İçinde Zam Bulunan Kelimeler
İçinde ZAM olan 87 kelime bulunuyor. İçerisinde ZAM geçen kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Zam kelimesinin anlamı nedir? Zam ile başlayan kelimeler. Zam ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
14 Harfli Kelimeler
VAKTİZAMANINDA27
13 Harfli Kelimeler
SULTANİHÜZZAM28, GAYRİMUNTAZAM25, İNTİZAMSIZLIK23
12 Harfli Kelimeler
ZAMBAKGİLLER22
11 Harfli Kelimeler
GAYRİNİZAMİ21, NİZAMSIZLIK21, ZAMANDAŞLIK21, ZAMANSIZLIK21, MÜRURUZAMAN20, SADRAZAMLIK19
10 Harfli Kelimeler
VEZİRİAZAM23, KIZAMIKÇIK20, İNTİZAMSIZ19, ZAMPARALIK19, MOZAMBİKLİ18, SARIZAMBAK18, ZAMKIARABİ17, BİLİLTİZAM16, MUNTAZAMAN16, ZAMANLAMAK15, ZAMKLANMAK15
9 Harfli Kelimeler
ZAMAZİNGO21, ABUZAMBAK18, ZAMBİYALI18, İLTİZAMCI17, KIZAMIKLI16, ZAMANINDA16, ZAMMETMEK15, İNTİZAMLI14, NİZAMNAME14, ZAMANLAMA14, ZAMKLAMAK14, ZAMKLANMA14, ZAMLANMAK14
8 Harfli Kelimeler
CÜZZAMLI21, KAVZAMAK18, EGZAMALI17, NİZAMSIZ17, ZAMANSIZ17, ZAMANDAŞ17, SADRAZAM15, AKZAMBAK14, MUNTAZAM14, NİZAMİYE14, TAZAMMUN14, ZAMMETME14, ZAMKİNOS14, İSTİLZAM13, ZAMLANMA13, ZAMKLAMA13, AZAMETLİ12, İLTİZAMİ12
7 Harfli Kelimeler
KAVZAMA17, MUAZZAM16, ZAMPARA15, KIZAMIK13, MEZAMİR12, NİZAMLI12, ZAMANLI12, İNTİZAM11, İLTİZAM11, KAZAMAT11, ZAMANLA11
6 Harfli Kelimeler
HÜZZAM19, CÜZZAM18, ZAMSIZ15, EGZAMA14, MUNZAM12, ZAMBAK12, UZAMAK11, ZAMKLI11, AZAMET10, NİZAMİ10,
5 Harfli Kelimeler
UZAMA10, ZAMME10, ZAMLI10, AZAMİ9, İLZAM9, NİZAM9, ZAMİR9, ZAMAN9
4 Harfli Kelimeler
UZAM9, İZAM8, ZAMK8
3 Harfli Kelimeler
ZAM7
ZAM (Kelime Kökeni: Arapça żamm)
-
Bir şeyin fiyatını artırma, bindirim
Hayat pahalılığı arttıkça işçi gündeliklerine yeni zam istekleri gelecek. - Falih Rıfkı Atay
Ata Sözleri ve Deyimler
- zam gelmek
- zam görmek
- zam yapmak
Birleşik Kelimeler: zammetmek, zam paketi, fiilî hizmet zammı, itibari hizmet zammı
İZAM (Kelime Kökeni: Arapça iʿzām)
- Bir kimseyi gönderme, yollama
- Olduğundan büyük gösterme, büyütme, abartma
Ata Sözleri ve Deyimler
- izam etmek
ZAMK (Kelime Kökeni: Arapça ṣamġ)
- Akasya, kitre, sütleğen vb. ağaçların kabuklarından sızarak donan, eriyiği yapıştırıcı olarak kullanılan, renksiz veya sarı kırmızımtırak renkte biçimsiz madde
- Bu maddenin yapıştırıcı olarak kullanılan eriyiği
Birleşik Kelimeler: zamk ağacı, zamk akasyası, zamk hastalığı, zamkıarabi, Arap zamkı, kiraz zamkı
AZAMİ (Kelime Kökeni: Arapça aʿẓamī)
-
En çok, en üst, en büyük, en yüksek (derece, nicelik), maksimum, maksimal
Ben azami derecede haşarı ve uçarı bir çocuktum. - Yahya Kemal Beyatlı
- Maksimum
İLZAM (Kelime Kökeni: Arapça ilzām)
- Cevap veremez duruma getirme, susturma
- Herhangi bir iş yerinin gelirlerini toplama işini üzerine alma
Ata Sözleri ve Deyimler
- ilzam etmek
NİZAM (Kelime Kökeni: Arapça niẓām)
-
Düzen
Evin nizamında Türk kadınlarının vakur zarafeti göze çarpar. - Orhan Seyfi Orhon
-
Kural
Şimdi, eski sıralar bozuldu, yeni sıralar, yeni nizamlar gelinceye kadar böyle olacak! - Memduh Şevket Esendal
Birleşik Kelimeler: nizamname, yanaşık nizam, kol nizamı
ZAMİR (Kelime Kökeni: Arapça żamīr)
-
Kişi, dönüşlülük, gösterme, soru ve belirsizlik kavramları vererek varlıkların yerini tutan söz, adıl
Onu ya insana verilen özel adla ya da adın yerini tutan bir zamirle gösterir. - Azra Erhat
Birleşik Kelimeler: belgisiz zamir, dönüşlü zamir, belirsizlik zamiri, gösterme zamiri, işaret zamiri, kişi zamiri, soru zamiri, şahıs zamiri
-
İçyüz
Bu sözüyle zamirini dışa vurmuş oldu.
