Zam ile Başlayan Kelimeler



ZAM ile başlayan 34 kelime bulunuyor. Başında ZAM olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Zam kelimesinin anlamı nedir? Zam ile biten kelimeler. İçinde zam olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

12 Harfli Kelimeler

ZAMBAKGİLLER22

11 Harfli Kelimeler

ZAMANDAŞLIK21, ZAMANSIZLIK21

10 Harfli Kelimeler

ZAMPARALIK19, ZAMKIARABİ17, ZAMANLAMAK15, ZAMKLANMAK15

9 Harfli Kelimeler

ZAMAZİNGO21, ZAMBİYALI18, ZAMANINDA16, ZAMMETMEK15, ZAMANLAMA14, ZAMKLAMAK14, ZAMKLANMA14, ZAMLANMAK14

8 Harfli Kelimeler

ZAMANSIZ17, ZAMANDAŞ17, ZAMMETME14, ZAMKİNOS14, ZAMLANMA13, ZAMKLAMA13

7 Harfli Kelimeler

ZAMPARA15, ZAMANLI12, ZAMANLA11

6 Harfli Kelimeler

ZAMSIZ15, ZAMBAK12, ZAMKLI11, ZAMANE10

5 Harfli Kelimeler

ZAMME10, ZAMLI10, ZAMİR9, ZAMAN9

4 Harfli Kelimeler

ZAMK8

3 Harfli Kelimeler

ZAM7


ZAM (Kelime Kökeni: Arapça żamm)


[isim]
  • Bir şeyin fiyatını artırma, bindirim

    Hayat pahalılığı arttıkça işçi gündeliklerine yeni zam istekleri gelecek. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zam gelmek
  • zam görmek
  • zam yapmak

Birleşik Kelimeler: zammetmek, zam paketi, fiilî hizmet zammı, itibari hizmet zammı


ZAMK (Kelime Kökeni: Arapça ṣamġ)


[isim] [bitki bilimi]
  • Akasya, kitre, sütleğen vb. ağaçların kabuklarından sızarak donan, eriyiği yapıştırıcı olarak kullanılan, renksiz veya sarı kırmızımtırak renkte biçimsiz madde

Birleşik Kelimeler: zamk ağacı, zamk akasyası, zamk hastalığı, zamkıarabi, Arap zamkı, kiraz zamkı


ZAMİR (Kelime Kökeni: Arapça żamīr)


[isim] [dil bilgisi]
  • Kişi, dönüşlülük, gösterme, soru ve belirsizlik kavramları vererek varlıkların yerini tutan söz, adıl

    Onu ya insana verilen özel adla ya da adın yerini tutan bir zamirle gösterir. - Azra Erhat

Birleşik Kelimeler: belgisiz zamir, dönüşlü zamir, belirsizlik zamiri, gösterme zamiri, işaret zamiri, kişi zamiri, soru zamiri, şahıs zamiri

[isim] [eskimiş]
  • İçyüz

    Bu sözüyle zamirini dışa vurmuş oldu.


ZAMAN (Kelime Kökeni: Arapça zamān)


[isim]
  • Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit

    Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım. - Ömer Seyfettin

[gök bilimi]
  • Olayların oluş ve akış sırasını belirleyen, düzenli ve dönemli gök olaylarını birim olarak kullanan sanal bir kavram
[dil bilgisi]
  • Fiillerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman, geniş zaman kavramı

    Geldi, gelmiş, geliyor, gelecek, gelir.

[jeoloji]
  • Yer kabuğunun geçirdiği gelişimde belirlenen ve fosillere göre dörde ayrılan geniş evrelerden her biri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zaman almak
  • zamana uymak
  • zaman bırakmak
  • zaman geçirmek
  • zamanı (veya zamanını) geçirmek
  • zamanı avlamak
  • zamanı dolmak
  • zamanı geçmek
  • zaman ile yarışmak
  • zaman kazanmak
  • zaman kollamak
  • zaman öldürmek
  • zaman tanımak
  • zaman vermek

Birleşik Kelimeler: zaman aşımı, zaman ayarlı, zaman belirteci, zaman bilimi, zaman birimi, zaman dizini, zaman eki, zaman tüneli, zaman zaman, zaman zarfı, açık zaman, ahir zaman, aman zaman, art zamanlı, birleşik zaman, bir zaman, dar zaman, eş zaman, eş zamanlı, geçmiş zaman, gelecek zaman, gelecek zaman kipi, geniş zaman, her zaman, İkinci Zaman, kimi zaman, müruruzaman, ölü zaman, yalın zaman, aynı zamanda, çift zamanı, hikâye birleşik zamanı, iftar zamanı, ikindi zamanı, rivayet birleşik zamanı, yıldız zamanı, vaktizamanında, bir zamanlar


ZAMANE (Kelime Kökeni: Arapça zamāne)


[isim]
  • İçinde bulunulan zaman, dönem

    Karısı, evin hayatını, kendisi yokken en akıllı adamlar gibi zamaneye uydurmuştu. - Ömer Seyfettin

Birleşik Kelimeler: zamane adamı, zamane çocuğu


ZAMME (Kelime Kökeni: Arapça żamme)


[isim] [eskimiş]
  • Ötre

ZAMLI


[sıfat]
  • Fiyatı arttırılmış, bindirimli

ZAMANLA


[zarf]
  • Aradan süre geçtikçe, giderek

    Basınımızın gelişmesini gözden geçirirsek görürüz ki zamanla konular uzmanlıklar arasında bölüşülür. - Necati Cumalı


ZAMKLI


[sıfat]
  • Üstüne zamk sürülmüş

Birleşik Kelimeler: zamklı kâğıt


ZAMANLI


[sıfat] [müzik]
  • Zamanı olan

    Üç zamanlı ölçü.

[zarf]
  • Uygun bir zamanda

Birleşik Kelimeler: zamanlı zamansız, art zamanlı, eş zamanlı


ZAMBAK (Kelime Kökeni: Arapça zanbaḳ)


[isim] [bitki bilimi]
  • Zambakgillerden, 90-100 santimetre yüksekliğinde, güzel ve iri çiçekli, çok yıllık bir süs bitkisi, top zambak (Lilium candidum)

    Zambakları vazoya yerleştirdim. - Adalet Ağaoğlu

Birleşik Kelimeler: akzambak, sarızambak, top zambak, nergis zambağı


ZAMLANMA


[isim]
  • Zamlanmak işi

ZAMKLAMA


[isim]
  • Zamklamak işi

ZAMANLAMA


[isim]
  • Zamanlamak işi

ZAMKLAMAK


[-i]
  • Zamk sürmek