[isim]

[eskimiş]

• Aşık kemiği

Ata Sözleri ve Deyimler

• kâbına varamamak

[isim]

• İçi gaz, sıvı veya katı herhangi bir maddeyi alabilen oyuk nesne

• Kap kacak

• Türlü şeylerin taşınması veya saklanması için kullanılan torba, kılıf, çanta, sepet, sandık vb

• Kapak, cilt

Ata Sözleri ve Deyimler

• kabına sığmamak

[isim]

• Gövdeyi omuzların üstünden çepeçevre saracak biçimde yapılan bir tür üst giysisi

• Kadınların giydiği kolsuz üstlük

[isim]

• Bir kimseye, bir aileye kendi adından ayrı olarak sonradan takılan, o kimsenin veya o ailenin bir özelliğinden kaynaklanan ad

  Öyleyse bana da bir lakap bul, dedi, sallanmaktan başı dönen tuzluğu nihayet masaya bırakabildiğinde. - Elif Şafak

Ata Sözleri ve Deyimler

• lakap takmak

[isim]

[eskimiş]

• Yüz örtüsü, peçe

[isim]

[eskimiş]

[matematik]

• Küp(II)

  Beş mikâp kum.

[isim]

[eskimiş]

• Kötü iş yapma, kötülük etme

• Yiyicilik

• Yalan söyleme, hile yapma

[isim]

[teknik]

• Tahta, maden, beton vb. sert maddeler üzerinde delik açmaya yarayan alet, delik açma aleti, delgi

[zarf]

[eskimiş]

• Hemen arkasından

• Çabucak

[isim]

• Küçük kamyon, kamyonet

  Kamyonlar, pikaplar arka arkaya park etmiş duruyorlardı yan sokaklarda. - Çetin Altan

[eskimiş]

• Elektrikle veya pille çalışan, plak dinlemekte kullanılan araç

  Odama dünyanın en güzel musikisinin dolması için pikabımın başına gitmem kâfidir. - Mehmet Kaplan

[isim]

• Engel

  Esaslı dokümantasyona ve teknik hünerlere karşın, en büyük handikapları, bu yaşanmışlık sıcaklığından yoksun oluşları idi. - Haldun Taner

• At yarışlarında binicilerle eyerin toplam ağırlığının, atların koşuyu kazanma şansını etkileyecek biçimde ayarlanması