati saatine uymamak
- saat on bir buçuğu çalmak
- saat tutmak
Birleşik Kelimeler: saat açısı, saat ayarı, saat başı, saat camı, saat cebi, saat çiçeği, saat dairesi, saat dilimi, saat farkı, saat kulesi, saati saatine, alafranga saat, alaturka saat, ampersaat, ana saat, biyolojik saat, çalar saat, elektronik saat, ezani saat, guguklu saat, kilovatsaat, lümensaat, o saat, ölü saat, vatsaat, yerel saat, yeşil saat, zevalî saat, akşam saati, beslenme saati, bilek saati, cep saati, çalışma saati, çay saati, duvar saati, elektrik saati, eşref saati, ezan saati, güneş saati, iş saati, kol saati, konsol saati, kontrol saati, kum saati, masa saati, mesai saati, meydan saati, okuma saati, park saati, su saati, uyku saati, yaz saati, yıldız saati, altın saatler, indirim saatleri
STAT (Kelime Kökeni: Fransızca stade)
- Stadyum
SALT
-
İçinde yabancı bir öge bulunmayan, mutlak
Çelişkileri salt geleneklerin, törenin, eğitimin bir sonucu saymışızdır. - Adalet Ağaoğlu
- İçine, kendisine yabancı hiçbir şey karışmamış, arı
-
Yalnızca
Sanat adına konuşmakta kendinde hak gören, her konuştuğunu da salt doğrudur diye karşısındakine kabullendirmek isteyen kimseler sardı etrafımızı. - Necati Cumalı
Birleşik Kelimeler: salt çoğunluk, salt değer, salt nem, salt sıcaklık, salt sıfır
SERT (Kelime Kökeni: Farsça serd)
-
Çizilmesi, kırılması, buruşması, kesilmesi veya çiğnenmesi güç olan, pek, katı, yumuşak karşıtı
Sert tahta.
-
Esnekliği az olan, kolayca eğilip bükülmeyen
Tabakanın sert yaylı kapağını tak diye kapatıyor. - Tarık Buğra
-
Kolay dayanılmayan, zor katlanılan, etkili, yumuşak karşıtı
Sert iklim. Sert hava.
-
Güçlü kuvvetli
Kapıyı kapadı, döndü, sert adımlarla ilerledi. - Memduh Şevket Esendal
-
Sarsıcı niteliği olan, çarpıcı, keskin, hafif karşıtı
Sert şarap. Sert tütün.
-
Bağışlaması, hoşgörüsü olmayan
Birçokları beni dik ve sert olduğum için belki sevmiyorlardı. - Memduh Şevket Esendal
- Gönül kırıcı, katı, ters
-
Gönül kırıcı, katı, ters bir biçimde
Ben de ona bile bile sert çıkıştım. - Ahmet Kabaklı
-
Hırçın, öfkeli, hiddetli
Zaten Atatürk'ün ne vakit öfkesine kapılarak herhangi bir kimseye karşı herhangi bir sert harekette bulunduğunu kim hatırlar? - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Titizlikle uygulanan, sıkı
Sert bir yönetim.
- Ciğerlerden gelen havanın ağız boşluğundaki tam kapalı veya yarı kapalı engellere çarpmasıyla oluşan (ünsüz), titreşimsiz, süreksiz, ötümsüz, tonsuz, sedasız
Ata Sözleri ve Deyimler
- sert çıkmak
Birleşik Kelimeler: sert buğday, sert damak, sert doku, sert su, sert tabaka, sert ünsüz, sert zar, tatlı sert
SENT (Kelime Kökeni: İngilizce cent)
- Doların yüzde biri değerinde para birimi
SUT (Kelime Kökeni: Fransızca soude)
- Eskiden bazı bitkilerden, bugün sodyum klorürden elde edilen sodyum karbonatın ticaretteki adı
SIRT
-
Omurgalı veya omurgasız hayvanlarda boyundan kuyruk sokumuna kadar uzanan üst bölüm
Arabacı katırın sırtına binmiş. - Falih Rıfkı Atay
- İnsanlarda boyundan bele kadar uzanan üst bölüm, göğüs karşıtı
-
Kesici araçların kesmeyen kenarı
Bıçağın sırtı.
