[isim]

[tarih]

• Bir kalenin veya tahkim edilmiş bir yerin teslimi

[isim]

[tıp]

• Herhangi bir organa ve en çok akciğerlere yerleşen Koch basilinin yol açtığı ateşli ve bulaşıcı bir hastalık, tüberküloz

  Annemin genç yaşta veremden ölen rahmetli amcasını görmedim. - Yusuf Ziya Ortaç

[sıfat]

• Bu hastalığa tutulmuş, veremli

  Verem bir kadının duyguları.

Ata Sözleri ve Deyimler

• verem etmek
• verem olmak

[isim]

• Bir şeyin elden ele geçmesi

• Bir şeyi elden ele vererek aktarma

  Karpuzları alavere ile mavnadan sergiye taşıdılar.

• Kargaşalık

[denizcilik]

• Vapurlarda bu biçimde taşıma işi için bordalarda kurulan basamaklı iskele

[isim]

[eskimiş]

• Mirasçılar

[isim]

• Şanlıurfa iline bağlı ilçelerden biri

[sıfat]

[tıp]

• Vereme tutulmuş, müteverrim

  Onu yalnız ince hastalığa münhasır zanneder, başka hastalıklara aldırmadığı hâlde, veremliden son derece çekinirdi. - Reşat Nuri Güntekin

[isim]

[teklifsiz konuşmada]

• Yalan dolanla gizlice görülen kötü iş, gizli oyun

  Gümrük dalaveresini bilmediğim için tüccar yanına giremedim. - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

• dalavere çevirmek (veya dalaveresini döndürmek)

[isim]

• İşçileri ücretle çalıştıran gerçek veya tüzel kişi, çalıştıran, patron

  Fabrikaları, atölyeleri gezin, işçilerle, işverenlerle konuşun. - Sait Faik Abasıyanık

[isim]

• Birine verilmesi gereken para, borç, alacak karşıtı

[sıfat]

[kimya]

• Isı açığa çıkaran, çevresine ısı salan (birleşme, tepkime), ekzotermik

[zarf]

• Karşılığı sonra ödenmek üzere, peşin karşıtı

[mecaz]

• Özensiz, gönülsüz, önem vermeden

  Çok veresiye iş görüyor.

Ata Sözleri ve Deyimler

• veresiye almak
• veresiye vermek

[sıfat]

• Bir köşeden karşı köşeye doğru kesilmiş, katlanmış veya konulmuş olan

  Verev etek.

[isim]

• Vurguncu

[sıfat]

• Birine vereceği olan, borçlu, alacaklı karşıtı

[mecaz]

• Birinden para yönünden veya iyilik vb. yardımlar görerek borçlanan (kimse), medyun

[isim]

[eskimiş]

• Bir konu hakkında birinin düşüncesini sorma, danışma

  Ne kadar hükûmetler varsa meşveret usulünü kabul etmiş. - Ömer Seyfettin

• İki veya daha fazla kişinin birbiriyle fikir alışverişinde bulunması

Ata Sözleri ve Deyimler

• meşveret etmek