İçinde Par Bulunan Kelimeler



İçinde PAR olan 298 kelime bulunuyor. İçerisinde PAR geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Par ile başlayan kelimeler. Par ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

İMPARATORİÇELİK24, PARLAKLAŞTIRMAK24, PARALELLEŞTİRME23

14 Harfli Kelimeler

PARAPSİKOLOJİK34, PARÇALAYICILIK29, PARATÜBERKÜLOZ28, PARLAMENTARİZM23, PARLAKLAŞTIRMA23, PARÇALATTIRMAK23, PARAMETRELEMEK20

13 Harfli Kelimeler

PARAPSİKOLOJİ33, PARAZİTOLOJİK31, ZIMPARALANMAK23, PARÇALATTIRMA22, PARAZİTLENMEK21, PARAMETRELEME19

12 Harfli Kelimeler

VEZİRPARMAĞI34, HANIMPARMAĞI31, PARAZİTOLOJİ30, GELİNPARMAĞI29, PARAŞÜTÇÜLÜK28, TOPARLAĞIMSI28, KAPAROZCULUK25, PARTENOGENEZ24, OTOPARKÇILIK23, PARMAKLIKSIZ23, PARASEMPATİK22, ZIMPARALANMA22, ZIMPARALAMAK22, İMPARATORİÇE21, KAPAROZLAMAK21, ISPARTALILIK20, PARLAKLAŞMAK20, PARAZİTLENME20, ANTRPARANTEZ19, İMPARATORLUK19
Tümünü Gör

11 Harfli Kelimeler

HOPARLÖRSÜZ32, PARFÜMCÜLÜK31, PARILDAYICI25, PARÇALAYICI25, PARAFELEMEK22, GARDENPAR21, ZIMPARALAMA21, KAPAROZLAMA20, PARSELASYON20, KOMPARTIMAN19, PARLAKLAŞMA19, PARTİLEŞMEK19, PARTİSİZLİK19, PARTİZANLIK19, PARILDATMAK19, PARÇALANMAK19, PARÇALATMAK19, CANSİPARANE19, KOPARTTIRMA18, KOPARTILMAK18
Tümünü Gör

10 Harfli Kelimeler

PARALOJİZM28, HOPARLÖRLÜ27, PARAFİNSİZ24, PARÇALAYIŞ23, PARILDAYIŞ23, PARAGUAYLI22, PARAMPARÇA22, PARÇACILIK22, ZIMPARAMSI22, PARAFELEME21, PARAFLAMAK21, PARALAYICI21, PARAZİTSİZ21, PARÇALANIŞ21, PARILTISIZ21, PARASIZLIK20, PARTİZANCA20, PASAPAROLA20, TOPARLANIŞ19, TOPARLACIK19
Tümünü Gör

9 Harfli Kelimeler

PARAŞÜTÇÜ23, PARALOJİK23, CİĞERPARE23, PARFÜMERİ22, KAPAROZCU21, PARAŞÜTLÜ20, PARADİGMA20, PARAFLAMA20, SİPARİŞÇİ20, ASPARAGAS19, BEŞPARMAK19, BAŞPARMAK19, ISPARMAÇA19, OTOPARKÇI19, PARMAKSIZ19, PARAFİNLİ19, VARAKPARE19, PARKÇILIK18, PARLATICI18, PARNASİZM18
Tümünü Gör

8 Harfli Kelimeler

PARFÜMCÜ26, HOPARLÖR23, PARŞÖMEN22, PARAGRAF22, PARAFAZİ21, PARÇACIK19, PARLAYIŞ18, PARAVANA18, PASPARTU18, PARTÖNER18, PARMICAN17, PARTİSİP17, ŞOPARLIK17, PREPARAT16, PARALICA16, PARTİSİZ16, PARADOKS16, PARANTEZ15, PARANOYA15, PARALİZİ15
Tümünü Gör

7 Harfli Kelimeler

PARAGÖZ24, PARDÖSÜ22, ÇAPARIZ18, PARÇACI18, PARAFİN17, PARAVAN17, KOPAR16, PARASIZ16, PARAŞÜT16, ZIMPARA16, KAPAROZ15, PARAÇOL15, PARAPET15, PARÇALI15, SİPARİŞ15, ZAMPARA15, ÇALPARA14, PARABOL14, PARAZİT14, PARKECİ14
Tümünü Gör