-
Dağların veya tepelerin üst bölümü
Beşiktaş sırtları pırıl pırıl, aradaki boğaz parçası masmaviydi. - Orhan Veli Kanık
-
İnsanın üstü
Sırtında hep aynı kahverengi elbise bulunduğuna göre fazla bir kazanç da sağlamıyordu. - Cahit Külebi
- Bir şeyin üstü, üst bölümü
- Dikilmiş veya ciltlenmiş kitaplarda dikişin bulunduğu bölüm
Ata Sözleri ve Deyimler
- sırt (veya sırtını) çevirmek
- sırtı kaşınmak
- sırtına almak
- sırtına geçirmek
- sırtından (para) kazanmak
- sırtından atmak
- sırtından bıçaklamak
- sırtından çıkarmak
- sırtından geçinmek
- sırtında yumurta küfesi olmamak
- sırtını dayamak (veya vermek)
- sırtını dönmek
- sırtını sıvazlamak
- sırtını yere getirmek
- sırtı yere gelmek
- sırtı yere gelmemek
Birleşik Kelimeler: sırt sırta, sırtüstü, sırtıkara, sırtı pek, sırtı sıra, sırtı yufka, sallasırt, balıksırtı, bıçaksırtı, bıçak sırtı, dalga sırtı, eşeksırtı, evi sırtında
SEMT (Kelime Kökeni: Arapça semt)
-
Şehirde yerleşim bölgesi, yaka
Gölgesinde bir semti barındıran gürbüz bir çınarın yıldırımla vurulmasına bile güç dayanılır. - İbrahim Alâeddin Gövsa
- Yan, taraf, cihet, yön
Ata Sözleri ve Deyimler
- semtine uğramamak
Birleşik Kelimeler: semtürreis, kenar semt
SÜT
- Kadınların ve memeli dişi hayvanların yavrularını besledikleri, memelerinden gelen, besin değeri yüksek beyaz sıvı
- Bazı bitkilerin türlü organlarında bulunan beyaz renkte öz su
- Erkek balığın tohumu
- Benzin, mazot
Ata Sözleri ve Deyimler
- süt çalmak
- süt çekmek
- süt dökmüş kedi gibi
- süt dökmüş kediye dönmek
- süt gibi
- sütten ağzı yanan yoğurdu (veya ayranı) üfleyerek yer (veya içer)
- sütten ağzı yanmak
- sütten çıkmış ak kaşık gibi olmak
- sütten kesilmek
- sütten kesmek
- sütüne havale etmek
- sütüne kalmak
- süt vermek
Birleşik Kelimeler: sütağacı, sütana, sütanne, süt asidi, sütbaba, süt beyaz, süt çocuğu, süt çorbası, süt danası, süt dişi, süthane, süt ineği, süt izni, süt kardeşi, süt kırı, sütkız, süt kuzusu, sütliman, süt mavisi, sütnine, sütoğul, süt otu, sütölçer, süt şekeri, süt taşı, süt tozu, sütü bozuk, arı sütü, aslansütü, balık sütü, bitki sütü, güneş sütü, kireçsütü, kuş sütü, soya sütü
SORİT (Kelime Kökeni: Fransızca sorite)
-
Öncül sayısı ikiden çok olan tasımsal çıkarım
A=B, B=C, C=D ise A=D'dir.
SÜET (Kelime Kökeni: Fransızca suède)
- Yumuşak, yüzü ince havlı bir deri türü, podösüet
SÜİT (Kelime Kökeni: Fransızca suite)
- Aynı tonda yazılmış şarkı biçimindeki dans müziği
- Otellerde değişik amaçlar için kullanılmak üzere donatılmış ve birden çok odaya sahip olan özel bölüm
SLAYT (Kelime Kökeni: İngilizce slide)
- Saydam