İçinde Kap Bulunan Kelimeler



İçinde KAP olan 165 kelime bulunuyor. İçerisinde KAP geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kap kelimesinin anlamı nedir? Kap ile başlayan kelimeler. Kap ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

KAPİTALİSTLEŞME24

14 Harfli Kelimeler

KAPİTALİZASYON25, KAPASİTESİZLİK23, ANTİKAPİTALİZM22, ANTİKAPİTALİST19

13 Harfli Kelimeler

KAPLUMBAĞALAR28, KAPILANDIRMAK22

12 Harfli Kelimeler

KAPAROZCULUK25, KAPSAYICILIK25, KAPİTÜLASYON22, KAPLAMACILIK22, KAPORTACILIK22, KAPAROZLAMAK21, KAPILANDIRMA21, KAPTANIDERYA21, KAPLAMSALLIK19

11 Harfli Kelimeler

KAPLANBOĞAN25, KAPKAÇÇILIK23, KAPIŞTIRMAK21, KAPILGANLIK21, KAPIMANDALI20, KAPASİTESİZ20, KAPAROZLAMA20, KAPATTIRMAK17, KAPKARANLIK16, KAPAKLANMAK16

10 Harfli Kelimeler

BÖCEKKAPAN25, KAPLUMBAĞA25, KAPIŞILMAK20, KAPIŞTIRMA20, HALKAPINAR19, KAPLICALIK19, KAPTIKAÇTI19, KAPİTALİZM18, DEMİRKAPAN17, KAPANIKLIK16, KAPATILMAK16, KAPATTIRMA16, KAPILANMAK16, SAMANKAPAN16, KAPAKLANMA15, KAPASİTELİ15, KAPİTALİST15, SİNEKKAPAN15

9 Harfli Kelimeler

KAPSAYICI21, KAPAROZCU21, KAPORASIZ19, KAPICILIK19, KAPIŞILMA19, KAPORTACI18, KAPRİSSİZ18, KAPLAMACI18, KAPATILIŞ18, PİREKAPAN17, UŞAKKAPAN17, KAPTIRMAK15, KAPLAMSAL15, KAPALILIK15, KAPATILMA15, KAPILANMA15, KAPLAMALI15, KAPLATMAK14, KAPTANLIK14, KAPLANMAK14

8 Harfli Kelimeler

KAPKAÇÇI19, HANDİKAP18, KAPLAYIŞ18, KAPRİÇYO18, KAPAKSIZ17, KAPAMACI17, KAPÇIKLI17, KAPILGAN17, KAPIŞMAK17, KAPUÇİNO17, KAPAKÇIK16, KAPLANIŞ16, KAPLATIŞ16, KAPANİÇE15, KAPSAMLI15, KAPIKULE14, KAPILMAK14, KAPLAMLI14, KAPORALI14, KAPSAMAK14
Tümünü Gör

7 Harfli Kelimeler

KAPISIZ17, KAPÜŞON17, KAPICIK16, KAPILIŞ16, KAPIŞMA16, KAPAMAÇ15, KAPANCI15, KAPANIŞ15, KAPAROZ15, KAPATIŞ15, KAPLICA15, KAPMACA15, KAPUÇİN15, KAPANCA14, DERAKAP13, KAPILMA13, KAPSAMA13, KAPUSKA13, KAPAKLI12, KAPAMAK12
Tümünü Gör

6 Harfli Kelimeler

KAPICI15, KAPSIZ15, KAPÇIK14, KAPIDA13, KAPKAÇ13, KAPSÜL13, KAPÇAK13, KAPILI12, KAPSAM12, KAPLAM11, KAPLIK11, KAPMAK11, KAPORA11, KAPRİS11, KAPALI11, KAPAMA11, MATKAP11, TEKAPU11, KAPLAN10, KAPTAN10
Tümünü Gör

5 Harfli Kelimeler

KAP13, KAPUZ13, PİKAP13, KAPLI10, KAPMA10, KAPUT10, MİKAP10, OKAPİ10, KAPAN9, KAPİK9, KAPAK9, LAKAP9, NİKAP9

4 Harfli Kelimeler

KAPI9

3 Harfli Kelimeler

KAP7


KÂP (Kelime Kökeni: Arapça kaʿb)


