Par ile Başlayan Kelimeler
PAR ile başlayan 195 kelime bulunuyor. Başında PAR olan kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Par ile biten kelimeler. İçinde par olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
15 Harfli Kelimeler
PARLAKLAŞTIRMAK24,
14 Harfli Kelimeler
PARAPSİKOLOJİK34, PARÇALAYICILIK29, PARATÜBERKÜLOZ28, PARLAMENTARİZM23, PARLAKLAŞTIRMA23, PARÇALATTIRMAK23, PARAMETRELEMEK20
13 Harfli Kelimeler
PARAPSİKOLOJİ33, PARAZİTOLOJİK31, PARÇALATTIRMA22, PARAZİTLENMEK21, PARAMETRELEME19
12 Harfli Kelimeler
PARAZİTOLOJİ30, PARAŞÜTÇÜLÜK28, PARTENOGENEZ24, PARMAKLIKSIZ23, PARASEMPATİK22, PARLAKLAŞMAK20, PARAZİTLENME20, PARSELLETMEK18, PARSELLENMEK18, PARALELKENAR16
11 Harfli Kelimeler
PARFÜMCÜLÜK31, PARILDAYICI25, PARÇALAYICI25, PARAFELEMEK22, PARSELASYON20, PARLAKLAŞMA19, PARTİLEŞMEK19, PARTİSİZLİK19, PARTİZANLIK19, PARILDATMAK19, PARÇALANMAK19, PARÇALATMAK19,
10 Harfli Kelimeler
PARALOJİZM28, PARAFİNSİZ24, PARÇALAYIŞ23, PARILDAYIŞ23, PARAGUAYLI22, PARAMPARÇA22, PARÇACILIK22, PARAFELEME21, PARAFLAMAK21, PARALAYICI21, PARAZİTSİZ21, PARÇALANIŞ21, PARILTISIZ21, PARASIZLIK20, PARTİZANCA20, PARABELLUM18, PARABOLOİT18, PARADOKSAL18, PARAKETACI18, PARALELİZM18
Tümünü Gör
9 Harfli Kelimeler
PARAŞÜTÇÜ23, PARALOJİK23, PARFÜMERİ22, PARAŞÜTLÜ20, PARADİGMA20, PARAFLAMA20, PARMAKSIZ19, PARAFİNLİ19, PARKÇILIK18, PARLATICI18, PARNASİZM18, PARACILIK18,
Tümünü Gör
8 Harfli Kelimeler
PARFÜMCÜ26, PARŞÖMEN22, PARAGRAF22, PARAFAZİ21, PARÇACIK19, PARLAYIŞ18, PARAVANA18, PARTÖNER18, PARMICAN17, PARTİSİP17, PARALICA16, PARTİSİZ16, PARADOKS16, PARANTEZ15, PARANOYA15, PARALİZİ15, PARMAKSI15, PARTİZAN15, PARMAKLI14, PARTİKÜL14
Tümünü Gör
7 Harfli Kelimeler
PARAGÖZ24, PARDÖSÜ22, PARÇACI18, PARAFİN17, PARAVAN17, PARASIZ16, PARAŞÜT16, PARAÇOL15, PARAPET15, PARÇALI15, PARABOL14, PARAZİT14, PARKECİ14, PARTİCİ14, PARILTI13, PARALIK12, PARASAL12, PARLAMA12, PARALEL11, PARTİLİ11
Tümünü Gör
6 Harfli Kelimeler
PARFÜM19, PARAFE16, PARKÇI14, PARACI14, PARODİ13, PARACA13, PARDON13, PARADİ12, PARMAK11, PAROLA11, PARSEL11, PARKUR11, PARALI11, PARLAK10, PARTAL10, PARTER10, PARİTE10
5 Harfli Kelimeler
PARAF15, PARPA13, PARÇA12, PARYA11, PARİS10, PARSA10, PARKA9, PARKE9, PARTİ9
4 Harfli Kelimeler
PARS9, PARA8, PARE8, PARK8
PARA (Kelime Kökeni: Farsça pāre)
-
Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit
Çıkarken elini göğsüne sokup bir kese çıkardı, keseden alabildiği kadar para alıp delikten attı. - Fikret Otyam
-
Kazanç
Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar da genç işidir. - Sait Faik Abasıyanık
- Kuruşun kırkta biri
Ata Sözleri ve Deyimler
- para akmak
- para basmak
- para bozmak
- para çekmek
- para çıkarmak
- para çıkışmamak
- paradan çıkmak
- para dökmek (veya akıtmak)
- para dönmek
- para etmek
- para etmemek
- para getirmek
- para ile değil
- para ile değil, sıra ile
- para kesmek
- para kırmak
- paranın üstü
- paranın yüzü sıcaktır
- para parayı çeker
- para peşin, kırmızı meşin
- para saçmak
- para saymak
- parasını çekmek
- parasını çıkarmak
- parasını sokağa atmak
- parasını yemek
- parasıyla rezil olmak
- para sızdırmak (veya koparmak)
- para tutmak
- paraya çevirmek
- paraya kıymak
- paraya para (veya pul) dememek
- para yapmak
- paraya sıkışmak
- para yatırmak
- para yedirmek
- para yemek
