İçinde Kız Bulunan Kelimeler



İçinde KIZ olan 110 kelime bulunuyor. İçerisinde KIZ geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kız kelimesinin anlamı nedir? Kız ile başlayan kelimeler. Kız ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

KIZILCIKGİLLER27, SAKIZLAŞTIRMAK24

13 Harfli Kelimeler

YEDİKIZKARDEŞ26, SAKIZLAŞTIRMA23, KIZILKANTARON19

12 Harfli Kelimeler

KIZILCAHAMAM26, KIZGINLAŞMAK25, KIZMABİRADER21, KIZILIMTIRAK20

11 Harfli Kelimeler

KIZOĞLANKIZ27, KIZILCADİŞİ24, KIZGINLAŞMA24, KIZILYAPRAK22, KIZILBAŞLIK22, KIZIŞTIRMAK21, KIZILLAŞMAK20, KIZILKUYRUK20, KIZDIRILMAK20, SAKIZLAŞMAK20, TIKIZLAŞMAK20, KIZILDERİLİ18, KIZARTILMAK17

10 Harfli Kelimeler

KIZILSÖĞÜT31, KIZILYÖRÜK25, KIZIŞTIRIŞ23, KIZAMIKÇIK20, KIZIŞTIRMA20, SAKIZCILIK20, KIZDIRILMA19, KIZILLAŞMA19, MÜTEYAKKIZ19, SAKIZLAŞMA19, TIKIZLAŞMA19, KIZILIRMAK17, ANALIKIZLI16, KIZARIKLIK16, KIZARTILMA16, KIZAKLAMAK15, KIZILKANAT15

9 Harfli Kelimeler

KIZILAĞAÇ24, KIZILÖREN20, DENİZKIZI19, KIZGINLIK19, KIZILBOYA19, KIZILTEPE18, KIZARTICI18, KIZILIMSI18, KIZDIRMAK17, KIZMEMESİ16, KIZILYARA16, KIZAMIKLI16, MÜTENAKIZ16, KIZARTILI15, KIZILELMA15, KIZILKURT15, KANKIZILI15, KIZAKLAMA14, KIZARTMAK14, KARASAKIZ14

8 Harfli Kelimeler

KIZCAĞIZ26, KIZILŞAP20, KIZOĞLAN20, KIZILKÖK19, KIPKIZIL18, KIZILBAŞ18, KIZILCIK17, KIZILÇAM17, KIZIŞMAK17, KIZDIRMA16, TIMTIKIZ15, KIZILLIK14, KIZKALBİ14, KIZILMAK14, TIKIZLIK14, KIZAKLIK13, KIZANLIK13, KIZARMAK13, KIZARTMA13

7 Harfli Kelimeler

KIZIŞMA16, KIZIŞIK16, KIZILIŞ16, SAKIZCI16, KIZMACA15, KIZARIŞ15, KIZILCA15, KIZAMIK13, KIZILMA13, KIZILTI13, SARIKIZ13, SAKIZLI13, KIZARIK12, KIZARMA12, KIZARTI12, TELEKIZ11

6 Harfli Kelimeler

KIZEVİ16, KIZGIN15, SÜTKIZ13, ELKIZI11, KIZLIK11, KIZMAK11

5 Harfli Kelimeler

KIZ13, KIZIL10, KIZMA10, KIZIK10, SAKIZ10, TIKIZ10, KIZAK9, KIZAN9, NAKIZ9

3 Harfli Kelimeler

KIZ7


KIZ


[isim]
  • Dişi çocuk

    Oğlu savaşın birinde şehit düştü, iki kızı da evlenip ücra yerlere gittiler. - Halikarnas Balıkçısı

[ünlem]
  • Dişi cinsten birine daha yaşlı biri tarafından kullanılan bir seslenme sözü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kız almak
  • kız beşikte (veya kundakta), çeyiz sandıkta
  • kız gibi
  • kızı gönlüne bırakırsan ya davulcuya kaçar (veya varır) ya zurnacıya
  • kızı kısrağı
  • kızım sana söylüyorum (veya dedim) gelinim sen anla (veya işit)
  • kızını (veya evladını) dövmeyen dizini döver
  • kız istemek
  • kız kaçırmak
  • kız vermek

Birleşik Kelimeler: kız başına, kız böceği, kızevi, kızkalbi, kız kardeş, kız kızan, kız kilimi, kız kurusu, kız kuşu, kızmemesi, kızoğlan, kız tavlası, kızlar ağası, kızlı erkekli, besleme kız, gelinlik kız, karı kız milleti, kiralık kız, naylon kız, üvey kız, Yedikızkardeş, dayı kızı, denizkızı, deniz kızı, elkızı, emmi kızı, hala kızı, kapak kızı, maça kızı, sokak kızı, analıkızlı