[isim] [eskimiş]
  • Aşık kemiği

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kâbına varamamak

[isim]
  • İçi gaz, sıvı veya katı herhangi bir maddeyi alabilen oyuk nesne

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kabına sığmamak

Birleşik Kelimeler: kap kacak, bileşik kap, birleşik kap, ayakkabı, deney kabı, kurutma kabı, su kabı, bileşik kaplar, birleşik kaplar

[isim]
  • Gövdeyi omuzların üstünden çepeçevre saracak biçimde yapılan bir tür üst giysisi

KAPAN


[isim]
  • Bazı hayvanları yakalamak için kullanılan, hayvanın ayağının değmesiyle işleyen tuzak
[mecaz]
  • Düzen, hile

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kapana düşmek (veya girmek veya kısılmak veya koymak veya tutulmak veya yakalanmak)
  • kapana düşürmek (veya kıstırmak)
  • kapana sıkıştırmak
  • kapan kurmak

Birleşik Kelimeler: kurt kapanı, yağmur kapanı

[isim] [eskimiş]
  • Pazara satılmak üzere gelen yiyecek maddelerinin tartıldığı resmî büyük kantar ve bu kantarın bulunduğu yer

KAPİK


[isim] [halk ağzında]
  • Köpek
[isim]
  • Rublenin yüzde biri değerinde para birimi

KAPAK


[isim]
  • Her türlü kabın üstünü örtmeye veya bir deliği kapamaya yarayan nesne

    Evin en alt katına indik, oradan da bir mahzen kapağı açtılar. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kapağı atmak
  • kapak atmak

Birleşik Kelimeler: kapak bıçkısı, kapak kızı, kapak tahtası, kapak takımı, kapak taşı, kapak yıldızı, iç kapak, stor kapak, bagaj kapağı, cilt kapağı, diz kapağı, göz kapağı, hava kapağı, kol kapağı


LAKAP (Kelime Kökeni: Arapça laḳab)


[isim]
  • Bir kimseye, bir aileye kendi adından ayrı olarak sonradan takılan, o kimsenin veya o ailenin bir özelliğinden kaynaklanan ad

    Öyleyse bana da bir lakap bul, dedi, sallanmaktan başı dönen tuzluğu nihayet masaya bırakabildiğinde. - Elif Şafak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • lakap takmak


NİKAP (Kelime Kökeni: Arapça niḳāb)


[isim] [eskimiş]
  • Yüz örtüsü, peçe

KAPI


[isim]
  • Bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni olan duvar veya bölme açıklığı

    Çıtalarla yapılma telli bir kapı koymuşlardı ortasına. - Cahit Uçuk

[tarih]
  • Osmanlı Devleti'nde resmî görev yeri
[bilişim]
  • Sadece bir konuda yoğunlaşmış bilgilerin yer aldığı genel ağ sayfası, portal
[mecaz]
  • Gelir, geçim, kısmet sağlayan yer, kaynak veya imkân

    Onların başvuracağı her kapıya gitmiş. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]
  • Gidere yol açan gereksinim

    Bayram geldi, yine masraf kapıları açıldı.

[mecaz]
  • Ev gezmesi için gidilen yer

    Bugün yine kaç kapı dolaştın?

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kapı açmak
  • kapı almak (veya yapmak)
  • kapı aralamak
  • kapı aramak
  • kapı baca açık (olmak)
  • kapıda kalmak
  • kapıdan çevirmek
  • kapıdan kovsan bacadan düşer (veya girer)
  • kapı dışarı etmek (veya atmak)
  • kapı gibi
  • kapı kadar
  • kapı kapı aramak
  • kapı kapı dolaşmak (veya gezmek)
  • kapıları açık tutmak
  • kapıları kapamak
  • kapılar yüzüne (veya üzerine veya üstüne) kapanmak
  • kapısına kilit vurmak
  • kapısını aşındırmak
  • kapısını çalmak
  • kapıya dayanmak
  • kapı yapmak
  • kapıyı açmak
  • kapıyı büyük açmak
  • kapıyı göstermek