6 Harfli Kelimeler

PARFÜM19, PARAFE16, PARKÇI14, PAPARA14, PARACI14, ÇAPARİ13, PARODİ13, PARACA13, PARDON13, APAREY12, PARADİ12, SUPARA12, APARMA11, İSPARİ11, LEOPAR11, PARMAK11, PAROLA11, PARSEL11, PARKUR11, PARALI11
Tümünü Gör

5 Harfli Kelimeler

PARAF15, PARPA13, ŞOPAR13, ÇAPAR12, PARÇA12, DEPAR11, PARYA11, PARİS10, PARSA10, PARKA9, PARKE9, PAR9

4 Harfli Kelimeler

PARS9, PARA8, PARE8, PARK8


PARA (Kelime Kökeni: Farsça pāre)


[isim] [ekonomi]
  • Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit

    Çıkarken elini göğsüne sokup bir kese çıkardı, keseden alabildiği kadar para alıp delikten attı. - Fikret Otyam

[eskimiş]
  • Kuruşun kırkta biri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • para akmak
  • para basmak
  • para bozmak
  • para çekmek
  • para çıkarmak
  • para çıkışmamak
  • paradan çıkmak
  • para dökmek (veya akıtmak)
  • para dönmek
  • para etmek
  • para etmemek
  • para getirmek
  • para ile değil
  • para ile değil, sıra ile
  • para kesmek
  • para kırmak
  • paranın üstü
  • paranın yüzü sıcaktır
  • para parayı çeker
  • para peşin, kırmızı meşin
  • para saçmak
  • para saymak
  • parasını çekmek
  • parasını çıkarmak
  • parasını sokağa atmak
  • parasını yemek
  • parasıyla rezil olmak
  • para sızdırmak (veya koparmak)
  • para tutmak
  • paraya çevirmek
  • paraya kıymak
  • paraya para (veya pul) dememek
  • para yapmak
  • paraya sıkışmak
  • para yatırmak
  • para yedirmek
  • para yemek
  • parayı araya değil, paraya vermeli
  • parayı basmak (veya bastırmak)
  • parayı denize atmak
  • parayı veren düdüğü çalar

Birleşik Kelimeler: para aktarımı, para arzı, para babası, para basma, para birimi, para canlısı, para cezası, para çantası, para değişimi, para dolaşımı, paragöz, para kısıtlaması, para pul, para şişkinliği, anapara, artı para, beş para, bloke para, bozuk para, büyük para, cari para, çürük para, demir para, haram para, hazır para, kâğıt para, kara para, kırk para, madenî para, nakit para, on para, sağlam para, sağ para, sıcak para, taze para, temiz para, tutulmuş para, ufak para, yüz para, başlık parası, boyunduruk parası, ekmek parası, hava parası, kahve parası, kan parası, kefen parası, palamar parası, uğur parası, yakıt parası, yol parası


PARE (Kelime Kökeni: Farsça pāre)


[isim] [eskimiş]
  • Parça, kısım

Birleşik Kelimeler: pare pare, ciğerpare, palaspare, şekerpare, varakpare, yekpare


PARK (Kelime Kökeni: Fransızca parc)


[isim]
  • Bir yerleşme merkezinde halkın gezip hava alması için düzenlenmiş ağaçlı ve çiçekli bahçe

    Park ismi de güzel ya, millet bahçesi uzunca ama daha güzel. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • park etmek

Birleşik Kelimeler: park saati, park sayacı, park yeri, lunapark, millî park, otopark, ağaç parkı, botanik parkı, makine parkı, su parkı


PARKA (Kelime Kökeni: Fransızca parka)


[isim] [askerlik]
  • Genellikle askerin açık hava eğitimi ve manevra sırasında giydiği soğuğa karşı koruyucu, başlıklı bir tür üstlük

PARKE (Kelime Kökeni: Fransızca parquet)


[isim]
  • Konut, iş yeri vb. yerlerin tabanını döşemek için çeşitli boyutlarda, ince, uzunca tahta parçalarının veya yapay malzemenin belirli bir düzene göre yerleştirilmesiyle yapılan döşeme

Birleşik Kelimeler: parke taşı


PARTİ (Kelime Kökeni: Fransızca parti)


[isim]
  • Ortak düşünce ve görüşteki kişilerin oluşturdukları siyasal topluluk, fırka

    Parti tarafından önerilen genel konular ile ozanın duyduğu şey arasında çelişki olamaz. - Necip Fazıl Kısakürek

