Nef ile Başlayan Kelimeler

NEF ile başlayan 28 kelime bulunuyor. Başında NEF olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "İçinde nef olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

NEFTİLEŞTİRMEK24

13 Harfli Kelimeler

NEFTİLEŞTİRME23

11 Harfli Kelimeler

NEFYEDİLMEK22, NEFTİLEŞMEK21, NEFESLENMEK19

10 Harfli Kelimeler

NEFYEDİLME21, NEFTİLEŞME20, NEFSANİYET19, NEFESLENME18, NEFESLEMEK18

9 Harfli Kelimeler

NEFYETMEK18, NEFESLEME17

8 Harfli Kelimeler

NEFYETME17, NEFTİMSİ16, NEFESLİK15

7 Harfli Kelimeler

NEFSANİ14, NEFESLİ14, NEFASET14

6 Harfli Kelimeler

NEFRİT12, NEFRET12

5 Harfli Kelimeler

NEFHA15, NEFİY13, NEFİS12, NEFES12, NEF11, NEFİR11, NEFER11

4 Harfli Kelimeler

NEFT10

NEFT (Kelime Kökeni: Farsça neft)

[isim]

[kimya]

  • Organik maddelerin ayrışmasından oluşan tutuşur sıvıların birçoğu
  • Çoğunlukla boyacılıkta kullanılan, petrol türevlerinden bir tür mineral yağ, neft yağı

Birleşik Kelimeler: neft yağı

NEFTÎ (Kelime Kökeni: Farsça neft + Arapça -ī)

[isim]

  • Siyaha yakın koyu yeşil renk

    Karacaahmet'in koyu servileri bulutsuz ufukta neftî bir leke hâlinde göze batıyordu. - Haldun Taner

[sıfat]

  • Bu renkte olan

    Geride tek tük ev ve onların da ardında yarı filizî, yarı neftî bir orman seçiliyordu. - Elif Şafak

NEFİR (Kelime Kökeni: Arapça nefīr)

[isim]

[eskimiş]

  • Yuf borusu

NEFER (Kelime Kökeni: Arapça nefer)

[isim]

[eskimiş]

[askerlik]

  • Er

    En kuvvetli, en dikkate değer nefer daima kapının önünde oturuyor. - Halide Edip Adıvar

  • Kişi

Birleşik Kelimeler: dümen neferi, kura neferi

NEFRİT (Kelime Kökeni: Fransızca nephrite)

[isim]

[tıp]

  • Böbrekte görülen iltihap

NEFRET (Kelime Kökeni: Arapça nefret)

[isim]

  • Bir kimsenin kötülüğünü, mutsuzluğunu istemeye yönelik duygu
  • Tiksinme, tiksinti

    Şimdi bu satırlarımı hiddetle, nefretle, iç bulantısı ile yazıyorum. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nefret duymak
  • nefret etmek
  • nefret uyandırmak

NEFİS (Kelime Kökeni: Arapça nefs)

[isim]

  • Öz varlık, kişilik

    Çoğunu, kendi nefsini kurtarmak için öldürmüştü. - Ömer Seyfettin

  • İnsanın yeme içme vb. gereksinimlerinin bütünü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nefsine uymak
  • nefsine yedirememek
  • nefsini köreltmek (veya körletmek)

Birleşik Kelimeler: nefis izzeti, nefis muhasebesi, nefis mücadelesi, nefis müdafaası, nefsine düşkün, cebrinefis, izzetinefis, kifafınefis

[sıfat]

  • Pek hoş, çok güzel

    Duvarlardaki pastel ve yağlı boya nefis levhalara uzaktan bir göz atmadan geçemiyorduk. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

NEFES (Kelime Kökeni: Arapça nefes)

[isim]

  • Soluk
  • Şifa amacıyla hastaya okunan dua
  • Sigara, pipo içilirken içe çekilen duman

    Sigarasını efkârlı olduğu zamanlar yaptığı gibi sık nefeslerle çabuk çabuk içiyordu. - Haldun Taner

[mecaz]

  • Canlılık, hayat belirtisi

    Bir insan daha var çok şükür evde / Nefes var / Ayak sesi var / Çok şükür, çok şükür - Orhan Veli Kanık

[edebiyat]

  • Bektaşi ve Alevilerin görüş ve düşüncelerini belirtmek için yazılmış şiir

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nefes aldırmamak
  • nefes almak
  • nefes çekmek
  • nefes etmek
  • nefesi durmak
  • nefesi kesilmek (veya daralmak veya tutulmak)
  • nefesine güvenen borazancıbaşı olur
  • nefesini tutup beklemek
  • nefes tüketmek

Birleşik Kelimeler: nefes borusu, nefes darlığı, nefes kesici, nefes nefese, nefesi kuvvetli, bir nefes, son nefes, tıknefes, balıknefesi, diyafram nefesi

NEFİY (Kelime Kökeni: Arapça nefy)

[isim]

[eskimiş]

  • Sürme, sürgüne gönderme

    Bu nefiy hadisesinin dehşeti konakta için için hissolunurdu. - Yahya Kemal Beyatlı

[dil bilgisi]

  • Olumsuzluk

[dil bilgisi]

  • Olumsuz kılma

[mantık]

  • Yadsıma

Birleşik Kelimeler: nefyedilmek, nefyetmek

NEFSANİ (Kelime Kökeni: Arapça nefsānī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Canlılığın zorunlu kıldığı gereksinim ve isteklerle ilgili, beden arzularıyla ilgili

NEFESLİ

[sıfat]

  • Soluk alıp vermeden uzunca bir zaman durabilen

[müzik]

  • Üflemeli

[mecaz]

  • Nefesi güçlü olan

    Bir kere hepimizden nefesli idi. - Haldun Taner

Birleşik Kelimeler: nefesli sazlar

NEFASET (Kelime Kökeni: Arapça nefāset)

[isim]

[eskimiş]

  • Nefis olma durumu

    Yemekler her günküne üstün bir nefasete ermiş. - Abdülhak Şinasi Hisar

  • Kıymetli olma durumu

Birleşik Kelimeler: nefaset bedeli

NEFESLİK

[isim]

  • Hava alma yeri, hava deliği

    Bir vapur ocağı başında çalışan ateşçilere taze deniz havası ulaştıran nefeslikler gibi ferahlatmasa. - Refik Halit Karay

Birleşik Kelimeler: tıknefeslik

NEFHA (Kelime Kökeni: Arapça nefḥa)

[isim]

[eskimiş]

  • Güzel koku
  • Esinti

NEFTİMSİ

[sıfat]

  • Rengi neftîyi andıran, neftîye benzeyen