Birleşik Kelimeler: kapı ağası, kapı ağzı, kapıaltı, kapı bir komşu, kapı çuhadarı, kapı duvar, kapı halkı, kapı kâhyası, kapı kapamaca, kapı karşı komşu, kapı kethüdası, kapı kolu, kapı komşu, kapıkule, kapı kulu, kapı mandalı, kapı oğlanı, kapı perdesi, kapı tokmağı, kapı yoldaşı, kapısı açık, açık kapı, ana kapı, ara kapı, çakma kapı, çarpma kapı, çat kapı, çekme kapı, çelik kapı, çift kapı, demir kapı, dış kapı, döner kapı, sağır kapı, taç kapı, topal kapı, yağlı kapı, yavru kapı, adalet kapısı, ağa kapısı, cümle kapısı, çıkış kapısı, devlet kapısı, ekmek kapısı, el kapısı, geçim kapısı, giriş kapısı, gümrük kapısı, hacet kapısı, hükûmet kapısı, kısmet kapısı, koltuk kapısı, komşu kapısı, kuzu kapısı, kuzuluk kapısı, mahkeme kapısı, masraf kapısı, mide kapısı, nizamiye kapısı, paşa kapısı, serasker kapısı, servis kapısı, sınır kapısı, sokak kapısı, şeyhülislam kapısı, umut kapısı, ümit kapısı


KAPLAN


[isim] [hayvan bilimi]
  • Kedigillerden, enine siyah çizgili, koyu sarı postu olan, Asya'da yaşayan çevik ve yırtıcı hayvan (Felis tigris)

Birleşik Kelimeler: kaplan atlaması, kaplanboğan, kaplan böcek, kaplan derisi


KAPTAN (Kelime Kökeni: İtalyanca capitan)


[isim] [denizcilik]
  • Gemi yönetimiyle ilgili en yüksek görevli

    Başkasını seçselerdi, o kaptan, ben de seve seve dalgıç ya da hava verici makineci olurdum. - Halikarnas Balıkçısı

[spor]
  • Takım oyunlarında takımı temsil eden kimse
[tarih]
  • Balkanlarda çete savaşı yapan milis gücünde çarpışan kimse, efe

    Yaşar Kaptan dedikleri bir sarı yılan / Kayalar kadısını durdurur divan - Halk türküsü

Birleşik Kelimeler: kaptanıderya, kaptan köprüsü, kaptan köşkü, kaptan paşa, kaptanpaşakuzusu, kaptan pilot, ikinci kaptan, kılavuz kaptan, uzak yol kaptanı


KAPLI


[sıfat]
  • Kaplanmış olan

    Çantasından çok sayfalı, maroken kaplı küçük bir defter çıkardı. - Ömer Seyfettin


KAPMA


[isim]
  • Kapmak işi

    Bir fende kazık kakmaktansa hepsinden birer parça malumat kapma fikrinde idi. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[sıfat]
  • Hile ile elde edilen

KAPUT (Kelime Kökeni: Fransızca capote)


[isim] [askerlik]
  • Asker paltosu

    İsli tavana bakarak kaputumun düğmelerini iliklemeye başladım. - Ömer Seyfettin

Birleşik Kelimeler: kaput bezi, askerî kaput

[isim]
  • İskambilde el vermeden yenme
[sıfat] [halk ağzında]
  • Kötü, bozuk, işe yaramaz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kaput etmek
  • kaput gitmek (veya olmak)


MİKÂP (Kelime Kökeni: Arapça mikʿab)


[isim] [eskimiş] [matematik]
  • Küp(II)

    Beş mikâp kum.


OKAPİ (Kelime Kökeni: Fransızca okapi)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Geviş getirenlerden, Kongo'da bataklık ormanlarda yaşayan, büyük bir antilop boyunda, gövdesi kızıl kestane renginde, bacakları beyaz çizgili bir memeli hayvan (Okapia johnstoni)

KAPLAM


[isim] [mantık]
  • Bir kavramın ve o kavramı dile getiren terimin içerdiği varlıkların ve bireysel olayların bütünü, kapsam, şümul

    Bütün insanlar, hayvanlar, bitkiler canlı kavramının kaplamı içine girerler.