ZAMAN (Kelime Kökeni: Arapça zamān)
-
Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit
Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım. - Ömer Seyfettin
-
Bu sürenin belirli bir parçası, vakit
Efendiler, az söylemek çok yapmak zamanı gelmiştir. - Attila İlhan
- Belirlenmiş olan an
-
Çağ, mevsim
Gül zamanı. Çocukluk zamanı.
- Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler, vakit
-
Dönem, devir
Dedelerimizin zamanında burada bir kral yaşardı. - Reha Mağden
- Olayların oluş ve akış sırasını belirleyen, düzenli ve dönemli gök olaylarını birim olarak kullanan sanal bir kavram
-
Fiillerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman, geniş zaman kavramı
Geldi, gelmiş, geliyor, gelecek, gelir.
- Yer kabuğunun geçirdiği gelişimde belirlenen ve fosillere göre dörde ayrılan geniş evrelerden her biri
Ata Sözleri ve Deyimler
- zaman almak
- zamana uymak
- zaman bırakmak
- zaman geçirmek
- zamanı (veya zamanını) geçirmek
- zamanı avlamak
- zamanı dolmak
- zamanı geçmek
- zaman ile yarışmak
- zaman kazanmak
- zaman kollamak
- zaman öldürmek
- zaman tanımak
- zaman vermek
Birleşik Kelimeler: zaman aşımı, zaman ayarlı, zaman belirteci, zaman bilimi, zaman birimi, zaman dizini, zaman eki, zaman tüneli, zaman zaman, zaman zarfı, açık zaman, ahir zaman, aman zaman, art zamanlı, birleşik zaman, bir zaman, dar zaman, eş zaman, eş zamanlı, geçmiş zaman, gelecek zaman, gelecek zaman kipi, geniş zaman, her zaman, İkinci Zaman, kimi zaman, müruruzaman, ölü zaman, yalın zaman, aynı zamanda, çift zamanı, hikâye birleşik zamanı, iftar zamanı, ikindi zamanı, rivayet birleşik zamanı, yıldız zamanı, vaktizamanında, bir zamanlar
UZAM
- Algılanan nesnelerin temel niteliği
- Bir nesnenin uzayda kapladığı yer, vüsat
AZAMET (Kelime Kökeni: Arapça ʿaẓamet)
- Ululuk, büyüklük
-
Gurur
Arkadaşlarımdan ayrılıp onun yanına geçmek azametime dokundu. - Reşat Nuri Güntekin
- Görkem, gösteriş, heybet
- Debdebe
-
Çalım, kurum, tekebbür
Şu her tarafından temizlik ve azamet akan şişman adama bile sorabilirdi. - Sait Faik Abasıyanık
Ata Sözleri ve Deyimler
- azamet satmak
NİZAMİ (Kelime Kökeni: Arapça niẓāmī)
- İstenilen düzende olan, düzene uygun olan, kurallara uygun olan
- Kanunlarla ilgili olan
ZAMANE (Kelime Kökeni: Arapça zamāne)
-
İçinde bulunulan zaman, dönem
Karısı, evin hayatını, kendisi yokken en akıllı adamlar gibi zamaneye uydurmuştu. - Ömer Seyfettin
-
Yakınma veya hafifseme yoluyla şimdiki zaman
Hep bunlar yeni avukatlık çenebazlığı, zamane lafları. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
Birleşik Kelimeler: zamane adamı, zamane çocuğu
UZAMA
-
Uzamak işi
Seyahatin uzaması ihtimali de çoktur. - Refik Halit Karay
ZAMME (Kelime Kökeni: Arapça żamme)
- Ötre
ZAMLI
- Fiyatı arttırılmış, bindirimli