- parayı araya değil, paraya vermeli
- parayı basmak (veya bastırmak)
- parayı denize atmak
- parayı veren düdüğü çalar
Birleşik Kelimeler: para aktarımı, para arzı, para babası, para basma, para birimi, para canlısı, para cezası, para çantası, para değişimi, para dolaşımı, paragöz, para kısıtlaması, para pul, para şişkinliği, anapara, artı para, beş para, bloke para, bozuk para, büyük para, cari para, çürük para, demir para, haram para, hazır para, kâğıt para, kara para, kırk para, madenî para, nakit para, on para, sağlam para, sağ para, sıcak para, taze para, temiz para, tutulmuş para, ufak para, yüz para, başlık parası, boyunduruk parası, ekmek parası, hava parası, kahve parası, kan parası, kefen parası, palamar parası, uğur parası, yakıt parası, yol parası
PARE (Kelime Kökeni: Farsça pāre)
- Parça, kısım
-
Tane, adet
Hür ufuklarda donanmış iki yüz pare gemi / Yeni doğmuş ayı gördükleri yerden geliyor - Yahya Kemal Beyatlı
Birleşik Kelimeler: pare pare, ciğerpare, palaspare, şekerpare, varakpare, yekpare
PARK (Kelime Kökeni: Fransızca parc)
-
Bir yerleşme merkezinde halkın gezip hava alması için düzenlenmiş ağaçlı ve çiçekli bahçe
Park ismi de güzel ya, millet bahçesi uzunca ama daha güzel. - Sait Faik Abasıyanık
- Otopark
- Trafik zorunlulukları dışında durma biçimi
- Cephane, makine veya otomobillerin bulunduğu yer
Ata Sözleri ve Deyimler
- park etmek
Birleşik Kelimeler: park saati, park sayacı, park yeri, lunapark, millî park, otopark, ağaç parkı, botanik parkı, makine parkı, su parkı
PARKA (Kelime Kökeni: Fransızca parka)
- Genellikle askerin açık hava eğitimi ve manevra sırasında giydiği soğuğa karşı koruyucu, başlıklı bir tür üstlük
- Genellikle gençlerin giydiği başlıklı bir tür üstlük
PARKE (Kelime Kökeni: Fransızca parquet)
- Konut, iş yeri vb. yerlerin tabanını döşemek için çeşitli boyutlarda, ince, uzunca tahta parçalarının veya yapay malzemenin belirli bir düzene göre yerleştirilmesiyle yapılan döşeme
-
Bu döşemede kullanılan, aynı boydaki küçük tahta parçası
Ön tarafta parke, laminant gibi inşaat malzemeleri satan bir dükkân olmalıydı. - Osman Aysu
-
Parke taşı
İstasyon caddesinin bozuk parkeleri boyunca yürüyüp gidiyor. - Nezihe Meriç
Birleşik Kelimeler: parke taşı
PARTİ (Kelime Kökeni: Fransızca parti)
-
Ortak düşünce ve görüşteki kişilerin oluşturdukları siyasal topluluk, fırka
Parti tarafından önerilen genel konular ile ozanın duyduğu şey arasında çelişki olamaz. - Necip Fazıl Kısakürek
- İnsan topluluğu
Birleşik Kelimeler: parti ocağı, partilerüstü, kardeş parti, merkez parti, siyasal parti, siyasi parti, muhalefet partisi
-
Bir bütünün parçası, kısım
Yedi sekiz balyalık bir partiden bir buçuk iki kilo tütün yürütüyordu. - Necati Cumalı
-
Bazı oyunlarda bir kez
Öğle sonları birkaç parti tavla oynamaktan hiç vazgeçmiyorduk. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Bir kişi, bir kuruluş veya bir topluluğun, çoğu belli bir şeyi kutlamak amacıyla düzenledikleri eğlence
Gülümhan'ın partisinde tanışır gibi olmuştuk. - Attila İlhan
- Bir araya gelinerek oynanan tavla, konken, okey vb. oyunlardan her biri
- Bir yere bölümler hâlinde gönderilmekte olan bir malın veya bir bütünün parçası
-
Herhangi bir ürünün tek seferde bir yerden başka bir yere gönderilen bölümü
İkinci parti mal bugün geliyor.
