Kız ile Başlayan Kelimeler

KIZ ile başlayan 84 kelime bulunuyor. Başında KIZ olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kız kelimesinin anlamı nedir? Kız ile biten kelimeler. İçinde kız olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

KIZILCIKGİLLER27

13 Harfli Kelimeler

KIZILKANTARON19

12 Harfli Kelimeler

KIZILCAHAMAM26, KIZGINLAŞMAK25, KIZMABİRADER21, KIZILIMTIRAK20

11 Harfli Kelimeler

KIZOĞLANKIZ27, KIZILCADİŞİ24, KIZGINLAŞMA24, KIZILYAPRAK22, KIZILBAŞLIK22, KIZIŞTIRMAK21, KIZILLAŞMAK20, KIZILKUYRUK20, KIZDIRILMAK20, KIZILDERİLİ18, KIZARTILMAK17

10 Harfli Kelimeler

KIZILSÖĞÜT31, KIZILYÖRÜK25, KIZIŞTIRIŞ23, KIZAMIKÇIK20, KIZIŞTIRMA20, KIZDIRILMA19, KIZILLAŞMA19, KIZILIRMAK17, KIZARIKLIK16, KIZARTILMA16, KIZAKLAMAK15, KIZILKANAT15

9 Harfli Kelimeler

KIZILAĞAÇ24, KIZILÖREN20, KIZGINLIK19, KIZILBOYA19, KIZILTEPE18, KIZARTICI18, KIZILIMSI18, KIZDIRMAK17, KIZMEMESİ16, KIZILYARA16, KIZAMIKLI16, KIZARTILI15, KIZILELMA15, KIZILKURT15, KIZAKLAMA14, KIZARTMAK14

8 Harfli Kelimeler

KIZCAĞIZ26, KIZILŞAP20, KIZOĞLAN20, KIZILKÖK19, KIZILBAŞ18, KIZILCIK17, KIZILÇAM17, KIZIŞMAK17, KIZDIRMA16, KIZILLIK14, KIZKALBİ14, KIZILMAK14, KIZAKLIK13, KIZANLIK13, KIZARMAK13, KIZARTMA13

7 Harfli Kelimeler

KIZIŞMA16, KIZIŞIK16, KIZILIŞ16, KIZMACA15, KIZARIŞ15, KIZILCA15, KIZAMIK13, KIZILMA13, KIZILTI13, KIZARIK12, KIZARMA12, KIZARTI12

6 Harfli Kelimeler

KIZEVİ16, KIZGIN15, KIZLIK11, KIZMAK11

5 Harfli Kelimeler

KIZ13, KIZIL10, KIZMA10, KIZIK10, KIZAK9, KIZAN9

3 Harfli Kelimeler

KIZ7

KIZ

[isim]

  • Dişi çocuk

    Oğlu savaşın birinde şehit düştü, iki kızı da evlenip ücra yerlere gittiler. - Halikarnas Balıkçısı

  • Üzerinde kadın resmi bulunan iskambil kâğıdı

    Karo kızı.

[ünlem]

  • Dişi cinsten birine daha yaşlı biri tarafından kullanılan bir seslenme sözü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kız almak
  • kız beşikte (veya kundakta), çeyiz sandıkta
  • kız gibi
  • kızı gönlüne bırakırsan ya davulcuya kaçar (veya varır) ya zurnacıya
  • kızı kısrağı
  • kızım sana söylüyorum (veya dedim) gelinim sen anla (veya işit)
  • kızını (veya evladını) dövmeyen dizini döver
  • kız istemek
  • kız kaçırmak
  • kız vermek

Birleşik Kelimeler: kız başına, kız böceği, kızevi, kızkalbi, kız kardeş, kız kızan, kız kilimi, kız kurusu, kız kuşu, kızmemesi, kızoğlan, kız tavlası, kızlar ağası, kızlı erkekli, besleme kız, gelinlik kız, karı kız milleti, kiralık kız, naylon kız, üvey kız, Yedikızkardeş, dayı kızı, denizkızı, deniz kızı, elkızı, emmi kızı, hala kızı, kapak kızı, maça kızı, sokak kızı, analıkızlı

KIZAK

[isim]

  • Kar veya buz üzerinde kayarak yol alan tekerleksiz taşıt

    Sokağa çıkıp tahta kızağıyla onu kaydırmak istedim. - Reha Mağden

  • Ağaç tablaların kamburlaşmaması için liflere dikey konumda açılan kanala geçirilen uzun parça
  • Ambalajın dibine uzunluğuna çakılan, hem dip levhası elemanlarının tutturulmasını hem de ambalajın yerde kolayca kaymasını sağlayan kereste parçası

[denizcilik]

  • Tersanelerde üzerinde gemi yapılan, onarılan veya gemiyi suya indirip sudan çıkarmaya yarayan ızgara