KIZAK


[isim]
  • Kar veya buz üzerinde kayarak yol alan tekerleksiz taşıt

    Sokağa çıkıp tahta kızağıyla onu kaydırmak istedim. - Reha Mağden

[denizcilik]
  • Tersanelerde üzerinde gemi yapılan, onarılan veya gemiyi suya indirip sudan çıkarmaya yarayan ızgara

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kızağa çekmek (veya almak)
  • kızak yapmak

Birleşik Kelimeler: su kızağı


KIZAN


[isim] [halk ağzında]
  • Erkek çocuk

Birleşik Kelimeler: kız kızan

[isim] [halk ağzında]
  • Dişi köpek, kedi gibi hayvanların çiftleşme isteği gösterdikleri durum veya zaman

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kızana gelmek


NAKIZ (Kelime Kökeni: Arapça naḳż)


[isim] [eskimiş]
  • Bozma, çözme

Birleşik Kelimeler: nakzetmek


KIZIL


[isim]
  • Parlak kırmızı renk
[sıfat]
  • Bu renkte olan

    Sular sarardı... Yüzün perde perde solmakta / Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta - Ahmet Haşim

[sıfat] [mecaz]
  • Aşırı derecede olan

    Softalar arasında kızıl bir kavga kopmuştu. - Falih Rıfkı Atay

[mecaz]
  • Komünist
[tıp]
  • Genellikle küçük yaşlarda görülen, bulaşıcı, yüksek ateşli, kırmızı renkte geniş lekeler döktüren, kuluçka dönemi üç dört gün süren tehlikeli hastalık
[halk ağzında]
  • Altın

Birleşik Kelimeler: kızılağaç, Kızılbaş, kızılboya, kızılçam, Kızılderili, Kızılelma, kızılgeyik, kızıl ısı, kızıl iblis, kızılkanat, kızılkantaron, kızıl kıyamet, kızılkök, kızılkurt, kızılkuyruk, kızılötesi, kızılsöğüt, kızıl su yosunları, kızılşap, kızılyaprak, kızılyara, kızıl yel, kızılyörük, kankızıl


KIZMA


[isim]
  • Kızmak işi

    Şimdi artık kızma sırası bana gelmişti. - Reşat Nuri Güntekin


KIZIK


[isim] [tarih]
  • Oğuz Türklerinin yirmi dört boyundan biri

SAKIZ


[isim]
  • Bazı ağaçların ve özellikle sakız ağacının kabuğundan sızan, çiğnendiğinde yumuşayan, hoş kokulu, beyaz renkli reçine
[hayvan bilimi]
  • Vücudu beyaz olup başta ve ayaklarda belirgin siyah işaretler bulunan, ince kemik yapılı ve yüksek ayaklı, ince yağsız uzun kuyruklu bir tür koyun

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sakız gibi

Birleşik Kelimeler: sakız ağacı, sakız bademi, sakız baklası, sakız dikeni, sakız enginarı, sakız kabağı, sakız leblebisi, sakız rakısı, sakız tatlısı, acı sakız, çürük sakız, karasakız, afyon sakızı, ağaç sakızı, çam sakızı, çengel sakızı, damla sakızı, kengel sakızı, kenger sakızı, köknar sakızı, yer sakızı


TIKIZ


[sıfat]
  • Tıknaz

    İkisi de tıkız ve aynı boyda. - Haldun Taner


TELEKIZ (Kelime Kökeni: Fransızca télé + Türkçe kız)


[isim]
  • Telefon ile iletişim kurarak fuhuş yapan kadın

ELKIZI


[isim]
  • Gelin

KIZLIK


[isim]
  • Cinsel ilişkide bulunmamış bayanın durumu, erdenlik, bakirlik, bekâret, bikir

    Kızlığında, başlarına soluk örtmelerini alır, yünlerini sırtlar, ırmak boyuna yün boyamaya giderdi. - Nezihe Meriç

[sıfat]
  • Bir kadının evlenmeden önceki yaşantısıyla ilgili, o döneme özgü

    İşte bu onun kızlık odası. - Memduh Şevket Esendal

[halk ağzında]
  • Üvey kız

Birleşik Kelimeler: kızlık zarı


KIZMAK


[nesnesiz]
  • Isıtılan veya ısınan bir nesnenin sıcaklığı çok artmak

    Taşlar güneşten kızmıştı.

[mecaz]
  • Öfkelenmek, sinirlenmek

    Dakikalar geçtikçe sakinleşiyor, sakinleştikçe de için için kızıyor, üzülüyordum. - Etem İzzet Benice

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kızıp durmak

Birleşik Kelimeler: kıza köpüre, kızmabirader


KIZARIK


[sıfat]
  • Kızarmış

KIZARMA


[isim]
  • Kızarmak işi