Kap ile Başlayan Kelimeler
KAP ile başlayan 143 kelime bulunuyor. Başında KAP olan kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Kap kelimesinin anlamı nedir? Kap ile biten kelimeler. İçinde kap olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
15 Harfli Kelimeler
KAPİTALİSTLEŞME24
14 Harfli Kelimeler
KAPİTALİZASYON25, KAPASİTESİZLİK23
13 Harfli Kelimeler
KAPLUMBAĞALAR28, KAPILANDIRMAK22
12 Harfli Kelimeler
KAPAROZCULUK25, KAPSAYICILIK25, KAPİTÜLASYON22, KAPLAMACILIK22, KAPORTACILIK22, KAPAROZLAMAK21, KAPILANDIRMA21, KAPTANIDERYA21, KAPLAMSALLIK19
11 Harfli Kelimeler
KAPLANBOĞAN25, KAPKAÇÇILIK23, KAPIŞTIRMAK21, KAPILGANLIK21, KAPIMANDALI20, KAPASİTESİZ20, KAPAROZLAMA20, KAPATTIRMAK17, KAPKARANLIK16, KAPAKLANMAK16
10 Harfli Kelimeler
KAPLUMBAĞA25, KAPIŞILMAK20, KAPIŞTIRMA20, KAPLICALIK19, KAPTIKAÇTI19, KAPİTALİZM18, KAPANIKLIK16, KAPATILMAK16, KAPATTIRMA16, KAPILANMAK16, KAPAKLANMA15,
9 Harfli Kelimeler
KAPSAYICI21, KAPAROZCU21, KAPORASIZ19, KAPICILIK19, KAPIŞILMA19, KAPORTACI18, KAPRİSSİZ18, KAPLAMACI18, KAPATILIŞ18, KAPTIRMAK15, KAPLAMSAL15, KAPALILIK15, KAPATILMA15, KAPILANMA15, KAPLAMALI15, KAPLATMAK14, KAPTANLIK14, KAPLANMAK14
8 Harfli Kelimeler
KAPKAÇÇI19, KAPLAYIŞ18, KAPRİÇYO18, KAPAKSIZ17, KAPAMACI17, KAPÇIKLI17, KAPILGAN17, KAPIŞMAK17, KAPUÇİNO17, KAPAKÇIK16, KAPLANIŞ16, KAPLATIŞ16, KAPANİÇE15, KAPSAMLI15, KAPIKULE14, KAPILMAK14, KAPLAMLI14, KAPORALI14, KAPSAMAK14, KAPTIRMA14
Tümünü Gör
7 Harfli Kelimeler
KAPISIZ17, KAPÜŞON17, KAPICIK16, KAPILIŞ16, KAPIŞMA16, KAPAMAÇ15, KAPANCI15, KAPANIŞ15, KAPAROZ15, KAPATIŞ15, KAPLICA15, KAPMACA15, KAPUÇİN15, KAPANCA14, KAPILMA13, KAPSAMA13, KAPUSKA13, KAPAKLI12, KAPAMAK12, KAPANIK12
Tümünü Gör
6 Harfli Kelimeler
KAPICI15, KAPSIZ15, KAPÇIK14, KAPIDA13, KAPKAÇ13, KAPSÜL13, KAPÇAK13, KAPILI12, KAPSAM12, KAPLAM11, KAPLIK11, KAPMAK11, KAPORA11, KAPRİS11, KAPALI11, KAPAMA11, KAPLAN10, KAPTAN10, KAPELA10, KAPARİ10
5 Harfli Kelimeler
KAPIŞ13, KAPUZ13, KAPLI10, KAPMA10, KAPUT10, KAPAN9, KAPİK9, KAPAK9
4 Harfli Kelimeler
KAPI9
3 Harfli Kelimeler
KAP7
KÂP (Kelime Kökeni: Arapça kaʿb)
- Aşık kemiği
Ata Sözleri ve Deyimler
- kâbına varamamak
- İçi gaz, sıvı veya katı herhangi bir maddeyi alabilen oyuk nesne
- Kap kacak
- Türlü şeylerin taşınması veya saklanması için kullanılan torba, kılıf, çanta, sepet, sandık vb
- Kapak, cilt
Ata Sözleri ve Deyimler
- kabına sığmamak
Birleşik Kelimeler: kap kacak, bileşik kap, birleşik kap, ayakkabı, deney kabı, kurutma kabı, su kabı, bileşik kaplar, birleşik kaplar
- Gövdeyi omuzların üstünden çepeçevre saracak biçimde yapılan bir tür üst giysisi
- Kadınların giydiği kolsuz üstlük
KAPAN
- Bazı hayvanları yakalamak için kullanılan, hayvanın ayağının değmesiyle işleyen tuzak
- Düzen, hile
Ata Sözleri ve Deyimler
- kapana düşmek (veya girmek veya kısılmak veya koymak veya tutulmak veya yakalanmak)
- kapana düşürmek (veya kıstırmak)
- kapana sıkıştırmak
- kapan kurmak
Birleşik Kelimeler: kurt kapanı, yağmur kapanı
- Pazara satılmak üzere gelen yiyecek maddelerinin tartıldığı resmî büyük kantar ve bu kantarın bulunduğu yer
KAPİK
- Köpek
- Rublenin yüzde biri değerinde para birimi
KAPAK
-
Her türlü kabın üstünü örtmeye veya bir deliği kapamaya yarayan nesne
Evin en alt katına indik, oradan da bir mahzen kapağı açtılar. - Refik Halit Karay
-
Dolap, sandık vb.ni örtmeye yarayan parça
Dolap kapağı.
