Kura ile Başlayan Kelimeler

KURA ile başlayan 28 kelime bulunuyor. Başında KURA olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kura kelimesinin anlamı nedir? İçinde kura olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

KURAMLAŞTIRMAK21, KURALLAŞTIRMAK20

13 Harfli Kelimeler

KURABİYECİLİK21, KURAMLAŞTIRMA20, KURALLAŞTIRMA19

11 Harfli Kelimeler

KURALSIZLIK18, KURALLAŞMAK16

10 Harfli Kelimeler

KURABİYECİ18, KURAMCILIK17, KURALCILIK16, KURALLAŞMA15

8 Harfli Kelimeler

KURALSIZ14, KURABİYE13, KURAKÇIL13, KURAMSAL11, KURANDER11, KURAKLIK10

7 Harfli Kelimeler

KURAMCI13, KURALCI12, KURALLI9

6 Harfli Kelimeler

KURACI11, KURADA9, KURALI8, KURAMA8

5 Harfli Kelimeler

KURAM7, KURAL6, KURAK6

4 Harfli Kelimeler

KURA5

KURA (Kelime Kökeni: Arapça ḳurʿa)

[isim]

  • İki veya daha çok aday arasında bir sıralama, bir ayırma yapılacağı zaman her birinde bir tek ad yazılı kâğıtları bir araya getirip karıştırdıktan sonra birini çekerek veya özel bir bilgisayar yazılımıyla adları belirleme, ad çekme

    Okulu bitirirken kurada Karaköse'yi çekince dağda taşta doya doya ata bineceği için seviniyordu. - Necati Cumalı

  • Kime veya neye isabet edeceği önceden belli olmayan bir çekimle sonucu belirleme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kura çekmek
  • kurası olmak

Birleşik Kelimeler: kura efradı, kura neferi, kaçın kurası

KURAL

[isim]

  • Bir sanata, bir bilime, bir düşünce ve davranış sistemine temel olan, yön veren ilke, nizam

    Dil bilgisi kuralları.

  • Davranışlarımıza yön veren, uyulması gereken ilke

    O, yirmi beş yaşına kadar umumi kurallara, yargılara sığmayan bir hayat yaşamıştır. - Halide Edip Adıvar

Birleşik Kelimeler: kural dışı, kurala aykırı, üç birlik kuralı, görgü kuralları, yazım kuralları

KURAK

[sıfat]

  • Yağışsız (hava, mevsim, yıl)

    Kurak bir yıl geçiriyoruz.

  • Nem tutmayan, çabuk kuruyuveren, çorak (toprak)

    Bulunduğu toprağın ve yerin sulak, kurak, sıcak ve soğuk olmasına göre gelişir. - Burhan Felek

Birleşik Kelimeler: yarı kurak

KURAM

[isim]

  • Uygulamalardan bağımsız olarak ele alınan soyut bilgi
  • Belirli bir konudaki düşüncelerin, görüşlerin bütünü

    İnsanlar da görünen dünyanın bir parçası olarak bu kurama girerler. - Haldun Taner

  • Sistemli bir biçimde düzenlenmiş birçok olayı açıklayan ve bir bilime temel olan kurallar, yasalar bütünü, nazariye, teori

    Onun bir başka anlamı da bir düşüncenin, bir kuramın soyutça anlatılmasından doğar. - Salâh Birsel

Birleşik Kelimeler: bilgi kuramı, bilim kuramı, değer kuramı

KURALI

[sıfat]

[askerlik]

  • Kurasını çekmiş, askere gitmeyi bekleyen (asker)

    Seferberlik başladığı zaman dertli analar nafakasını yok pahasına tefecilere satıyor, kuralı çocuklarına yol parası yetiştiriyorlardı. - Ruşen Eşref Ünaydın

KURAMA

[isim]

  • Türkistan'da yaşayan bir topluluk ve bu topluluktan olan kimse

KURALLI

[sıfat]

  • Kuralı olan, kurala uygun olan, kaideli, kıyasi

Birleşik Kelimeler: kurallı cümle, kurallı tümce

KURADA (Kelime Kökeni: Arapça ḳurāḍa)

[sıfat]

[halk ağzında]

  • İşe yaramaz, yıpranmış, eskimiş, bozulmuş (eşya)
  • Gelişmemiş, cılız

    Pencereyi açar açmaz bu karı çarpık bacakları, kurada kolları, porsuk gerdanla karşıma çıkar. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

KURAKLIK

[isim]

  • Kurak olma durumu, kurak hava, yağışsızlık

    Kuraklık her yanı kasıp kavuruyor ve berbat ediyor bostanları. - Halikarnas Balıkçısı

KURAMSAL

[sıfat]

  • Kuramla ilgili, kuram durumunda bulunan, kuram niteliğinde olan, nazari, teorik, uygulamalı karşıtı

KURANDER (Kelime Kökeni: Fransızca courant d'air)

[isim]

  • Hava akımı, cereyan

    İçtiğim Fernet'nin serinliği birdenbire kesildi, kuranderini duymaktan başka az evvel poyraz rüzgârı alan kalbim şimdi bir lav akıntısının altında! - Refik Halit Karay

KURACI

[isim]

[eskimiş]

  • Askere alınacak gençlerin belli olması için onlara kura çektiren subay

KURALCI

[sıfat]

  • Kurallara bağlı olan, kaideci

KURABİYE (Kelime Kökeni: Arapça ġureybiyye)

[isim]

  • Un, yağ, badem, fıstık vb. ile yapılan, şekerli küçük çörek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kurabiye gibi

Birleşik Kelimeler: acı badem kurabiyesi

KURAKÇIL

[sıfat]

  • Kurak yerde yetişen, kurak yerden hoşlanan (bitki)

    Kurakçıl bitkiler.