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kızağa çekmek (veya almak)
  • kızak yapmak

Birleşik Kelimeler: su kızağı

KIZAN

[isim]

[halk ağzında]

  • Erkek çocuk
  • Silahlı köy delikanlısı

    Kızanlarla köyün eşiğinde ertesi gün öğle vakti, Menderes Köprüsü'ndeki köpekleri tepelemeye ant içtik. - Halide Edip Adıvar

  • Çoluk çocuk

Birleşik Kelimeler: kız kızan

[isim]

[halk ağzında]

  • Dişi köpek, kedi gibi hayvanların çiftleşme isteği gösterdikleri durum veya zaman

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kızana gelmek

KIZIL

[isim]

  • Parlak kırmızı renk

[sıfat]

  • Bu renkte olan

    Sular sarardı... Yüzün perde perde solmakta / Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta - Ahmet Haşim

[sıfat]

[mecaz]

  • Aşırı derecede olan

    Softalar arasında kızıl bir kavga kopmuştu. - Falih Rıfkı Atay

[mecaz]

  • Komünist

[tıp]

  • Genellikle küçük yaşlarda görülen, bulaşıcı, yüksek ateşli, kırmızı renkte geniş lekeler döktüren, kuluçka dönemi üç dört gün süren tehlikeli hastalık

[halk ağzında]

  • Altın

Birleşik Kelimeler: kızılağaç, Kızılbaş, kızılboya, kızılçam, Kızılderili, Kızılelma, kızılgeyik, kızıl ısı, kızıl iblis, kızılkanat, kızılkantaron, kızıl kıyamet, kızılkök, kızılkurt, kızılkuyruk, kızılötesi, kızılsöğüt, kızıl su yosunları, kızılşap, kızılyaprak, kızılyara, kızıl yel, kızılyörük, kankızıl

KIZMA

[isim]

  • Kızmak işi

    Şimdi artık kızma sırası bana gelmişti. - Reşat Nuri Güntekin

KIZIK

[isim]

[tarih]

  • Oğuz Türklerinin yirmi dört boyundan biri

KIZLIK

[isim]

  • Cinsel ilişkide bulunmamış bayanın durumu, erdenlik, bakirlik, bekâret, bikir

    Kızlığında, başlarına soluk örtmelerini alır, yünlerini sırtlar, ırmak boyuna yün boyamaya giderdi. - Nezihe Meriç

[sıfat]

  • Bir kadının evlenmeden önceki yaşantısıyla ilgili, o döneme özgü

    İşte bu onun kızlık odası. - Memduh Şevket Esendal

[halk ağzında]

  • Üvey kız

Birleşik Kelimeler: kızlık zarı

KIZMAK

[nesnesiz]

  • Isıtılan veya ısınan bir nesnenin sıcaklığı çok artmak

    Taşlar güneşten kızmıştı.

  • At, eşek vb. hayvanlar çiftleşmek istemek, kösnümek
  • Dişi kuşlar zamanı gelip kuluçkaya yatma isteği göstermek

[mecaz]

  • Öfkelenmek, sinirlenmek

    Dakikalar geçtikçe sakinleşiyor, sakinleştikçe de için için kızıyor, üzülüyordum. - Etem İzzet Benice

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kızıp durmak

Birleşik Kelimeler: kıza köpüre, kızmabirader

KIZARIK

[sıfat]

  • Kızarmış

KIZARMA

[isim]

  • Kızarmak işi

KIZARTI

[isim]

  • Kızarmış yer

KIZAKLIK

[isim]

  • Döşeme tahtalarının altına çaprazlama olarak konulan uzun ve yassı direklerden her biri

KIZANLIK

[isim]

  • Kızan olma durumu

KIZARMAK

[nesnesiz]

  • Kırmızı veya ona yakın bir renk almak

    Nihat, yüzü kızarmış, alçak sesle söylendi. - Peyami Safa

  • Bazı sebze ve meyveler olgunlaşmaya başlamak, olgunlaşmak

    Meyveler kızarmadan dalı üstünde soldu / Irmak yatağı kumsal, kırlar dikenlik oldu - Faruk Nafiz Çamlıbel

  • Utanç, öfke vb. duyguların etkisiyle, kanın yüze hücumu sonucu yüz kırmızı bir renk almak
  • Yiyecekler tavada kızgın yağ içinde veya ateşte kırmızılaşarak pişmek

    Sofrada tarhana çorbası, kızarmış tavuk, bulgur pilavı vardı. - Yaşar Kemal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kızarıp bozarmak

KIZARTMA

[isim]

  • Kızartmak işi
  • Kızartılarak hazırlanmış yemek

    Kabak kızartması. Patlıcan kızartması.

[sıfat]

  • Kızartılarak pişirilmiş

    Kızartma et.

Birleşik Kelimeler: patlıcan kızartması