-
Kitap, defter vb.nin en üstüne geçirilen kılıf
Kapağını, geceleri aynı masa etrafında buluştuğu ressamlardan birine çizdirecekti. - Attila İlhan
- Biçilen ağaç kütüklerinin iki yanından çıkan, düzgün olmayan tahta
- Zıvanada iki dış yan parça
Ata Sözleri ve Deyimler
- kapağı atmak
- kapak atmak
Birleşik Kelimeler: kapak bıçkısı, kapak kızı, kapak tahtası, kapak takımı, kapak taşı, kapak yıldızı, iç kapak, stor kapak, bagaj kapağı, cilt kapağı, diz kapağı, göz kapağı, hava kapağı, kol kapağı
KAPI
-
Bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni olan duvar veya bölme açıklığı
Çıtalarla yapılma telli bir kapı koymuşlardı ortasına. - Cahit Uçuk
-
Bu açıklıktaki açılıp kapanan kanat
Evlerin kapılarında kocaman yeşil bronz tokmaklar vardı. - Sait Faik Abasıyanık
- Tavla oyununda iki pul üst üste getirilerek karşı oyuncunun o haneyi kullanmasına engel olunan yer
-
Devlet dairesi
Hükûmet kapısı.
- Osmanlı Devleti'nde resmî görev yeri
- Sadece bir konuda yoğunlaşmış bilgilerin yer aldığı genel ağ sayfası, portal
-
Gelir, geçim, kısmet sağlayan yer, kaynak veya imkân
Onların başvuracağı her kapıya gitmiş. - Sait Faik Abasıyanık
-
Gidere yol açan gereksinim
Bayram geldi, yine masraf kapıları açıldı.
-
Ev gezmesi için gidilen yer
Bugün yine kaç kapı dolaştın?
Ata Sözleri ve Deyimler
- kapı açmak
- kapı almak (veya yapmak)
- kapı aralamak
- kapı aramak
- kapı baca açık (olmak)
- kapıda kalmak
- kapıdan çevirmek
- kapıdan kovsan bacadan düşer (veya girer)
- kapı dışarı etmek (veya atmak)
- kapı gibi
- kapı kadar
- kapı kapı aramak
- kapı kapı dolaşmak (veya gezmek)
- kapıları açık tutmak
- kapıları kapamak
- kapılar yüzüne (veya üzerine veya üstüne) kapanmak
- kapısına kilit vurmak
- kapısını aşındırmak
- kapısını çalmak
- kapıya dayanmak
- kapı yapmak
- kapıyı açmak
- kapıyı büyük açmak
- kapıyı göstermek
Birleşik Kelimeler: kapı ağası, kapı ağzı, kapıaltı, kapı bir komşu, kapı çuhadarı, kapı duvar, kapı halkı, kapı kâhyası, kapı kapamaca, kapı karşı komşu, kapı kethüdası, kapı kolu, kapı komşu, kapıkule, kapı kulu, kapı mandalı, kapı oğlanı, kapı perdesi, kapı tokmağı, kapı yoldaşı, kapısı açık, açık kapı, ana kapı, ara kapı, çakma kapı, çarpma kapı, çat kapı, çekme kapı, çelik kapı, çift kapı, demir kapı, dış kapı, döner kapı, sağır kapı, taç kapı, topal kapı, yağlı kapı, yavru kapı, adalet kapısı, ağa kapısı, cümle kapısı, çıkış kapısı, devlet kapısı, ekmek kapısı, el kapısı, geçim kapısı, giriş kapısı, gümrük kapısı, hacet kapısı, hükûmet kapısı, kısmet kapısı, koltuk kapısı, komşu kapısı, kuzu kapısı, kuzuluk kapısı, mahkeme kapısı, masraf kapısı, mide kapısı, nizamiye kapısı, paşa kapısı, serasker kapısı, servis kapısı, sınır kapısı, sokak kapısı, şeyhülislam kapısı, umut kapısı, ümit kapısı