Birleşik Kelimeler: parti ocağı, partilerüstü, kardeş parti, merkez parti, siyasal parti, siyasi parti, muhalefet partisi

[isim]
  • Bir bütünün parçası, kısım

    Yedi sekiz balyalık bir partiden bir buçuk iki kilo tütün yürütüyordu. - Necati Cumalı

[ekonomi]
  • Tutam (II)
[mecaz]
  • Çok ucuza elde edilen şey
[mecaz]
  • Vurgun, kazanç

    Kazanmakta olduğu partinin güme gitmesinden korkan terlikçi İhsan... - Haldun Taner

[müzik]
  • Armoniyi oluşturan ezgilerden her biri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • parti çevirmek
  • parti vermek
  • partiyi kaybetmek
  • partiyi vurmak

Birleşik Kelimeler: gardenparti


PARS (Kelime Kökeni: Farsça pārs)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Kedigillerden, genellikle Asya ve Afrika'nın sıcak bölgelerinde yaşayan, postu benekli, bazen de düz siyah, çevik, yırtıcı, etçil, memeli hayvan, leopar, panter, pelenk (Panthera pardus)

PARSA (Kelime Kökeni: Farsça pārse)


[isim]
  • Bir izleyici topluluğu önünde yapılan gösteriden sonra toplanan para

    Yıllardır parsa topladığı şehri geride bırakıp karanlık çökünceye kadar kırlarda yürüdü. - İhsan Oktay Anar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • parsayı başkası toplamak


APARMA


[isim]
  • Aparmak işi

İSPARİ


[isim] [hayvan bilimi]
  • İzmaritgillerden, kurşun renginde bir balık (Sargus annularis)

LEOPAR (Kelime Kökeni: Fransızca léopard)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Pars

PARMAK


[isim] [anatomi]
  • İnsanda ve bazı hayvanlarda ellerin ve ayakların son bölümünü oluşturan, boğumlu, oynak, uzunca organların her biri

    Parmaklarımızla masanın tahtasında tempo tutuyoruz. - Adalet Ağaoğlu

[sıfat]
  • Eni veya boyu bu organ kadar olan

[sıfat]
  • Koyu sıvılara daldırıp çıkarıldığında bu organa bulaşan miktar kadar olan

    Bir parmak bal.

[matematik]
  • İnç
[mecaz]
  • Bir işe karışmış olma ilgisi

    Bu işte onun parmağı var.

[eskimiş]
  • Arşının yirmi dörtte biri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • parmağı ağzında kalmak
  • parmağına dolamak
  • parmağında oynatmak
  • parmağını aramak
  • parmağını bile kıpırdatmamak (veya oynatmamak)
  • parmağının ucuyla (veya ucunda) çevirmek
  • parmağını yaranın üzerine basmak
  • parmağı olmak
  • parmak atmak
  • parmak basmak
  • parmak bozmak
  • parmak ısırmak
  • parmak kadar
  • parmak kaldı
  • parmak kaldırmak
  • parmakla gösterilmek
  • parmaklarını (birlikte) yemek
  • parmakla sayılacak kadar az olmak

Birleşik Kelimeler: parmak adam, parmak alfabesi, parmak hesabı, parmak izi, parmak parmak, parmak tatlısı, parmak üzümü, adsız parmak, altıparmak, badem parmak, başparmak, beşparmak, bir parmak, küçük parmak, orta parmak, serçe parmak, gelinparmağı, gösterme parmağı, hanımparmağı, işaret parmağı, salavat parmağı, şehadet parmağı, vezirparmağı, yüzük parmağı


PAROLA (Kelime Kökeni: İtalyanca parola)


[isim]
  • Askerlerin birbirlerini tanımalarını sağlayan ve kendi aralarında önceden kararlaştırdıkları kelime veya söz

    Bir asker uzaktan, görünmeyen bir yerden parola soruyordu. - Memduh Şevket Esendal

[mecaz]
  • Varılmak istenen amacı özetleyen söz

    Öyleyse ya istiklal ya ölüm! İşte hakiki kurtuluş isteyenlerin parolası bu olacaktı. - Atatürk


PARSEL (Kelime Kökeni: Fransızca parcelle)


[isim]
  • İmar yasalarına göre ayrılıp sınırlanmış arazi parçası

PARKUR (Kelime Kökeni: Fransızca parcours)


[isim]
  • Binicilik, bisiklet, atletizm, yürüyüş vb. sporların yapıldığı özel yol