- Tutam (II)
- Çok ucuza elde edilen şey
-
Vurgun, kazanç
Kazanmakta olduğu partinin güme gitmesinden korkan terlikçi İhsan... - Haldun Taner
- Armoniyi oluşturan ezgilerden her biri
Ata Sözleri ve Deyimler
- parti çevirmek
- parti vermek
- partiyi kaybetmek
- partiyi vurmak
Birleşik Kelimeler: gardenparti
PARS (Kelime Kökeni: Farsça pārs)
- Kedigillerden, genellikle Asya ve Afrika'nın sıcak bölgelerinde yaşayan, postu benekli, bazen de düz siyah, çevik, yırtıcı, etçil, memeli hayvan, leopar, panter, pelenk (Panthera pardus)
PARLAK
-
Parlayan, ışıldayan
Siyah, çıplak dallarda henüz kuruyamayan su damlaları parlak, mavi birer boncuk gibi parlıyordu. - Halide Edip Adıvar
-
Temiz ve ışıklı
Sabahleyin gökyüzü parlak, ufuk açıktı / Güneşli bir havada yaylımız yola çıktı - Faruk Nafiz Çamlıbel
-
Göze çarpacak kadar başarılı
Birinci İnönü Harbi'ni parlak bir zaferle kazandık. - Aka Gündüz
- Yüzü güzel (oğlan)
PARTAL
-
Çok kullanılmaktan yıpranmış
Vücudu eski partal esvapları içinde çarpık çurpuk eski bir değneğe dönmüştü. - Halide Edip Adıvar
- Abartılmış söz, yalan
Ata Sözleri ve Deyimler
- partal atmak
PARTER (Kelime Kökeni: Fransızca parterre)
-
Tiyatro, sinema vb. yerlerde, sahnenin bulunduğu ilk kat ve burada bulunan koltuklar
Parter, her sınıftan insanla hıncahınç dolu idi. - Reşat Nuri Güntekin
PARİTE (Kelime Kökeni: Fransızca parité)
- İki ülke parasının karşılıklı değeri
PARSA (Kelime Kökeni: Farsça pārse)
-
Bir izleyici topluluğu önünde yapılan gösteriden sonra toplanan para
Yıllardır parsa topladığı şehri geride bırakıp karanlık çökünceye kadar kırlarda yürüdü. - İhsan Oktay Anar
Ata Sözleri ve Deyimler
- parsayı başkası toplamak
PARALEL (Kelime Kökeni: Fransızca parallèle)
-
Aynı düzlem içinde ikişer ikişer bulunan ve kesişmeyen, koşut, muvazi, mütevazi
Bu, Çal Dağı'nın koyu mor sırtlarına paralel uzun ve yüce bir dağ. - Halide Edip Adıvar
- Yerküresi üzerinde çizildiği varsayılan, Ekvator'a paralel çemberlerden her biri
- Aynı zaman içinde gelişen veya aynı özellikleri gösteren (olay, düşünce vb.)
Birleşik Kelimeler: paralel akım, paralel kaidesi, paralelkenar, paralel yüz, barparalel
PARTİLİ
- Bir partiden olan (kimse)
Birleşik Kelimeler: çok partili, tek partili
PARMAK
-
İnsanda ve bazı hayvanlarda ellerin ve ayakların son bölümünü oluşturan, boğumlu, oynak, uzunca organların her biri
Parmaklarımızla masanın tahtasında tempo tutuyoruz. - Adalet Ağaoğlu
-
Eni veya boyu bu organ kadar olan
-
Koyu sıvılara daldırıp çıkarıldığında bu organa bulaşan miktar kadar olan
Bir parmak bal.
- Bir tekerleğin merkezinden çemberine kadar uzanan çubukların her biri
- İnç
-
Bir işe karışmış olma ilgisi
Bu işte onun parmağı var.
- Arşının yirmi dörtte biri
Ata Sözleri ve Deyimler
- parmağı ağzında kalmak
- parmağına dolamak
- parmağında oynatmak
- parmağını aramak
- parmağını bile kıpırdatmamak (veya oynatmamak)
- parmağının ucuyla (veya ucunda) çevirmek
- parmağını yaranın üzerine basmak
- parmağı olmak
- parmak atmak
- parmak basmak
- parmak bozmak
- parmak ısırmak
- parmak kadar
- parmak kaldı
- parmak kaldırmak
- parmakla gösterilmek
- parmaklarını (birlikte) yemek
- parmakla sayılacak kadar az olmak
Birleşik Kelimeler: parmak adam, parmak alfabesi, parmak hesabı, parmak izi, parmak parmak, parmak tatlısı, parmak üzümü, adsız parmak, altıparmak, badem parmak, başparmak, beşparmak, bir parmak, küçük parmak, orta parmak, serçe parmak, gelinparmağı, gösterme parmağı, hanımparmağı, işaret parmağı, salavat parmağı, şehadet parmağı, vezirparmağı, yüzük parmağı