KAPLAN
- Kedigillerden, enine siyah çizgili, koyu sarı postu olan, Asya'da yaşayan çevik ve yırtıcı hayvan (Felis tigris)
Birleşik Kelimeler: kaplan atlaması, kaplanboğan, kaplan böcek, kaplan derisi
KAPTAN (Kelime Kökeni: İtalyanca capitan)
-
Gemi yönetimiyle ilgili en yüksek görevli
Başkasını seçselerdi, o kaptan, ben de seve seve dalgıç ya da hava verici makineci olurdum. - Halikarnas Balıkçısı
- Takım oyunlarında takımı temsil eden kimse
- Kaptan pilot
- Yolcu otobüsü sürücüsü
-
Balkanlarda çete savaşı yapan milis gücünde çarpışan kimse, efe
Yaşar Kaptan dedikleri bir sarı yılan / Kayalar kadısını durdurur divan - Halk türküsü
Birleşik Kelimeler: kaptanıderya, kaptan köprüsü, kaptan köşkü, kaptan paşa, kaptanpaşakuzusu, kaptan pilot, ikinci kaptan, kılavuz kaptan, uzak yol kaptanı
KAPELA (Kelime Kökeni: İtalyanca cappello)
-
Şapka
Serseri güruhunun başlarından düşmeyen siperli sipersiz kapelalarla... - Ahmet Rasim
KAPARİ (Kelime Kökeni: Rumca)
- Gebre otu
KAPLI
-
Kaplanmış olan
Çantasından çok sayfalı, maroken kaplı küçük bir defter çıkardı. - Ömer Seyfettin
- Kabı olan
- Ciltli
KAPMA
-
Kapmak işi
Bir fende kazık kakmaktansa hepsinden birer parça malumat kapma fikrinde idi. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
- Hile ile elde edilen
KAPUT (Kelime Kökeni: Fransızca capote)
-
Asker paltosu
İsli tavana bakarak kaputumun düğmelerini iliklemeye başladım. - Ömer Seyfettin
- Otomobil, kamyon vb. motorlu taşıtlarda motoru örten açılır kapanır biçimdeki kapak
- Prezervatif
Birleşik Kelimeler: kaput bezi, askerî kaput
- İskambilde el vermeden yenme
- Kötü, bozuk, işe yaramaz
Ata Sözleri ve Deyimler
- kaput etmek
- kaput gitmek (veya olmak)
KAPLAM
-
Bir kavramın ve o kavramı dile getiren terimin içerdiği varlıkların ve bireysel olayların bütünü, kapsam, şümul
Bütün insanlar, hayvanlar, bitkiler canlı kavramının kaplamı içine girerler.
KAPLIK
- Kap kacak koymaya yarayan yer
-
Defter, kitap vb.ni kaplamaya yarayan
Kaplık kâğıt.
-
Herhangi bir kap dolduracak miktarda olan
İki kaplık aşure.
KAPMAK
-
Birdenbire yakalayarak, çekerek almak
Bir hamlede atıldım. Evvela tabibin elinden defteri kaparak fırlattım. - Halit Ziya Uşaklıgil
- Isırıp parçalamak
-
Koparmak, kıstırmak
Makine parmağını kapmış.
-
İşitir işitmez veya görür görmez bellemek ve öğrenmek
Bir müzik parçasını kapmak.
- Yer ayırmak, yer tutmak
-
Bulaşmış olmak, geçmek
Hastalık kapmak. Huy kapmak.
Ata Sözleri ve Deyimler
- kapanın elinde kalmak
- kapıp koyuvermek
Birleşik Kelimeler: kapan kapana, kapkaç, kaptıkaçtı, böcekkapan, demirkapan, kılkapan, pirekapan, samankapan, sinekkapan, uşakkapan