İçinde Sul Bulunan Kelimeler

İçinde SUL olan 86 kelime bulunuyor. İçerisinde SUL geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Sul ile başlayan kelimeler. Sul ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

YOKSULLAŞTIRMAK25, MESULİYETSİZLİK24

14 Harfli Kelimeler

YOKSULLAŞTIRMA24, SULTANİBUSELİK20

13 Harfli Kelimeler

SULTANİHÜZZAM28, ÇOCUKSULAŞMAK27, FASULYEGİLLER27, SULANDIRILMAK20

12 Harfli Kelimeler

YEŞİLFASULYE27, ÇOCUKSULAŞMA26, SULHSEVERLİK25, SULTANİYEGAH24, MESULİYETSİZ21, YOKSULLAŞMAK21, SULANDIRILMA19

11 Harfli Kelimeler

SULANDIRICI21, YOKSULLAŞMA20, SULTANHİSAR18, SULTANBEYLİ17, SULANDIRMAK17, MESULİYETLİ16

10 Harfli Kelimeler

SULHPERVER26, FASULYEMSİ22, SULTANDAĞI22, ÇOCUKSULUK21, SULTANOĞLU21, USULSÜZLÜK21, TAVUKSULAR19, SULULAŞMAK17, SULANDIRMA16, TULUMSULAR15

9 Harfli Kelimeler

SULUGÖZLÜ27, SULHSEVER22, PUSULASIZ21, PUSULACIK20, SULHÇULUK20, USULCACIK19, MAHSULDAR18, PUSULAMAK17, SULULAŞMA16, USULLACIK16, SULUSARAY15, YOKSULLUK15, MESULİYET14, SULARINDA14, SULAKYURT14, SULTANLIK12

8 Harfli Kelimeler

PUSULALI16, PUSULAMA16, MAHSULAT15, KONSULTO12, ALELUSUL11, SULAKLIK11, SULANMAK11, SULATMAK11

7 Harfli Kelimeler

FASULYE17, SULUOVA17, USULSÜZ16, PUSULUK15, SULFATA15, USULDAN12, SULULUK11, SULATMA10, SULAMAK10, SULANMA10, SULANTI10, SULTANİ9

6 Harfli Kelimeler

SULHÇU16, MAHSUL13, PUSULA13, USULCA12, YOKSUL11, SULAMA9, SULTAN8

5 Harfli Kelimeler

VUSUL14, HUSUL12, MESUL8, OTSUL8, SULUK8, RESUL7, SULTA7, SULAK7

4 Harfli Kelimeler

SULH10, SULP10, SULU7, USUL7

RESUL (Kelime Kökeni: Arapça resūl)

[isim]

[din bilgisi]

  • Kendisine kitap indirilmiş peygamber

[eskimiş]

  • Haberci

SULTA (Kelime Kökeni: Arapça sulṭa)

[isim]

[eskimiş]

  • Otorite

    Hepimiz insanız Süleyman, aynı mayanın sultasındayız. - Turan Oflazoğlu

  • Yetke

SULAK

[sıfat]

  • Suyu olan, suyu bol (yer)

    Sulak bir sazlığın başında, önümüze bir kaplumbağa çıkmıştı. - Osman Cemal Kaygılı

[isim]

  • Kuşlar için su konulan küçük kap

Birleşik Kelimeler: sulak alan

SULU

[sıfat]

  • Suyu olan, içinde su bulunan, koyu karşıtı

    Eczanede acaba nane suyu yahut zararsız bir sulu ilaç var mıdır? - Reşat Nuri Güntekin

  • Suyu çok olan

    Onun getirdiği kızarmış eti, şarabı, iri ve sulu elmaları acele yuttu. - Ömer Seyfettin

  • İçine su katılmış, sulandırılmış olan

    Sulu süt.

[mecaz]

  • Yersiz şakalar yapan, söz ve davranışları ile çevresini tedirgin eden veya gereksiz iltifatlarda bulunan (kimse)

    Ben diyor, akşamdan beri onu kolluyorum. Bilirim sarhoşluğu suludur. - Memduh Şevket Esendal

Birleşik Kelimeler: sulu boya, sulu göz, sulu kar, sulu sepken, sulu tarım, sulu yemek, sulu zırtlak, sulu ziraat, ala sulu, gözü sulu

USUL (Kelime Kökeni: Arapça uṣūl)

[isim]

  • Kökler, asıllar

[hukuk]

  • Bir kimsenin ana, baba, dede ve nineleri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • usulüne uydurmak

Birleşik Kelimeler: usul hukuku

[isim]

  • Bir amaca erişmek için izlenen düzenli yol, tutulan yol, yöntem, tarz

    Kendine baktırmak için güzel usul doğrusu. - Haldun Taner

  • Bilimde belli bir sonuca erişmek için, belli ilke ve kurallara göre izlenen yol, metot

[hukuk]

  • Bir yasama veya idare işleminin hazırlanması, yapılması veya yürürlüğe konması sırasında uyulması gereken hükümler ve izlenecek yollar

[müzik]

  • Klasik Türk müziğinde tempo

    Kendilerine nota, usul filan öğretilecek olursa bunlardan çok şey beklenebilir. - Osman Cemal Kaygılı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • usul tutmak

Birleşik Kelimeler: Alman usulü, muhakeme usulü, yargılama usulü, yargı usulü

[zarf]

[eskimiş]

  • Alçak sesle

    Ala gözlü benli dilber / Usul söyle söz ederler - Karacaoğlan

  • Yavaş bir biçimde

SULTAN (Kelime Kökeni: Arapça sulṭān)

[isim]

[tarih]

  • Müslüman, özellikle Sünni hükümdarların kullandıkları unvan, padişah

    Kanuni Sultan Süleyman.

  • Padişahların erkek ve kız çocukları ile anne ve eşlerine verilen unvan

    Naciye Sultan. Hürrem Sultan.

  • Bektaşi azizi

    Balım Sultan.

[mecaz]

  • Belli bir alanda en üst düzeyde olanlar için kullanılan bir söz

    O, Türk sinemasının sultanıdır.

Birleşik Kelimeler: sultan böreği, sultan efendi, sultan kethüdası, sultanoğlu, haseki sultan, valide sultan

MESUL (Kelime Kökeni: Arapça mesʾūl)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Sorumlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mesul olmak
  • mesul tutmak

Birleşik Kelimeler: eczacı mesul müdürü

OTSUL

[sıfat]

[bitki bilimi]

  • Otsu

SULUK

[isim]

  • Öğrencilerin okula su götürdükleri kap
  • Kuş kafeslerinde su konan kap
  • Tavukların su gereksinimlerini karşılamak üzere uzun, yuvarlak, küçük çanak veya damlalıklı biçimlerde değişik malzemeden yapılmış yarı otomatik veya otomatik düzen
  • Büyükbaş hayvanların barındığı yerlerde su içmelerini kolaylaştıran küçük tekne veya havuz

    Ahırlarda her iki hayvandan birine suluk yapılması gerektiği de vurgulanmış. - Tarık Dursun K.

[spor]

  • Yarışçıların su, glikozlu su, çay veya meyve suyu koymalarına yarayan kap

[tıp]

  • Küçük çocukların başlarında, yer yer saç dökülmesi ve kabartılarla beliren bir deri hastalığı

[halk ağzında]

  • Oda içinde yıkanmak için ayrılmış küçük yer, gusülhane

Birleşik Kelimeler: suluk zinciri

SULTANİ (Kelime Kökeni: Arapça sulṭānī)

[sıfat]

  • Sultanlara yaraşan veya sultanlarla ilgili

    Zevcesi, bu sultani, bu muhteşem gururuyla ne kadar güzeldi. - Peyami Safa

[isim]

[tarih]

  • 1908'den sonra Osmanlı ülkelerinde, bugünkü lise dengi öğretim kurumu

    Koskoca bir sultani mualliminin anası olmak! - Yusuf Ziya Ortaç

[isim]

[tarih]

  • Mısır, Trablus ve Cezayir darphanelerinde basılan Osmanlı altını

[isim]

[bitki bilimi]

  • Çekirdeksiz bir tür üzüm

Birleşik Kelimeler: sultanibuselik, sultanihüzzam, sultani tembel, sultaniyegâh

SULAMA

[isim]

  • Sulamak işi
  • Arklar veya savaklar yardımı ile su akıtarak herhangi bir toprak bölgesini kuraklıktan kurtarma

SULATMA

[isim]

  • Sulatmak işi

SULAMAK

[-i]

  • Toprak, bitki, hayvan vb.ne su vermek

    Babası çiçekleri suluyor ve öksürüyordu. - Peyami Safa

  • Hayvana su vermek, suvarmak

[argo]

  • Para ödemek, vermek, harcamak

    Sabah sabah beş milyon lirayı suladık.

SULANMA

[isim]

  • Sulanmak işi

    Ahlak daima gübrelenmeye, sulanmaya muhtaç bir fidana benzer. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Bazı nesnelerin, havanın nemini soğurarak çözünme özelliği

SULANTI

[isim]

  • Sulanma, cinsel isteği gösterme, asılma

    Ben erkek kalmak isterim, sulantı bana düşer ama beceremiyorum, odasından da ayrılamıyorum. - Memduh Şevket Esendal